Üniversite sınav sonuçları öylesine kötü ki kimse üzerine alınmadı!
İşin garibi ne hükümet ne de muhalefet kanadında da hiçbir şekilde soran sorgulayan yok!
Sendikalar, veliler, dershaneler, yayınevleri, YÖK, ÖSYM, Rektörler ve en önemlisi de öğrenciler, “Kim, nerede yanlış yapıyor?” sorusunu hâlâ dile getirmiyor!
Elbette bu bir başarı sınavı değil, sıralama sınavı!
Fen liseleri için yapılıyor olsa amenna, peki diğer liselere hiç görmedikleri derslerden dayatılan sorulara ne demeli?..
Öyle ya da böyle kesinlikle sorgulanmalı ama bu kimin umurunda ki!
Maceraya dönüşmesin!
Üniversite sınavında aradığını bulamayan pek çok aile yurt dışında üniversite arayışı içerisine girdi.
Özellikle de tıp ya da hukuk okumak isteyenlerin sayısı bir hayli fazla.
Onlara, YÖK ile konuşmadan adım atmayın deriz. Yoksa eğitim aşkınız tam bir maceraya dönüşebilir.
YÖK’ün tanımadığı üniversitelerden birine gidip mezun olmak tam bir macera!
Şu anda denklik almak için YÖK’ün kapısını aşındıran kişi sayısı o kadar fazla ki dertlerini yıllardır kimselere anlatamıyorlar.
Bu yüzden, eğer mutlaka yurt dışında öğrenim görecekseniz hele ki açık ya da uzaktan eğitimle diploma almak istiyorsanız, YÖK ile mutlaka temas halinde bulunmanız gerekir. Yoksa sıkıntılı günler yaşayabilirsiniz!..
Kaybettiğiniz zaman, harcadığınız para ve en önemlisi de hayalleriniz yerle bir olabilir!..
Bu arada YÖK’ün korona nedeniyle aldığı yurt dışından Türkiye’ye yatay geçiş kararının bir benzerinin ülke içinde de uygulanmasını isteyen öğrenci ve veli sayısı bir hayli fazla!
En azından pandemi süreci uzarsa, düşünülemez mi?
“Zaten yatay geçiş var” diyenler çıkabilir. Yurt dışından da vardı ama özel koşullar, özel kararlar getirdi, “Yurt içinde de daha esnek davranılabilir ya da yatay geçiş kontenjanları artırılabilir” diyenler var ki haksız da sayılmazlar!
Elçiye zeval olmaz derler. YÖK’e iletmiş olalım!..
“Öğrenci Dostu Yeni YÖK”, bakarsınız, bir sürpriz yapabilir!..
Üreten değil, tüketeniz!
Ülkemizdeki 59.3 milyon aktif internet kullanıcısından 44 milyonu telefonlarından internete bağlanıyormuş.
Müthiş rakam!
Dahası var!
Bu kullanıcıların yüzde 84’ü
her gün internete girerek ortalama
7 saat vakit geçiriyormuş!
Sosyal medya platformları arasında habere ulaşmak için Facebook kullanımı yüzde 51’lik oranla ilk sırada.
Youtube yüzde 41, Twitter yüzde 35 oranında kullanılıyor. Türkiye, 800 milyon kullanıcısı olan TikTok’ta 28.4 milyon kullanıcıyla dünyada üçüncü, 340 milyon kullanıcısı olan Twitter’da 11.8 milyon kullanıcıyla altıncı, 1 milyar kullanıcısı olan Instagram’da 38 milyon kullanıcıyla altıncı, 2.5 milyar kullanıcısı olan Facebook’ta da 37 milyon paylaşımcı ile 10’uncu sırada. Helal olsun bize! Bir de her konuda hep geride kaldığımızı iddia ederler!..
Keşke biraz de içerikle ilgili bilgi verilseydi! Örneğin, neler izliyor, neler konuşuyor, neleri arıyoruz?..
Ruh sağlığımız?
Moral ve motivasyonumuz dibe vurmuş durumda. Ruh sağlığımız her geçen gün daha da bozuluyor. Koronada yeni bir dalga keyfimizi hepten kaçırabilir!..
İşte böylesi bir ortamda, psikolojinin de açıköğretim kapsamına alınması psikologları ayağa kaldırdı!
“Psikoloji teorik değil uygulamalı bir alan, etkileşimsiz eğitim olmaz” diyorlar.
YÖK neden böyle bir adım attı bilinmez ama bu işi meslek edineceklere mutlaka uygulama zorunluluğu ve yeterlik sınavı getirilmesi gerektiği özellikle vurgulanıyor!..
Özetin özeti: Bir şeyleri elimize yüzümüze bulaştırmaya bayılıyoruz! Korona riski bile bu alışkanlığımızı değiştiremedi!..