Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Seçim öncesinde icraata yönelik söylemlerden en dikkat çekeni çip üretimi.

Çip deyip geçmeyin, cep telefonundan otomobile, savaş uçaklarından bilgisayarlara, kimlik kartlarından pasaportlara tüm akıllı sistemlerin olmazsa olmazı o.

Kendisi mini minnacık ama işlevi büyük.

Her ülke üretemiyor, üretse de çoğaltmıyor, çoğaltsa da geliştiremiyor, geliştirse de güvenliğini sağlayamıyor. Her şeyi dört dörtlük yaptığında da herkese satmıyor!

Biz de dahil içlerinde çok gelişmiş ülkelerin de bulunduğu 150’den fazla ülke çip üretemiyor.

Haberin Devamı

Neden?

Hem çok büyük yatırım gerektiriyor hem de teknoloji ve birikim.

ABD ve Çin’in çip üretimine yönelik yatırımları trilyon dolar ile telaffuz ediliyor.

Eskiden sadece özellikle silah sanayii, çok önemli ve özel alanlarda kullanıyordu, şimdi hayatın her yerinde.

Çok basit olanları da var, çok gelişmiş olanları da.

Örneğin bir süre önce kimlik ve pasaportlarda sorun vardı çünkü elimizde çip yoktu. Araba üretimleri durma noktasına gelmişti çünkü çip yetiştirilemiyordu! Yeni model mobil telefonların fiyatları sürekli artıyor ve yeterince bulunamıyor çünkü hemen her şeyin yüzde 99.9’unu da yapsanız çip olmadan kullanılamıyor.

Hükümet kanadından bu yönde zaman zaman açıklamalar yapıldı, açılımlar getirildi ama bilindiği kadarıyla ciddi bir yatırım gerçekleşmedi.

Muhalefet kanadından ise bu yöndeki en iddialı söylem Kılıçdaroğlu’ndan geldi. Cumhurbaşkanı adayı olduktan sonra iki kez “Çip üreteceğiz” dedi. Hem de üzerine basa basa.

Peki, bu konuda Türkiye hangi noktada, Kılıçdaroğlu bu bilgilere ve yatırım hacmine ne kadar vâkıf ve en önemlisi de bu işi kimle ya da kimlerle yapacak?

Seçim öncesinde bu ve buna yönelik tartışmalar, sadece sandık mücadelesinin çıtasını yükseltmekle kalmayacak, ikinci 100 Yıl için müthiş bir başlangıç olacaktır.

Nasıl ki bir asır önce olmazı başardıysak, bugün de başarabiliriz. Yeter ki isteyelim.

Niyet iyi ama!..

Çip üretiminde farklı aşamalar söz konusu.

En önemlisi istek ve kararlılık.

Ülke olarak pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da çok uzun yıllar önce çipin önemini görüp bilim ve teknoloji geliştirmesi için TÜBİTAK’ı görevlendirdik.

Haberin Devamı

Bir gazeteci olarak dünden bugüne ne zaman ziyaretlerine gitsek önümüze koydukları en önemli projelerden biri de hep çipe yönelik araştırma ve uygulamalar oldu.

Bu sürecin en önemli aşamalarından biri olan kuluçka dönemi, bilgi birikimi, tasarımı ve en önemlisi de güvenirlik testlerimiz dünya standartlarında ama prototip üretimin ötesine geçemiyoruz. Onun için ise devasa yatırımlar ve bu işe kafayı takan kurumlar ve her daim onların arkasında duran bir irade gerekiyor.

Bu bizde yok mu hep vardı, hep arttı ama yine de yetersiz kaldı.

Milli savaş sanayİi çok önemli.

Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası konulan ambargolar nedeniyle bu konuda müthiş yol katettik ve bugün ürettiğimiz milli savaş sanayiine yönelik füzelerin, gemilerin, insansız hava araçlarının ve diğer tüm akıllı materyallerin çiplerini kendimiz tasarlıyor, geliştiriyor ve ihtiyaç doğrultusunda üretiyoruz ama hepsi o kadar.

Örneğin hâlâ yeni kimlik kartlarımızdaki, pasaportlarımızdaki çipleri kendimiz üretmiyoruz ama bu konuda önemli niyetler ve girişimler olduğunu biliyoruz. Arkası gelmeli…

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı adayları, partiler, ittifaklar, ilgili kurum ve kişiler, tam da seçim öncesinde bizi yeterince bilgilendirseler de oyumuzun rengini ona göre belirlesek. Geleceğe çok daha güvenle bakabilsek, ne güzel olur.

Çip üretimi daha çok Uzakdoğu’da gerçekleşiyor ama çip çoğaltan makineleri çok az ülke yapıyor ve herkese satmıyor. Ücretleri ise astronomik boyutlarda. Tek bir makinenin fiyatı 150 milyon dolar!

Bilgi, Bilişim, İnovasyon derken Akıllı Çağ’a giriyoruz. İnsanoğlunun bin yılda öğrendiklerinden daha fazlasını hafızasında tutan, sürekli geliştiren, uygulayan, asla yorulmayan ve unutmayan sistemler geliştiriliyor. Yaratacağı sosyolojik ve psikolojik sorunlar ise şimdilik kimsenin umurunda değil çünkü hayatımızı kolaylaştırıyor, üretenleri, kullananları güçlü kılıyor.

Görünen o ki geleceğe tıpkı hibrit tohumlar, taşınabilir enerji kaynağı piller, aşı ve siber güvenlik gibi yüksek teknoloji gerektiren ürünler yön verecek. Buna kafa yoranlar, yatırım yapanlar, ülke ve şirket bazında güvenilir partner bulanlar ve en önemlisi de akıl ve bilim toplumu olanlar fark yaratacaklar.

Özetin özeti: Bardağın boş tarafına bakarsak kendimizin daha fazla ötesine geçemeyiz. Dolu tarafına bakıp heyecanımızı, aklımızı ve 100 yıl önceki birlik, beraberlik, dayanışma ruhunu yakalayabilir ve sürdürülebilir kılırsak gerisi gelecektir.