Yıllardır ülkemizdeki festivaller, şenlikler ve kültürel etkinliklerde en çok izlettirilen film ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’.
Davetli olarak gittiğim bu tür etkinliklerden biliyorum bunu.
1977 yapımı film, halka ücretsiz izlettiriliyor, ama etkinliği düzenleyenler bunun için yapımcısına para ödüyor.
Bu paranın miktarını ödeyen ve alandan başka kimse bilmiyor!
Oysa ‘eser sahibi’ sayılan senarist, yönetmen ve besteci de pay alması gerekir bu paradan.
Öykünün sahibi Cengiz Aytmatov, senarist Ali Özgentürk, yönetmen Atıf Yılmaz ve müzikleri yapan Cahit Berkay, oyuncular Türkan Şoray ve Kadir İnanır, bu filmin TV, VHS, DVD, dijital platformlar ve festivallerden kazandığı paradan bir kuruş telif almadı.
Hepsi yapımcı Arif Keskiner’in cebine gitti.
Çünkü Türkiye’de yapımcılar filmlerin sadece sinemalarda, daha sonra tek kanallı TRT’de gösterildiği yıllarda eser sahiplerine ve oyunculara paralarını peşin ödeyerek, tüm telif haklarını münhasıran devir alıyordu. O yüzden özel kanallara sattıkları, DVD’lerini çıkardıkları filmlerden hiçbirine telif ödemiyordu.
İnanır’ın sitemi
Filmlerin gösterileceği mecralar çoğaldıkça arşivlerindeki yapımlarla ceplerini dolduranlara sitem edenler sanatçılar da oldu, hakkını yargıda arayanlar da...
Eser sahiplerine ve oyunculara bir kere para ödeyip çektikleri filmleri televizyonlara ve çıkan yeni mecralara sattıkça para kazanan yapımcılara Kadir İnanır’ın sitemi hep şuydu:
“Yapımcılar, oynadığım filmleri televizyonlara ve başka mecralara satıp para kazandıkça evime bir çiçek gönderseydi, Türkiye’nin en büyük çiçekçisi olurdum.”
Kemal Sunal, meslektaşı ve kendisi gibi Çiçek Bar müdavimi olan Kadir İnanır gibi yapımcılardan çiçek beklemek yerine hakkını aramak için yargıya gitti.
Kemal Sunal yaşarken sonuçlanmayan davalar, o ölünce ailesine miras kaldı. Sunal Ailesi de işin peşini bırakmadı. Kemal Sunal’ın hayattayken başlattığı telif savaşı ölümünden tam 24 yıl sonra sonuçlandı.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, oynadığı filmlerde komşu hak sahibi Kemal Sunal’ın mirasçılarından izin alınmaksızın yapılan haksız kullanımlar nedeniyle yapımcıların davacılara tazminat ödemesine hükmetti.
Bu demektir ki, yapımcılar eser sahiplerine ve oyunculara paralarını peşin ödeyip, izin alsa bile o yıllarda olmayan bir mecra doğduğunda eseri oraya satarken alacağı paradan o insanlara da telif haklarını ödemesi gerekir.
Bakanlık devrede
Mevcut Telif Yasası gereğince müzik yayını yapan her mecranın, müziğin meslek birlikleriyle anlaşma yapıp, belirlenen tarifeler üzerinden telif ödemesi gerekiyor. Ancak başta bazı oteller olmak üzere birçok işletme, müzik meslek birlikleriyle lisans anlaşması yapmıyordu.
Bu da müzik eseri sahipleri için ciddi telif kaybı demekti.
Meslek birlikleriyle otel, motel, pansiyon ve konaklama tesisleri arasında bir türlü çözüme kavuşmayan bu soruna neşteri Kültür ve Turizm Bakanlığı vurdu. Bakanlığın taraflarla iki yıldır sürdürdüğü görüşme ve çalışmalar sonuçlandı.
31 Ekim son
Türkiye’deki tüm otel, motel, pansiyon ve konaklama tesisinin çaldıkları müzik için meslek birliklerine telif ödemesini gerektiren düzenleme Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. 21 bin civarındaki işletmeden cezalı duruma düşmek istemeyenler 31 Ekim 2023’e kadar gerekli sözleşmeleri imzalamak zorunda.
MESAM Başkanı Recep Ergül, devrim niteliğindeki bu kararda, otel meslek birlikleri TÜROFED ve TUROB’un çözüm üretmeye ve iş birliğine dayalı yaklaşımının da büyük payı olduğunu açıkladı.
Eser sahiplerinin haklarına kavuşması adına çok güzel bir gelişme bu.
Telif ödemekle yükümlü işletmelere keşke, çaldıkları eserlerin listesini yani repertuvar bildirim mecburiyeti de gelse...
O zaman kimsenin kimseye hakkı geçmez, herkes çalınan eseri kadar telif kazanmış olurdu.
GÜNÜN SÖZÜ
“Mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız, hayatınızı bir amaca bağlayın kişilere veya eşyalara değil.” (Albert Einstein)
KURBAN BAYRAMIMIZI KUTLUYORUM.