Şov dünyasından birçok isim 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde milletvekili olabilmek için gönül verdikleri siyasi partilere başvurdu.
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) ilan ettiği seçim takvimine göre, 9 Nisan Pazar günü saat 17.00’ye kadar partiler milletvekili listelerini YSK’ya teslim etti.
Listeler belli olunca günlerdir milletvekili seçilip, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) girme hayali kuran birçok ünlü, hüsrana uğradı. Çünkü partileri, onları milletvekili adayı yapmadı.
İşte siyasi partilerin listelerine aldıkları veya almadıkları ünlülerin durumu:
*CHP’ye adaylık başvurusu yapan oyuncu Filiz Taçbaş, şarkıcılar Candan Erçetin, Onur Akın, spiker Evren Alankuş ile sosyal medya fenomeni Mehmet Ali Çatal’ın milletvekilliği hayali suya düştü, hiçbiri aday gösterilmedi.
*AK Parti, İbrahim Tatlıses’i aday göstermedi, ama genç bir oyuncuyla iki sanatçıyı milletvekili listesine yazdı.
*AK Parti, hukukçu, oyuncu ve yazar Bahadır
İki sosyal medya platformu Facebook ve Instagram ile WhatsApp’ın çatı şirketi Meta, seçime giden Türkiye’de ‘Seçim Operasyon Merkezi’ kurmaya karar verdi. Şirket, bunun nedenini de şöyle açıkladı:
“Seçim günü yaklaştıkça potansiyel tehditleri gerçek zamanlı olarak tespit etmek ve hızlı bir şekilde aksiyon almak için Seçim Operasyon Merkezi oluşturduk. 14 Mayıs seçimlerinin güvenli geçmesine yardımcı olmak için yanlış bilgilerin yayılmasını azaltmak ve uygulamalarımızda zararlı içeriği kaldırmak için insanlara, ortaklıklara ve teknolojiye yatırım yapıyoruz.”
İlginç…
Facebook, Instagram ve WhatsApp hayatımıza girdikten sonra Türkiye ilk kez seçime gitmiyor!
Düne kadar ihtiyaç duyulmayan ‘Seçim Operasyon Merkezi’ bugün niye kuruldu?
Meta’nın bu kararında Joe Biden’ın daha Başkan seçilmeden “Erdoğan’ı darbeyle değil, muhalefeti destekleyerek seçimle değiştireceğiz’ sözlerinin veya derin
Hiçbirini tanımıyorum, isimlerini ve yaptıkları işleri okuduğum bir haberden öğrendim. Yaptıklarıyla fark yarattıkları için fark edilen ve seçilen bu kadınları yazmak istedim.
Bu vesileyle bu kadınların hikâyelerini okuyup, onları rol model alanlar olur belki...
Google Türkiye ve MediaCat iş birliğinde 2020’den bu yana yapılan, bu yıl KAGİDER’in de destek verdiği SheMakes’in üçüncü döneminin parçası olmaya hak kazanan kadınlar kimler mi? İşte, Seçici Kurul’un sayısını 35’ten 15’e indirdiği girişimin başındaki kadınlar ve yaptıkları:
Gökçe Nur Oğuz: Oynanabilir reklamlar alanındaki üretim yetersizliğini fark edip, dört yıl önce Playable Factory’yi kurdu. Türkiye’de birçok ünlü markayla çalışıyor, ama hedefi dünyaya açılmak.
Tuğçe Güdük: STEM alanında eğitim alan kadın sayısını artırmak için kurduğu ‘Hub21forGirls’ ile köy okullarında teknoloji odaları kurdu, şimdiye kadar 220 öğrenciye kodlama öğretti.
Seda Fırın: Kekemeliği nedeniyle akran
“Valla işte bu Ganalı emlakçı, Kamerunlu kadına saldırıyor. Bağrış, çağrış derken, alt katta Suriyeliler var onlar da mevzuya giriyor. Karşı binada Kenyalı bir arkadaş var, bana o haber verdi. Çıktım baktım ‘Ne oluyor?’ diye, o arada bizim karşı köşede manav var Faslı. O da yanına Afgan terziyi alıp, binaya geliyorlar. Hemen yan dairede de Iraklılar var, onlar da sanıyor ki o ikisi ona geliyor. Bunlar da havaya ateş açıyor. Ortalık birden karışıyor.”
Tek kelimesi bile doğru olmayan, ‘Röportaj Adam’ın (Mahsun Karaca) İstanbul’un bazı semtlerindeki yabancıların çokluğu üzerine ürettiği mizah videosunu bir internet gazetesi gerçek sanıp haber yaptı.
