11.11.2021 - 11:54 | Son Güncellenme:
AA
Kutoğlu, Doç. Dr. Aliihsan Şekertekin ve yüksek lisans öğrencisi Fatemeh Ghasempour ile geliştirdikleri yazılımla çeşitli uydu verilerini kullanarak kömür, yağ ve gaz gibi fosil yakıtların yanmasıyla ortaya çıkan azot dioksitin atmosferde bulunan seviyesini inceledi.
Yazılım sayesinde Türkiye'nin 2018'den itibaren günlük ve aylık azot dioksit seviyeleri görüntülenen çalışmada, çevre kirliliğinin yoğun yaşandığı kentler arasında İstanbul, Ankara ve İzmir'in olduğu tespit edildi.
Kutoğlu, gazetecilere, dünyadaki bütün organizmaların ve bütün malzemelerin ışığın farklı dalga boyunu yansıttığını, gözün görebildiği sınırın son derece küçük bir bandı algılayabildiğini belirtti.
Işığın çok daha geniş bir dalga boyunun söz konusu olduğunu ve bu dalga boylarını algılayabilmek için hiperspektral denilen kameralar geliştirildiğini anlatan Kutoğlu, "Bu kameralar göremediğimiz ışığın renklerini de algılayabilecek durumda. Bunlar dünya üzerinde pek çok konuya yönelik kullanılıyor ve sürekli dünyanın etrafında dönerek günlük, 15 günlük veya aylık periyotta dünyayı sürekli tarayarak görüntüsünü alıyorlar." dedi.
"Kirleticilerin azaltılması gerekiyor"
Kutoğlu, son dönemde iklim değişikliğinin hava kirliliğine etkisine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İklim değişikliğini, küresel ısınmayı azaltabilmek için bu kirleticilerin azaltılması gerekiyor. Dolayısıyla bunun azalıp azalmadığını anlayabilmek için de takip edilmesi gerekiyor. Buna yönelik arkadaşlarımızla çalışma yaptık. Bir yazılım geliştirelim istedik. Azot dioksit, karbon içerikli malzemelerin yakıtların yakılması sonucu ortaya çıkan zararlı gazlardan biri. Bunu bir uydu sensörüyle izlemek mümkün. Mavi banda yakın yansıma veriyor, dolayısıyla bu farklı yansıtma özelliği nedeniyle görüntüde ayırt edebilip algoritmalarını çözebiliyoruz."
Bu yazılımla Türkiye üzerinde azot dioksit miktarının aylık ve günlük olarak değişimlerini görebiliyoruz. Olan görüntüler yardımıyla günlük değişimleri de görebiliyoruz. Onların ortalamasını alarak Türkiye üzerindeki aylık azot dioksit miktarını da görüyoruz. Azot dioksit miktarı bize, hangi bölgede ne kadar çok karbon emisyonu olmuş, ne kadar çok karbon içerikli kirletici havaya saçılmış onu gösteriyor."
Kutoğlu, tespitlerine yönelik şu bilgileri verdi:
"Özellikle pandemi nedeniyle kapanmanın olduğu, ulaşımın yasaklandığı dönemlerde bu kirletici son derece azalmış ama açılmayla birlikte ulaşım serbest hale gelince yeniden kirlilik miktarının arttığını gördük. Ulaşım bunda çok etki yapıyor. Yakın gelecekte dünyada olduğu gibi özellikle mazotlu araçlardan elektrikli araçlara dönmemiz, ülkemizdeki bu kirlilik seviyesinin azalmasına katkı verecektir. Yaptığımız çalışma bunu gösteriyor. Bazı bölgelerde özellikle Marmara, İzmir, Ankara bölgesinde ulaşım kaynaklı olduğunu görüyoruz ama bazı bölgelerde nüfus yoğunluğu düşük olmasına rağmen oralarda da zaman zaman bu kirleticinin yükseldiğini görüyoruz. Bu da farklı sanayi tesislerinden kaynaklanabilir."
Kirliliğin İstanbul çevresinin yanı sıra Kocaeli ve Bursa bölgelerinde, Ankara ve İzmir bölgesinde yoğunluk oluşturduğunu aktaran Kutoğlu, bunların yanı sıra güneyde Mersin, Adana ve Gaziantep bölgesinde yoğunluk bulunduğunu bildirdi.
Kutoğlu, "Burada şunu da belirtmek lazım; güneydeki kirlenme ulaşımın yanı sıra tarımsal faaliyetlerden de kaynaklanabilir çünkü anız yakma olayında da bu kirlilik ortaya çıkıyor. Yine yanlış gübrelemede de azot dioksit ortaya çıkıyor. Bu bölgedeki yoğunluğun bir miktar da bu tarımsal faaliyetlerden kaynaklanabileceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.