O adam 11 yıl önce bugün ayrıldı aramızdan…
O, Trabzonspor’da oynadığı yıllar, konuşmayı öğrenen minikler, gördüğü her uzun saçlıyı, karşılaştığı her uzun boylu esmer birini O’na benzetir, minik parmağıyla “Kadir abi” diyerek O’nu işaret ederdi…
70’li, 80’li yıllarda koşmaya, plastik topa ayak vurmaya başlayan, gördüğünü, duyduğunu hafızasına kaydeden çocuklar, bakkaldan aldığı çikletten O’nun fotoğrafının çıkmasını isterdi.
O yılların uzun saçlıları, yaman delikanlıları da o’na benzemeye uğraşmışlardır…
***
Toprak sahalarda çift kale, mahalle arasında kaleleri iki taşla belirleyerek tek kale maç yapanlar, kendini Kadir ağabeylerinin yerine koymak, O’nun adını almak için birbiriyle kıyası yarışmış, inat ederek kapışmışlardır…
***
Zamanın gençleri yavuklusunun gözüne girmek, gönlünü fed etmek için saçlarını ‘Kadir abileri’ gibi uzatır, O’nun gibi tarar, O’nun gibi yürümeye çalışmışlardır….
Tamam, Trabzonspor’un orta sahasında sorun var… Defansta her hafta mecburiyetten dolayı değişiklikler yapılıyor… Bir diğer sıkıntıları; topu Banza ile buluşturamamaları.
Tüm bunların yanı sıra…
Haftalardır galibiyete hasret bordo-mavili oyuncuların üzerinde oluşan baskı her hallerinden belli oluyor. Topu ayağına alan oyuncu bazen inanılmaz hatalar yapıyor; bırakın izleyenleri, kendisinin de inanamayacağı… Futbolda, psikolojide var bunlar, baskı altında olan oyuncu istediğini yapmakta zorlanır, sorumluluk almak istemez, hata yapmaktan korktuğu için topun ayağına gelmesini de istemez.
Dememiz o, dün Trabzonspor’un son nefeste aldığı galibiyet ilaç kadar kıymetli idi!
Açık konuşmak gerekirse; RAMS Başakşehir’in de oyunu kendi sahasında kabul edeceğini kimse tahmin etmemiştir. Çağdaş hoca Trabzonspor’dan çekinmiş, korkmuş olacak ki deyim yerindeyse defansa otobüsü çekip bekleyerek oynattı ekibini! Koca doksan dakikada 68’de bir pozisyonları vardı hepsi o kadar. O da kaptan Uğurcan’ın topu oyuna sokmak isterken yaptığı hatadan kaynaklıydı.
Başakşehir’in
Maçın en büyük kırılma anları Aboubakar’ın üç pozisyondan birini gol yapamamasıydı; birinde kaleyi tutturamadı, ikisinde Uğurcan’ı geçemedi. Hele son dakikada kaçırdığı, daha doğrusu kaptanın çıkardığı, maçın skorunu belirleyecek bir pozisyon vardı ki…
En sonda söyleyeceğimizi en başta söyleyelim; üç puanı hak eden, ne yaptığını bilen taraf Hatayspor’du. Kısıtlı imkanlar, zor şartlar altında elinden gelenin en iyisini yaptılar, nasıl oynanması gerekiyorsa o şekil oynadılar; bazen oyunu kendi yarı alanında kabul ettiler, kaptıkları topları hızlı adamlarıyla buluşturup sonuca gitmeye çalıştırlar, bazen üçüncü bölgede çoğalıp oyunu ördüler. Golü de ceza sahasının dışından attıkları şutla buldular; bordo-mavili oyuncuların henüz maça ısınamadığı, uyuduğu dakikalardı! Bu gol Hataysporlu oyuncuların özgüveninin yerine gelmesine yetti de arttı bile.
Kimse Trabzonspor’un eksikleri vardı falan demesin. Zira iki takımı kantara koyduğunuz zaman Trabzonspor tarafı açık ara fark atar! Gel gör ki
Trabzonspor’da işler sahada yolunda gitmemiş olsa da ‘Bankalar Birliği’yle hesabı kapatmaları şampiyonluk kadar kıymetlidir, belki de daha değerlidir. O anlamda Trabzonspor’un ekonomi liginde şampiyon olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Büyük iş başardı Trabzonspor başkanı Ertuğrul Doğan ve yönetimi…
Bir teşekkür Trendyol Süper Ligi’nin ‘Şamil Ekinci Sezonu’nun olmasında emeği geçenlere. Bordo-mavili ekibin ülkenin 4 büyük takımdan birinin olmasında, Trabzonspor’un koca bir çınar ve çok büyük bir aile olmasında katkılarını anlatmayla bitireceğimiz Trabzonspor’un efsane başkanı Şamil Ekinci’nin ülke futbolunu yönetenler tarafından hakkının teslim edilmesi; büyük bir vefa örneğidir!
Maça gelince…
Haftalardır galibiyete hasret Trabzonsporlu oyuncuların, bilhassa iki farklı öne geçtikten sonra oyun disiplininden kopup bazı bölümlerde kafalarına göre oynamaları inanılır gibi değil! Konyasporlu oyunculara adeta “biz beraberliğe aboneyiz, atın da berabere bitsin” der
Konuşulması gereken şu; Banza’nın iptal edilen golünü İstanbul’un üç büyük takımından biri atmış olsaydı benzer kararı verirler miydi VAR’daki baylar ve bay Volkan Bayarslan? Bal gibi de gol verirlerdi, çünkü buz gibi goldü Trabzonspor’un attığı.
