Dağlar erdemlilere yakındır, denizler ise heyecana alışıktır. Karadeniz’de ikisi bir arada ve iç içedir her zaman
Yaz mevsimi hiç bu kadar neşe saçmaya hazır ve heyecan dolu hissettirmemişti birçoğumuz için. Bir an önce kapalı alanlardan dışarı çıkıp kendimizi derin mavi denizlere, serin dağlara, vadi içlerine ve nehir kenarlarına atmaya can atmaktayız. Bir dereden diğerine bir tepeden ötekine yeni bir seyahate çıkalım birlikte.
Karadeniz’e yakınsanız şayet Artvin şehrinin Şavşat kasabasından başlayın serinlemeye; doya doya yeşille iç içe olarak. Karagöl’e varın bir an önce ve Nergis’in kendi suretine âşık olmasına yol açan berrak göl suyunu ayna edin kendinize. Derin bir nefes alın ve tadın tertemiz Kaçkar havasını. Ardından sere serpe uzanın çayır çimenlere ve gök mavisinin çatısı altında tek başınalığın özgürlüğünü bedeninize hediye ettiğiniz için teşekkür edin kendinize. Ne güzeldir zaman zaman da olsa kendimize teşekkür etmemiz. Bunu sık sık yapabilenler bilgelerdir.
Bu serin ve yüksek dağların eteklerine inmeyin aceleyle. Bu defa Borçka Karagöl bekler sizi heyecanla. Tropikal iklim bitki örtüsüne meydan okuyan Borçka Karagöl, sizi sizinle iyiden iyiye baş başa bıraktıktan sonra konaklayın elbette Macahel’deki birbirinden özel ve şirin konaklama yerlerinde. Geceleri kuş seslerine akordeon sesi karışırsa misafir etmiştir bu bölge sizi içtenlikle.
Gençleşmeye başlamak
Zamanla birlikte artık siz de gençleşmeye başladınız. O halde hay de! Laz canların diyarı olan Hopa’ya giderek denizle buluşun. Hopa, Arhavi, Pazar üzerinden hiç vakit kaybetmeden Ardeşen’e ulaşın ve dar olmasına rağmen, Anadolu’nun en renkli vadilerinden biri olan Çamlıhemşin Vadisi’ne girin. Çay her an yanı başınızda artık. Kahveye pek itibar etmemeye özen gösterin ki çay demli gelsin ve sizi demlendire demlendire Sal, Pokut, Elevit ve Gito yaylalarına doğru eşlik etsin. Şenyuva köyünde dinlenin bir ara. Çinçiva adlı kahvehanede mola verin. Seyredin orman içine orman gülleri gibi serpiştirilmiş koca koca konakları birer birer. Akar bu sırada Fırtına Deresi, serin serin sizi seyreder. Selam edin bizden Çinçiva’daki canlara ve şahit olun, yüzlerinde beliren gülümsemeyle yol boyunca kurulmuş dostluk köprülerinin bir örneğini. Hamsili ekmek, hamsi pilavı, sütlaç ve kırmızı pullu alabalık yiyin mutlaka Çinviva’da.
Zaman gençleşirken
Gökyüzündeki duman (bulut) durumuna göre çıkın yaylalardan birine ve bulut denizlerini seyrederken efsanevi Kafdağı’nda adı geçen bir kahramanı düşünün; gerçekte bulunduğunuz Kaçkar Dağlarının içindeyken. Dağlar erdemlilere yakındır, denizler ise heyecana alışıktır. Karadeniz’de ikisi bir arada ve iç içedir her zaman.
Çamlıhemşin Vadisi’ndeysen kemençe Trabzon’a yakındır, akordeon ise Artvin’de kalmıştır. Size sürekli komar çiçeklerinden, Fırtına Deresi kenarlarından seslenen tulum olacaktır. Tulumu dinleyin ve can yöre insanıyla horon vurun el ele omuz omuza. Çay mı içmek istediniz horonun ardından? Zil Kale’de mola verin. Geçsin düşlerinizden ordular, kervanlar, derin vadiyi seyrederken. Hava serin, çayır çimen orman yeşil, gök her zamanki gibi ya masmavi ya da dumanlı ve siz şimdi Palovit Şelalesi’ndesiniz yine tek başınalığın sağladığı bilgece özgür halinizle.
İmrendim şimdi size! Zamanla birlikte ne güzel gençleştiniz. Keşkeler ve endişeler yüzünden zamanın gençleşmesine ayak uyduramayarak yaşlanan insanlardanım bu ara. Uzun zaman önce olduğu gibi size yeniden eşitlik etmek ümidiyle mavi tatiller dilerim kırmızının en içten halleriyle.