Donald Trump’ın Amerika Birleşik Devletleri Başkanı olduktan sonra ilginç icraatlarından biri medyaya karşı açtığı savaştı.
Kimi zaman bir televizyon kanalını, bazen bir gazeteyi hedef aldı.
Trump’ın o kuruluşların muhabirlerini de fırçaladığı oldu.
Çünkü ABD Başkanı’nın güvendiği yeni bir mecra vardı; sosyal medya.
ABD’yi bir ara adeta Twitter’dan idare eden, dünya liderlerine attığı tweet’lerle ayar veren Trump’a ne yaptı o çok güvendiği özgür medya?
Attığı tweet’leri takipçilerine direkt göstermemeye, “Bu bilgi güvenli olmayabilir” uyarısı koymaya başladı.
Donald Trump’ın sevilecek, “iyi” denecek hiçbir yanı yok ama sonuçta söz konusu kişi dünyanın süper gücü ABD’nin Başkanı.
Twitter, kısa bir süre önce Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov’un hesabını kapattı.
Hani Twitter “Çok özgür” bir sosyal medya platformuydu?
Bir tarafta “yalan/gerçek” ayrımı yapmadan işine gelen her tweet’e izin ver, öte tarafta işine gelmeyenlere sansür!
Demek ki neymiş?
Twitter öyle iddia edildiği gibi “çok özgür bir platform” değil.
Twitter’da özgürlük patronajın izin verdiği kadar!
Alex Morgan’ın demokrasi ayıbı
Kadın futbolunun yıldız ismi Alex Morgan, Donald Trump’ı desteklediği için annesini Twitter’dan uyardı:
“Bir daha tweet atarsan seni takipten çıkaracağım.”
Alex Morgan’ın bu nedenle sosyal medyada Trump karşıtlarının gözdesi olması, fanatizmin bireyleri insanlıktan nasıl çıkardığının en somut kanıtı.
Bu tweet Alex Morgan’ın sadece Trump’a duyduğu nefreti göstermedi, yıldız futbolcunun karşı fikirdeki annesi bile olsa ona, yani demokrasiye saygısının olmadığını da ortaya koydu.
Sırf bu nedenle Alex Morgan’a destek verenlerin de ondan bir farkı yok.
Arzu Sabancı’nın gençlere tavsiyesi
Yeşilay, 100’üncü yılında aylık yayın organının kapağını her ay bir ünlüye emanet etmeyi sürdürüyor. Yeşilay derginin bu ayki kapağını moda tasarımcısı Arzu Sabancı hazırladı. Derginin kapağını “Bağımsızlık her zaman moda” mottosuyla hazırlayan Sabancı’nın gençlere tavsiyeleri dikkatimi çekti, o yüzden de paylaşmak istedim: