Makina Sanayi Dijital Dönüşüm Derneği tarafından düzenlenen “Milli Makina Sanayimizin Dünyadaki Mevcut Durumu, Geleceği ve Dijitalleşme” konulu panelde konuşulanların satır başlarını sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz:
■ Takım tezgâhları olmadan sanayi olmaz.
■ Robotlarla insansız üretim hayali 50 yıldır kuruluyor ama olmaz, olmuyor da!
■ Türkiye’deki eğitim anaokulundan üniversiteye tümüyle çökmüş durumda.
■ Eğitim, Almanya’da da artık yeterince ciddiye alınmıyor.
■ İTÜ’de, ODTÜ’de bir zamanlar dünya standartlarında eğitim veriliyordu, bizler de oralarda yetiştik ama aynı eğitim şimdi söz konusu değil.
■ Konsept dizayncısı, statik ve dinamik, analizi yapan mühendisler Türkiye’de var. Metroloji, CNC ise yok gibi. Proje, satış, uygulama mühendisleri var. Uzman mühendis açığı çok fazla.
■ 5 eksenli CNC kontrol ünitesi, silah, uçak, araba dahil her türlü makina üretiminde kullanılıyor ve Türkiye MİLTEKSAN ile bu teknolojiyi üreten 8. ülke olacak!
■ Üniversiteler bu işin içinde olmadan olmaz. Bu yüzden üniversitelerimizin bir şekilde ayağa kalkmaları gerekiyor.
■ Bugünün dünyasında bir şeyi yapıyor olmak sizi bir yere getirmez. Bir şekilde yaparsınız. Önemli olan rekabetçi olması. Ne yaptığımız, ne yapacağımız çok önemli.
■ Yüksek teknolojide dünya gelirinden aldığımız pay giderek azalıyor.
■ Genç beyinleri cezbedemeyen bir ülkeyseniz ilerleyemezsiniz.
■ Bizim gibi orta gelir düzeyindeyken yüksek gelir düzeyine çıkan iki ülke var. Güney Kore ve Tayvan. Alt gelir düzeyinden orta gelir düzeyine yükselen ülke sayısı ise 30. Yani artık daha çok rakibimiz var ve işimiz daha zor!
■ 21. yüzyılı iyi kavramanın yolu bilimden, organizasyondan, iş birliğinden ve kültürel değişimden geçiyor.
■ AB’ye giremeyen yabancı ürünler yeterince denetlenmediği için Türkiye’ye rahatlıkla giriyor. Bu sadece sağlığımızı değil, sanayimizi de etkiliyor.
■ Çinlilerin “Her yol ilk adımla başlar” diye bir atasözü var. Onlar önce alt yapıyı oluşturdu sonra rekabete girdi. 18 yıl önce 120 milyon Çin vatandaşı orta gelir düzeyindeydi, bugün bu sayı 500 milyonu aştı!
■ Amaç halkımızın mutluluğu ise hepimize düşen görev bunu yerine getirmektir.
■ Bir firmamız jet motoru için 12 yılda 60 milyon dolar harcadı, bunu en erken 10 yılda çıkartırız diyor. Ama iki yılda, iki gökdelen diken daha çok kazanıyor. Bu rant ekonomisi varken kimse sanayiye yönelmiyor. Bu eko sistemi değiştirmemiz gerekir.
■ Hızlı köşe dönme mantığı eğitimi de derinden etkiledi.
■ Ortaöğretim yeniden ele alınmalı. Eğitimde fırsat eşitliği zenginler lehine bozuldu, üniversitelere hoca seçme, kadro kazanma, doçentlik ve profesörlüğe yükselme kriterleri yeniden düzenlenmeli, üniversite yönetimlerinin belirlenmesinde dünya standartları esas alınmalı, akademik özgürlüğün tanımı yeniden yapılmalıdır.
■ Mekatronik mühendisliği eğitimi çok yetersiz. Alt yapı oluşturulmadan bölümler açıldı, aynı durum yapay zekâ mühendisliği için de söz konusu.
■ ABD ve Kanada’daki üniversite sistemi oldukça şeffaf ve akademik özgürlüğün kaynağı hocaların kendi yarattıkları kaynakları kullanma özgürlüğüdür.
■ Araştırma yapmayan yani başarılı araştırma sergileyip kaynak yaratamayan, iyi ders vermeyen hocaların üniversiteleri ile yolları ayrılır.
■ Türkiye’de CNC yaptığını iddia eden firmalar var. Bu oldukça sevindirici bir durum, zira teknolojinin farkındalar. Fakat dışarıdan “motion control card” alıp toplama CNC’den kastetmiyoruz. Hedef, know-how’ın tamamen Türkiye kaynaklı olduğu CNC teknolojisi olmalı.
■ Türkiye kendi CNC teknolojisini üretmeden dünya piyasalarında kendisine yer bulamaz ve devamlı ambargo tehdidi ile makina sanayisinde ilerlemesi frenlenir.
■ Sırf metal parça üretme üstüne kurulmuş makina endüstrisi, ucuz işçiliğin ağırlıklı, bilgi emeğinin düşük olduğu bir sistem olarak kalır ve ne rekabet edebilir ne de endüstride kabul görür…
Söylemler ne kadar eleştirel ve sert gibi gözükse de umutlar yüksekti. Bu yüzden bu yapıcı eleştirileri dikkate alır ve kendimize doğru bir yol haritası çizersek, yarın bugünkünden çok daha farklı bir noktada olabiliriz.
Özetin özeti: En azından artık nerelerde hata yaptığımızı, nasıl zaman kaybettiğimizi ve ne istediğimizi çok iyi biliyoruz.
Gerisi gelecektir. Gelmeli de…