Öğrencilerle bir arada olmak çok keyifli.
Uzun yıllar üniversite öğrencileriyle programlar yaptık.
Bu aralar daha çok lise öğrencileri ve velilerle buluşuyoruz. Çünkü sınavlar yüzünden kafaları karmakarışık...
Cuma TED Kayseri öğrencileriyle, cumartesi de TED Sivas Koleji’nde öğrenci, öğretmen ve velilerle bir araya geldik.
“Kaliteli Okullar” listesi belli ki herkesin canını sıkmış.
Listelerin hangi kriterlere göre belirlendiğini sorguluyorlar ama içinden çıkmaları mümkün değil.
Bir 8. sınıf öğrencisinin tespiti müthişti:
“Kimi kime şikâyet edeceğiz? Düzeltmesini beklediğimiz kişiler ile yanlışı yapanlar aynı değil mi?”
Sivas’a bayıldım
Sivas’a gitmeyeli çok uzun zaman olmuştu. Akşam saatlerinde vardık. Şehir ışıl ışıldı. Cumhuriyet Meydanı genişlemiş, tarihi binalar gün yüzüne çıkmış.
Görkemli bir tarihe sahip ama asıl önemi, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin orada atılmış olması, Misak-ı Milli sınırlarının orada çizilmesi.
TED Koleji’ndeki konferanstan önce Sivas Kongresi’nin yapıldığı müzeyi(!) gezdik.
Yıllardır tadilattaymış, yeni açılmış ve çağdaş müzecilik adına, adeta tarihe “ihanet” edilmiş!
Ankara’da ya da dünyanın öteki ucunda bir Sivas Cumhuriyet Müzesi açılsaydı daha vasatı olamazdı.
Keşke gidip yanı başlarındaki Kayseri Cumhuriyet Müzesi’ni ya da Ankara’ya kadar uzanıp İlk Meclisi bir gezselerdi.
Müzede o döneme ait gerçek olan ne varsa hepsi depolara kaldırılmış! Sadece görseller var.
Sivas Kongresi’nin yapıldığı salon bile boşaltılmış!
Ortada bir masa, yanda sandalyeler ve bomboş bir salon.
O da yetmemiş, iki katlı bir binanın tam kalbine hançer sokarcasına çelikten bir asansör yapılmış!
Müzenin eski halini bilenler, o günleri yaşayanlar, olup biteni ağlayarak anlatıyor!
Sivas, derhal bu ayıptan kurtulmalı ve müze o günün ruhunu yansıtacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Paşabahçe Mesire Alanı gibi bir güzelliği yaratan kent, eminim ki tarihine de en güzel şekilde sahip çıkacaktır.
Sivas TED Koleji’ne de bayıldım. İstanbul’daki beş kat pahalı kolejlerden bile daha güzel ama en etkileyici olan yönü, tüm duvarlarına, tarihe damga vuran bilim insanlarının çok şık çizgi portreleri, biyografileri ve yaptıkları işlerin yazılmasıydı.
Öğrenciler için daha güzel rol modeller bulunamazdı.
Henüz iki yıllık bir okul olmasına rağmen, TED’in 90 yıllık birikimiyle, adeta şaha kalkmış. Öğrenci ve öğretmenleriyle sanki bir İstanbul okuluydu. TED’li olmak, başta Ankara olmak üzere pek çok kentte olduğu gibi, kısa bir süre içerisinde, Sivas’ta da çok önemli bir farkındalık olacak!
Kayseri farkı!
Osmanlı’nın son döneminde yapılan Kayseri ve Sivas liseleri görkemli mimarileriyle birbirine çok benziyor. O dönemdeki Amerikan kolejlerine nazire yapılırcasına düşünülmüş. Ortak noktalarından bir diğeri de 1921’de her iki lisenin de mezun vermemesi. Çünkü öğrencileri Kurtuluş Savaşı’nda şehit oldular. Şimdi her ikisi de Cumhuriyet Müzesi.
TED Kayseri Koleji 50 yılı çoktan deviren vakıf okullarımızdan biri. Anadolu’da parlayan bir yıldız. Kayseri’nin her açıdan bir dünya kenti olmasında çok önemli katkıları olmuş!
Öğrencileri müthişti. Daha çok söz ve eylem hakkı tanındığında gençlerimizin neleri başarabileceklerine bir kez daha şahit olmanın gururunu yaşadım...
Özetin özeti: Mustafa Kemal Milli Mücadele’ye durduk yerde Anadolu’dan başlamamış. Onun direktifiyle kurulan TED’in Anadolu açılımı da bu mücadelenin devamı niteliğinde! Emeği geçen herkesi alkışlıyoruz...