FOX’ta sunduğu programda gazete haberlerini de okuyan İlker Karagöz, bu olayı ballandırarak aktardı ve “Kavga Birleşmiş Milletler gibi” diye de yorum yaptı. İlker Karagöz’ün haberi okuyup, üstüne yorum yaptığı videoyu ‘Röportaj Adam’, “Görgü tanığı çok güvenilir değil gibi ama siz bilirsiniz” notuyla paylaştı. Çünkü o
Bir sokak röportajında Kanal Dünya logolu mikrofona konuşan orta yaşlı kadının söyledikleri tüyler ürpertici... Kadının, Cumhurbaşkanına ve AK Parti’ye oy verenlere hakaretleri bir yana Recep Tayyip Erdoğan’ın torunları için söyledikleri akıl alır gibi değil…
Demokrasinin olduğu her ülke gibi Türkiye’de de herkesin herkesi eleştirme hakkı var. Ama 74 saniyelik bu videodakiler eleştiri değil, hakaret, aşağılama, beddua, iftira, ötekileştirme ve nefret!
Gözaltı ve açıklama
Bu satırları yazdığımda durum şuydu:
Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, T. K. adlı kadını gözaltına aldı.
Beddua edilen çocukların babası Selçuk Bayraktar, Twitter hesabından, “Torunlarını parça parça mezara koysun dedirtecek nefret, neyin nefretidir?” diye sordu.
Kanal Dünya, kadın gözaltına alındıktan sonra Twitter hesabında şu açıklamayı yaptı:
5 Nisan Çarşamba akşamı İş Kuleleri Salonu’nda güzel bir konser olacak. Bilet alıp konsere gidecek olanlar Türk Halk Müziği’nin üç güçlü sesini dinleyecek. Kimler mi bu “güçlü sesler?”
Feryal Öney, Ayfer Vardar ve Elif Buse Doğan.
Ayfer Vardar’ı tanımıyorum, Feryal Öney’ Kardeş Türküler’den, Elif Buse Doğan’ı ilk albümünü çıkardığından bu yana tanıyorum. İkisi de dinlediğim, takdir ettiğim ve başarılı bulduğum yorumcular. Ancak konserin tanıtımlarında Feryal Öney, Ayfer Vardar ve Elif Buse Doğan için “Kadın Ozanlar” vurgusu yapılmasına itirazım var. Çünkü asırlardır bu topraklarda “Ozan”, şiirlerini saz eşliğinde söyleyen şairlere denir. TDK da “Ozan”ı halk şairi, şiir yazan kimse ve şair olarak tanımlıyor.
Feryal Öney, Ayfer Vardar ve Elif Buse Doğan, İş Sanat’taki konserde kendi şiirlerini çalıp, söylemeyeceklerine göre “Kadın Ozanlar” vurgusu niye? Bu işi organize edenler başka bir isim bulamadı mı, bir araya
Çocuk yetiştirmek bir sanat, ama bize ebeveynliğin nasıl olması gerektiği öğretilmedi, kimse elimize bir kılavuz vermedi” diyen altı çocuk annesi Madonna ile aynı kuşağız biz.
Çocuk yetiştirme konusunda deneme-yanılma yöntemiyle yol alan ebeveynleriz.
Günümüz ebeveynlerinin işi daha zor... Çünkü sokakta değil sanal dünyada büyüyorlar.
O yüzden ebeveynlere bu konuda rehberlik edecek akademik yayınlar çok önemli.
Dr. Nabat Garakhanova’nın hazırladığı ‘Dijitale Kalpten Bağlı Aile’ adlı kitap bu yayınlardan biri...
KTO Karatay Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan kitabın bir güzel tarafı da, satışlarından elde edilecek gelir, depremzede çocuklar için masal kitapları alınmak üzere harcanacak.
Dijitalleşen dünyaya çocuklarıyla birlikte adapte olmak isteyen bilinçli ebeveynlere yol haritası sunan kitaba yazar olarak katkı sunan akademisyenler ve iş insanları şunlar:
Yıllardır köşemde yazıyorum bu konudaki değişmeyen gerçeği…
İki ünlü hakkında bir iddia ortaya atıldığında, gazeteciliğin evrensel ilkesi gereği tarafların görüşlerini alsanız da, her zaman gerçek tam manasıyla çıkmaz ortaya...
Çünkü bazı ünlülerin, gerçeği açıklamak yerine işlerine geleni söylemek gibi huyları var.
Hakan Güngör’ün ‘Biz Güzel Bir Aileyiz’ kitabında buna dair çok çarpıcı bir örnek var.
Kitabın 83’üncü sayfasındaki ‘Emel Sayın–Tarık Akan Magazin Haberlerine Konu Oluyor’ başlıklı bölümden bu satırlar:
“Bu süreçte (Mavi Boncuk filminin çekiminde) Tarık Akan ve Emel Sayın, özel hayatlarıyla da basında yer buluyordu. Filmin gösterime girdiği yıl (1975), magazin basını Emel Sayın’ın boşanma haberlerine geniş yer verecekti. Emel Sayın, eşi İsmet Kasapoğlu’ndan boşanıyordu. Emel Sayın’la Tarık Akan’ın birlikte rol aldıkları ilk film ‘Feryat’tı.
‘Asla olmadı’