Üç yıl yayınlandığı Show TV ekranına Aslı Hünel’in sunumuyla dönüş yapacak olan “Gelin Evi”nin programının yapımcısı Cem Semercioğlu, gelinlerle şimdiye kadar yapılmamış anket ve sosyolojik çalışmaya imza attı.
Semercioğlu, “Türkiye’nin Gelin Evi” adlı kitabı için Eylül 2017- Haziran 2018 arası “Gelin Evi”nde yarışan 147 gelinle yüz yüze anket yapıp 84 soru yöneltti.
Kitapta, bu anketin sonuçlarının yanı sıra, 754 bölümlük ‘Gelin Evi’ne dair ilginç notlar var. Ankete katılan gelinler hakkında biraz fikir sahibi olmak için yaş ortalamaları, evlilik yaşları, eğitim durumları ve mesleklerine bakmakta yarar var.
‘Gelin Evi’nde yarışan gelinlerin yaş ortalaması 26.05, evlenme yaşlarıysa 23.54.
Eğitimleri
İlkokul: %0.7
Ortaokul: %5
Lise: %45
Ön lisans: %12.9
Lisans: %35
Lisansüstü: %1.4
Meslekleri
Ücretli çalışan: %27.1
Kendi işi var: %8.6
İşsiz: %0.7
Ev hanımı: %61.4
Öğrenci: %2.1
Mesleğini ‘ev hanımı’ olarak beyan eden 86 gelinden 40’ı lise, 29’u üniversite, 11’i iki yıllık yüksekokul mezunu.
Eş ‘çalışma’ derse!
“Eşiniz çalışmanızı istemese tepkiniz ne olurdu?” sorusuna verilen yanıtlar çarpıcı:
Gelinlerden %32.1’i yine de çalışacağını, %0.7’si boşanacağını, %6.4’ü büyük tepki vereceğini, %49.3’ü eşinin sözünü dinleyip evde oturabileceğini söyledi, %11.4’ü ise yanıt vermemeyi tercih etti.
Anadolu hüsranı
‘Gelin Evi’, İstanbul dışında Tekirdağ, Bursa, İzmir, Kocaeli, Trabzon, Adana, Kayseri, Sivas, Ordu ve İzmir’de çekildi. Yarışma en düşük reytingini Adana, Kayseri, Sivas ve Ordu haftalarında aldı. Yapımcı Cem Semercioğlu, bunun sebebini şöyle açıkladı:
“Sezon başında ‘Gelin Evi Anadolu’da tanıtımıyla seyircideki beklentiyi artırdık. O bölümlerde iki katlı ahşap evlerde yaşayan, evin her tarafı dantellerle bezenmiş, gelenek ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlı gelinler bekleyen izleyici, programın Anadolu bölümlerinde de aynı İstanbul gibi ‘gıcır gıcır’ TOKİ evlerinde yaşayan gelinlerle karşılaştı. O yüzden hayal ettiğimiz reyting Anadolu’dan çıkmadı.”
Sırdaşları anneler
Gelin, flört sürecini ailedeki tüm erkeklerden saklar, ama anneyle paylaşır.
100 gelinden 70’i mutlu haberi ilk annesiyle paylaşır, sadece yüzde 8,6 gibi çok düşük bir oran evlenme isteğini babasına söyleyebilir.
Ankete katılan gelinler, eşlerinin evlenmeden önce çok daha romantik olduğundan, evlilik sonrası eşinden hiç çiçek almadığından, eşinin oynamaktan, dans etmekten pek hoşlanmadığından ve ağır ağabey rollerinden şikâyet etti.
Ankete katılan gelinlerin “Eşiniz ev işlerine yardımcı oluyor mu?” sorusuna verdikleri yanıtlar:
Yardımcı oluyor: %63.6
Yardımcı olmuyor: %24
Yanıt yok: %12.1
Eşlerin yardım etme sıklığı sorulduğunda ortaya çıkan tablo şu:
Bazen: %26.4
Nadir: %17.7
Hiç: %24.3
Ankete katılan ailelerin %20’si bir, %54.3’ü iki, %12.9’u üç, %5.7’si dört, %2.9’u beş, %4.3’ü hiç çocuk düşünmediğini söyledi.
Gelinlerin %74.3’ü normal doğumdan yana, %23.6’sı sezaryen doğum, %2.1’lik bir kesimse o zamanın koşullarına göre karar vereceğini beyan etti.
Evlerdeki durum
Cem Semercioğlu’nun “İstisnasız her gelin, evini olduğundan 510 m2 büyük söyledi” diye yazdığı kitabında o evlerin oturma odasına dair çarpıcı bir tespiti de var:
“Oturma odalarında damatların beğeni ve zevkinden söz etmek neredeyse imkânsız. Buralarda birlikte geçirilen ortak zamana ve yaşanmışlıklara dair pek fazla iz bulamıyoruz. Yeni evli oldukları için sadece evlilik fotoğrafları duvarları süslüyor. Evde canlı çiçek, evcil hayvan, kitaplık, gazete ve dergilik görmek çok zor. Bunların yerine küçük salonlara zorla sığdırılan büyük televizyonlar, sıra sıra dizilmiş minik aksesuar filler, perdenin ortasından sarkan püsküller almış durumda. Konuyla ilgili bir gelin, ‘Perde bir gelin evinin gelinliğidir’ demişti.”
GÜNÜN SÖZÜ
“İnsanların yüzüne iyi bakın, acısı çok olanın gülüşü çok güzel olur.” (Dostoyevski)