Çölde vaha misali güzel gelişmeler de olmuyor değil. Örneğin üniversite öğrencilerine ücretsiz akşam yemeği, örneğin tüm okulların kütüphaneyle donatılması. Buna bir de bugüne özel öğretmenlere yeni kadro müjdesi verilirse ne güzel olur.
Geç de olsa bir eksiği fark etmek ve o konuda yoğun bir çaba sarf etmek, hiç yoktan iyidir.
“Bugüne kadar niye yapılmadı?” diye eleştirmek yerine, bundan sonrası için en iyisinin yapılmasına katkıda bulunmak sanki en doğru olanı.
Çocuklarımızın okumaktan giderek uzaklaştığı bir dönemde “Kütüphanesiz Okul Kalmayacak” kampanyası, takdire şayan proje ama “çabuk olsun” yerine “en iyisi olsun” yönünde hareket edilmeli ve her yönüyle yaşayan kütüphaneler açılmalı.
Örneğin yeni kütüphaneler hibrit olmalı. Basılı eserlerin yanı sıra devlete ait tüm dijital kütüphanelere erişim olanağı sağlanmalı, öğrenciye yönelik sanal kütüphanelere abone olunmalı, her kütüphanede sınırsız ve hızlı internet bağlantılı dijital çalışma kabinleri mutlaka bulunmalıdır.
Okumayı sevdirmek için de mutlaka okuma günleri düzenlenmeli, en ünlü yazarlarımız, sanatçılarımız, kitap dostu rol model isimlerimizin katıldığı, bizzat kitap okuduğu, okuma günleri düzenlenmelidir.
Yine bu çerçevede çocuklarımıza yazmayı sevdirmek için çeşitli yarışmalar düzenlenmeli ve bunların en başında da çocuklarımızın hayallerini besleyecek ve güçlendirecek çocuk kitapları yazımı teşvik edilmelidir.
En önemlisi de evlerde o kadar çok kitap var ki kapağını açan yok. Bu yönde bir kampanya başlatılarak, çocuklara yönelik tüm atıl kitaplar tek elde toplanmalı ve ülke geneline dağıtılmalarına olanak sağlanmalıdır.
Bu hem kütüphanelerimize müthiş zenginlik sağlayacak hem de halkımızın okullarla olan bağını daha da güçlendirecektir.
Bu arada yayınevlerinin elindeki kitap stokları da unutulmamalı!
Eminiz ki onlar da bu çorbada kendi tuzlarının olmasını mutlaka isteyeceklerdir.
Söz kitaptan açılmışken, öğretim yılı başında, devletin verdiği ücretsiz ders kitapları seti içerisine birkaç okuma kitabı da konulursa müthiş bir iyilik yapılmış olur.
Bütün bunlar zor mu, hiç sanmıyorum.
Üstelik, arkasında böylesine güçlü bir destek varken.
Emine Hanım’ın himayesinde gerçekleşen “Kütüphanesiz Okul Kalmayacak” projesinde kütüphanelerin mobilya tefrişatını meslek liseleri yapıyor, kitapları ise Kültür ve Turizm Bakanlığı sağlıyor.
Haydi hayırlısı diyoruz.
Okuyan Türkiye hiç kuşkusuz her alanda fark yaratacaktır.
Bu arada sınavkolik ailelere de bir hatırlatmada bulunmak istiyoruz:
Çok okuyan öğrenciler, sınavlarda kesinlikle çok daha başarılı oluyorlar. Niye mi? Sorular çok uzun metinli ve ikinci defa okuyacakları bir
zamanları yok!
Hangi test olursa olsun okuduğunu şıp diye anlamak için de bol bol okumak gerekiyor.
Hayırların en yücesi
40 yıldır yazdığım bir konu, kısmen de olsa nihayet hayata geçti.
“Akşamları boş duran kamuya ait yemekhanelerde öğrencilere ücretsiz yemek verilemez mi, bu o kadar zor mu?” derken maddi olarak minik ama
vicdani olarak büyük bir adım atıldı.
Özellikle büyük kentlerde hayat öylesine pahalı ki üniversite öğrencilerinin büyük bir bölümü günü tek öğün yemekle geçiriyor.
Aldıkları burs ne ev kirasına ne yurda ne de ulaşıma yetiyor.
Sinema, tiyatro, konser, kitap, yeni yayınlar, dışarıda yemek pek çoğu için lüks.
Oysa üniversite sadece diploma demek değil! Okuduğu kenti de
yaşaması gerekir.
Çay, çorba, kahvaltı benzeri destekler olmuyor mu? Elbette oluyor ama kalıcı ve kurumsal değil.
Oysa kültürümüz ihtiyacı olana destek konusunda çok hassas.
Keşke tıpkı Ramazan aylarında olduğu gibi üniversiteler açık olduğu sürece, öğrenci çadırları ya da yemekhaneleri de açık olsa ve hayırseverler bağışta bulunacağı yemeği ücretsiz olarak öğrencilerle paylaşsa, bu kadar zor mu?
Bu çerçeveden bakıldığında Beşiktaş Belediyesi’nin başlattığı bu ulvi hizmet umarız kalıcı ve sürdürülebilir olur.
Beşiktaş Belediyesi, öğrencilerin temiz, güvenilir ve ücretsiz olarak yemek ihtiyacını gidermesi için anlamlı bir projeye
imza attı.
Bir sosyal dayanışma uygulaması olan “Öğrenci’Ye” projesi, Beşiktaş Belediyesi, Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği ve Beşiktaş esnafının desteğiyle hayata geçirildi. Mobil uygulama üzerinden restoranlarda yerini ayırtan öğrenciler, yemek ihtiyaçlarını ücretsiz karşılayabilecekler.
Özetin özeti: Fazlasını, çok daha fazlasını yapabilecek vicdana, birikime ve en önemlisi de heyecana sahibiz. Sorun ilk adımı atmakta, sonra gerisi geliyor. Bu kez ilk adımı atan siz olun!