Hem iki gözüm, VAR da çağırmazdı, zira hepsinin elleri ayakları titrerdi, bir daha kolay kolay maç alamayız diyerek uykularının kaçacağını düşünürlerdi. Ne yazık ki Trabzonspor’un nizami golünü iptal ettiler, başka deyişle yediler!
Malheiro, o topu başka türlü nasıl alacaktı? Dönüş yaparken kolunu kullanmaması mı gerekiyordu? Trabzonsporlu oyuncunun rakibin yüzüne değil, rakip oyuncu Trabzonsporlu oyuncunun hareket alanına girdiğini, yüzüne eline çarptığını ve kendini yere attığını nasıl göremezsiniz?
İşte bu hakemler bu liglerde yıllardır hakemlik yapmaya devam ediyor, dakika bir gol bir, Trabzonspor’a yapılan bir değil, iki değil…
Bu tip hakemleri ibret olsun diye BAL Lig’ine göndermek lazım… Şöhretleri olduğu
Her şey Gökhan’ın ikinci sarıdan atılmasıyla; Trabzonspor’un leyine çalışmaya başladı. O dakikaya dek uyurgezerdi bordo-mavililer. Mendy hariç sahada ne yaptığını ne oynadığını bilen oyuncu yoktu.
Bırakın beraberliği, Kayserispor, Trabzonspor’a fark atamadıysa; Trabzonsporlular bir yandan Mendy’i kuşsütü, üzüm kurusuyla beslesin, diğer yandan yatsın kalksın Gökhan’a dua etsin!
Hakkını teslim edelim Nwakaeme, kilidi açan, beraberlik golünün pasını veren, haritayı çizen mühendis idi.
Maçın bitimine beş dakika kala Umut Bozok’un vurduğu, daha doğrusu Onurcan’ın kurtardığı top beraberliğin golü olsaydı, Trabzonspor’un üç puanı almaması işten bile değildi. Hatta atılan beraberlik golünden sonra birkaç dakika daha olsaydı…
Daha önce yazmıştık, bir kez daha yineleyelim; Trabzonspor’un iyi bir golcüsü ile orta sahada oyunu yönlendirecek, kanatları hareketlendirecek oyuncusu olmadığı müddet rakip kim olursa olsun zorlanır. Ve de zamana ihtiyacı var. Erteleme maçı olduğundan ikisi yoktu mesela. E
Her şey Gökhan’ın ikinci sarıdan atılmasıyla; Trabzonspor’un leyine çalışmaya başladı. O dakikaya dek uyurgezerdi bordo-mavililer. Mendy hariç sahada ne yaptığını ne oynadığını bilen oyuncu yoktu.
Bırakın beraberliği, Kayserispor, Trabzonspor’a fark atamadıysa; Trabzonsporlular bir yandan Mendy’i kuşsütü, üzüm kurusuyla beslesin, diğer yandan yatsın kalksın Gökhan’a dua etsin!
Hakkını teslim edelim Nwakaeme, kilidi açan, beraberlik golünün pasını veren, haritayı çizen mühendis idi.
Maçın bitimine beş dakika kala Umut Bozok’un vurduğu, daha doğrusu Onurcan’ın kurtardığı top beraberliğin golü olsaydı, Trabzonspor’un üç puanı almaması işten bile değildi. Hatta atılan beraberlik golünden sonra birkaç dakika daha olsaydı…
Daha önce yazmıştık, bir kez daha yineleyelim; Trabzonspor’un iyi bir golcüsü ile orta sahada oyunu yönlendirecek, kanatları hareketlendirecek oyuncusu olmadığı müddet rakip kim olursa olsun zorlanır. Ve de zamana ihtiyacı var. Erteleme maçı olduğundan ikisi yoktu mesela. E
Lige çok iyi başlayan Beşiktaş gibi formda takım karşısında maça bir eksik başlamak; hiç kimsenin başına gelmesini istemeyeceği bir şey olsa gerek! Ve de o maçı gol atarak, puan alarak bitirmek kolay değildir desek…
Vişça gibi tecrübeli bir ayağın yaptığı hareket, tartışmasız kırmızın ağababası tamam da, Masuaku’nun Enis Bardhi’ye yaptığı harekete ne demeli?
Hazır yeri gelmişken, aynı hareketi Trabzonsporlu oyuncu rakibe yapsaydı ne olurdu? Geçmiş maçlarda örnekleri çoktur; kırmızının çok yakın akrabası olurdu!
Ayrıca, sarı kartı olan Masuaku’nun ceza sahasında kendini yere atıp penaltı aramasına Ali Şansalan’ın görmezden gelip ikinci sarıdan atmaması hakikaten fıkra gibi, sessiz komedi filmi gibi. Güler misiniz, ağlar mısınız?
Bir eksikle, formda olan, kaliteli ayaklara sahip olan takımlara karşı yorulursunuz, uzatmalar dahil doksan dakikayı düşünün, zorlanırsınız. Trabzonsporlular için de kolay olmadı zaten.
Duran topu Bardhi’nin Okay’ın kafasına paraşütle indirdiği pozisyonda öne geçmeleri, bordo-mavili oyunculara