33 askerimizin şehit edildiği gece birçok insan gibi benim de gözüme uyku girmedi. Çünkü o gece, İdlib’de bulunan 33 vatan evladı kalleşçe şehit edildi.
Elbette ki ateş en çok düştüğü yeri yaktı, giden 33 can olunca vicdan sahibi her insan bu acıyı yüreğinde hissetti.
O gece sosyal medyada yazılanlar şehit haberleri kadar can acıtan türdendi.
Yok böyle bir bilgi kirliliği, vatan hainliği...
Türk askeri, rejim askerlerine karşı yaptığı misli saldırılarla şehit silah arkadaşlarının kanını yerde bırakmadı. Bundan sonra da bırakmayacak.
Askerimiz Suriye’de üstüne düşeni yaparken içeride de poliste sıra. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sosyal medyadaki “vatan hainleri” hakkında soruşturma başlattı.
Polis, “yalan”ı “gerçek” gibi, başka olayların video ve ses kayıtlarını “o geceden” diye servis edenler, yayanlar, şehitlerimiz için, “Oh olsun” diyenleri en kısa sürede bulup yargı önüne çıkarmalı.
Bunlar sadece “vatana ihanet”ten değil, “Yaptıkları kara propaganda yüzünden insanların sosyal medyaya erişimine engel olmaktan” da yargılanmalı ve ceza almalı ki yarın onların yolundan gitmeyi planlayanlar başlarına gelecekleri hesaba katmalı.
2018’de ‘düşman’ 2020’de ‘baş tacı’
“Modacı Gülşah Saraçoğlu, selfie fotoğrafına fotoşop ayarını kaçırınca dişleri ağzından fırlamış gibi duran Bülent Ersoy’u resmen harcamış” haberini okurken müstehzi bir tebessüm belirdi yüzümde.
Neden mi?
Gülşah Saraçoğlu’nun Instagram’ından paylaştığı Bülent Ersoy’lu selfie fotoğrafını görünce iki yıl önce ekranlardaki kapışmaları geldi aklıma.
Saraçoğlu, Kanal D’de katıldığı magazin programında “Diva” hakkında en küçük bir eleştiri yapınca Bülent Ersoy, çok ağır sözler sarf etmişti hakkında. Saraçoğlu, kendisine “mahalle arası terzisi”, diktiği kıyafetleri “paçavra” diyen “Diva”yı mahkemeye bile vermişti.
2018’de kapışan, 2019’da açtığı davayı geri çekip Bülent Ersoy’la barışan Saraçoğlu, 2020’de diktiği kıyafetini giyen “Diva” için bakın neler yazdı?
“Meslek yolculuğumda böylesine kıdemli, böylesine muazzam dev bir isimle çalışmak gayet tabii büyük şeref. Onunla provalar hep bir şölene dönüşür. Güzel sözleriniz için, samimi duygularınız
için teşekkürü bir borç bilir,
yüce gönlünüzden öperim büyük Bülent Ersoy.”
Gülşah Saraçoğlu ile Bülent Ersoy arasındaki kavga hakkında neler yazdığım ve söylediğim arşivlerde var.
O zaman ne söylediysem, bugün de aynı noktadayım.
Çünkü adım gibi biliyorum ki şov dünyasında ilelebet küslük veya dostluk olmaz.
Peki, ne olur?
Merhum Süleyman Demirel siyaset dünyasında olan biteni nasıl özetlemişti?
“Dün dündür, bugün bugündür.”
Bülent Ersoy-Gülşah Saraçoğlu arasında iki yılda olanlardan da anlaşılacağı gibi, şov dünyasında da durum aynı.
Şov dünyasında ilişkilerin ömrünü karşılıklı çıkarlar belirler.
Çıkarlar bozulunca “dost”lar birden “düşman” olur, çıkarlar örtüşünce de tam tersi.
Öyle ya da böyle; sonuçta en önemlisi şu:
Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz.
‘Yok edemiyorsan görmezden gel!’
TV8’de yayınlanan “Doğduğun Ev Kaderindir” dizisinin başrol oyuncusu Demet Özdemir’in InStyle’a verdiği söyleşi ilgimi çekti. Çünkü söyleşide Özdemir, hayranlarının ilgisini çekecek açıklamalarda bulundu.
InStyle’a alışverişte en çok ayakkabı, çanta ve eşofmanlara para harcadığını, gardırobunun en değerli kıyafetlerinin deri ceketleri olduğunu anlatan Özdemir, en son annesine bir kolye aldığını, kendisine gelen son hediyenin de müthiş kokulu mumlar olduğunu açıkladı.
En son “Evlat” oyununu ve “Parazit” filmini izleyen Demet Özdemir’in hakkında çıkan asılsız haberler ve sosyal medyadaki kötü yorumların kendisini üzüp üzmediği sorusuna verdiği yanıt şu:
“Üzüyor tabii ki, kimi üzmez? Benim de ailem var. Kimse kötü ya da asılsız haber okuyup mutlu olmaz. Ancak sanırım alışmaya ve görmemeye başladım. Yok edemiyorsak, kabul edip görmezden gelmeye çalışmalıyız.”
GÜNÜN SÖZÜ
“Dünyada hiç kimse, seyirci koltuğunda oturan cesur insanları alkışlamaz. Alkışlar, hep sahneye çıkanlar içindir.” (Tayfun Topaloğlu)