Adı Susurluk skandalıyla gündeme gelen Mahmut Demir'in, Etibank Elazığ Ferro Krom Tesisleri'nde çalışmadan beş yıl boyunca maaş aldığı ve primlerinin düzenli olarak yatırıldığı ortaya çıktı
"YEŞİL" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın, Etibank Elazığ Ferro Krom Tesisleri'nde 20 yıl işçi olarak çalıştığı belirlendi. 1977'de işe giren Yıldırım'a, 1991'den itibaren beş yıl işe gelmediği halde ücret ödendiği, sigorta priminin düzenli yatırıldığı ortaya çıktı. 1995'te Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce gözaltına alınan Yeşil, hakkında işlem yapılmadan serbest bırakıldı.
1976'da Elazığ Şeker Fabrikası'nda işçi olarak çalışmaya başlayan Yıldırım, 12 Şubat 1977'de 10749996 sigorta sicil numarasıyla Etibank'a bağlı Elazığ Ferro Krom Tesisleri'ne geçti. Başlangıçta üretim hattında işçi olarak çalışmaya başlayan Yıldırım, 1981'de Ferro Krom Tesisleri'nin Elazığ İrtibat Bürosu'nda görevlendirildi. Yıldırım'ın SSK primlerinin de 1977'den 1997'ye kadar aralıksız ödendiği belirlendi.
Yıldırım'ın 1991'den itibaren işe gelmediği halde maaşının kesintisiz ödendiği, ancak tüm çalışanların fotoğrafı bulunduğu halde, Yıldırım'ın personel dosyasında fotoğraf olmadığı tespit edildi.
Susurluk kazası ardından, Şubat 1997'de Yıldırım'ın iş aktine son verildi. Gazete ve televizyon görüntülerinden çalışma arkadaşlarınca teşhis edilen Yıldırım'ın işten çıkarılma kararı, tebliğ edilemedi. Yıldırım'ın Ferro Krom Tesisleri'nde çalışmaya başladıktan sonra nüfus kaydını Elazığ'ın Palu ilçesine aldırdığı da öğrenildi.
"Yeşil"in 1995'te Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce gözaltına alındığı bildirildi. Üst düzey bir emniyet yetkilisine göre gözaltı olayı şöyle gelişti:
"Dönemin Cinayet Büro Amiri ve halen Söylemezler çetesi davasında yargılanan Erdal Durmaz, Başkomiser H.M.D'yle Ulus'taki bir otelin gazinosuna girerken, kapıda alkollü olan Yeşil'le çarpıştı. Yeşil'le tartışan ve polis olduğunu söyleyen Durmaz, burnuna bir yumruk yedi. Durmaz, meslektaşı ve gazino personeli yardımıyla Yeşil'i darp etti. Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen kişinin üzerinde `Ahmet Demir' kimliği çıktı. Yıldırım, `Yeşil' olduğunu açıklayıp, polise küfür ve tehdit savurdu. Polislerce dövülen Ahmet Demir'in Yeşil olduğu anlaşılınca, durum Asayiş Şube Müdürü ve halen Söylemezler çetesi davasından yargılanan Deniz Gökçetin'e bildirildi. Demir de durumu üstlerine iletti. Yeşil'in
telefon fihristinde, üst düzey görevlilerin `gizli' telefonu çıktı.
O günlerde Ankara'da bankalardan 10 milyon
dolar çektiği ve adı faili meçhul cinayetten çek - senet tahsilatına kadar birçok olaya karışan `Yeşil'e, (Ankara'dan kaybol, bir daha da gelme) telkininde bulunuldu. `Yeşil'in kayıtlara konulmadığı halde fotoğrafı çekildi, ancak hakkında işlem yapılmadan serbest bırakıldı. Bırakılmadan önce darptan kaynaklanan yaraları özel bir doktorun muayenahanesinde tedavi ettirildi."
Emniyete yakın kaynaklara göre, Yıldırım, ya "tesadüfen gözaltına alındı, ancak `Yeşil' olduğu anlaşılınca, bu durum birilerinin diğerine gözdağı vermesiyle kapatıldı" ya da "gözaltına alınması tesadüf gibi düzenlendi, ancak durum yine birilerinin diğerine mesaj ulaştırmasıyla sonuçlandı.
Yeşil'in gözaltına alındığı dönemde kullandığı minibüste patlayıcı ve silah bulunduğunu belirten aynı kaynaklar, "Deşifre olduğundan sabit adres kullanmayan Yeşil'in, bazı kişileri minibüsün camsız ve koltuksuz olan arka bölümünde sorguladığını zaman zaman duyuyorduk" dedi.
Aynı kaynaklar, gizli örgütlerce kullanılan "buharlaştırma" taktiğiyle hakkında "öldü" dedikodusu yayılan Yeşil'in ölmediğini ve geçen yıl Ankara'da 5 yıldızlı bir otelde ünlü bir işadamıyla görüştüğünü söyledi. Kumarhanelerle de ilgilenen işadamından para aldığı bildirilen Yeşil'in, daha sonra gittiği Lübnan'dan Şam'a geçerek, işadamı Özdemir Sabancı'nın katil zanlısı Mustafa Duyar'ın "teslim olmasına" aracılık yaptığını iddia etti.