04.03.2021 - 17:18 | Son Güncellenme:
Ölüdeniz, sadece Türkiye’de değil tüm Dünya’da ismi bilinen bir doğa harikasıdır. Adından da anlaşılacağı üzere Fethiye kıyısında bulunan bu bölgede neredeyse dalga oluşmamaktadır. Denizin kademeli derinleşmesi ve dalgasız olması özellikle çocuklu aileler için bir fırsat olarak görülmektedir.
Saklıkent Kanyonu yaklaşık 10 yıl önce bir çoban tarafından keşfedilmiş, ardından da belediye tarafından işletmeye açılmıştır. 20 ile 30 kilometrelik uzunluğu ile bu kanyon Türkiye’nin en uzun kanyonu olma özelliği taşımaktadır. Saklıkent Kanyonu ziyaretinde bulunanlar ise burada piknik yapabilir ya da halihazırda hizmet veren restorandan faydalanabilir. Kanyon, doğa yürüyüşü ve rafting açısından oldukça elverişli bir ortama sahiptir.
Akyaka’ya bağlı bulunan Azmak Nehri, özellikle son zamanlarda oldukça fazla ziyaretçi ağırlamaktadır. 3 kilometre uzunluğundaki tatlı su nehrinin su sıcaklığı yaklaşık 10 derecedir. Derinliği yer yer 10 metreyi bulan bu nehirde, tekne yolculuğu yapmak da mümkündür. Su sıcaklığının düşük olması sebebiyle yüzmeye pek elverişli olmasa da ziyaretçilerin bir kısmının nehre girdiği de gözlenebilmektedir.
Kelebekler Vadisi, her yıl yabancı ve yerli turistler tarafından yoğun bir şekilde ziyaret edilmektedir. Bu bölgede kamp ve tırmanış yapmaya izin verilmektedir. Plajı kullanmak içinse tekne turlarına katılmak gerekiyor. Kelebekler Vadisi, boyu 400 metreyi bulan sarp kayalıklarla çevrili bir doğa harikasıdır. Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından sit alanı ilan edilen vadi, korunması gereken dağlar listesinde de yer almaktadır.
ultaniye Kaplıcaları, Köyceğiz’e 20 kilometre Dalaman’a ise 4 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Burası; Türkiye’nin en yüksek, dünyanın da ikinci yüksek radyoaktif kaplıcası olma özelliğine sahiptir. Kaplıcanın suyunda; kalsiyum klarür, kalsiyum sülfat ve radon bulunmaktadır. Su sıcaklığının yaklaşık 39 derece olduğu ılıcaların çok sayıda hastalığın tedavisinde kullanıldığı belirtilmektedir. Sultaniye Kaplıcaları’nın iyi geldiği bazı hastalıklarsa; bel ağrısı, romantizma, siyatik, kadın hastalıkları ve nefrit olarak sıralanmaktadır.
Likya Yolu, uzun mesafe yürüyüş yapmak isteyenler için mutlaka denenmesi gereken bir rotadır. Bu bağlamda, Likya Yolu Türkiye’nin ilk uzun mesafe yürüyüş yolu olma özelliğine sahiptir. 535 kilometre uzunluğundaki bu yol, dünyanın da en iyi rotaları arasında sayılmaktadır. Antalya ile Fethiye Körfezi arasında uzanan Likya yolu trekking yapanlar tarafından değişmez bir adres olarak tarif edilmektedir.
Sedir Adası, Mısır kraliçesi Kelopatra ile komutan Marcos Antonius’un büyük aşklarına ev sahipliği yapmış olan adadır. Burası, eşine pek rastlanılmayan güzellikte masmavi bir denize sahiptir. Bu sebeple de deniz, kum ve güneş severler tarafından sık sık ziyaret edilmektedir.
Doğal kireçtaşından oluşan Dalaman Çayı, Marmaris ve Fethiye arasında yer almaktadır. Kireçtaşlarıyla çevrelenen çay turkuaz bir renkle bezenmiş durumda olup, benzersiz bir manzaraya ev sahipliği yapmaktadır. 229 kilometre uzunluğuna sahip bu çay özellikle rafting yapmak için kullanılmaktadır. 8 kilometrelik bir rafting turu ise yaklaşık 2 saat sürdüğü belirtilmektedir.
Uyku Vadisi, doğal park ilan edildikten sonra turizme katılmış bir alandır. Buraya genellikle doğayla baş başa kalmak isteyen kişiler gitmektedir. Vadi bünyesinde çok sayıda yürüyüş yolu ve dinlenme tesisine yer verilmektedir. Burada; yürüyüş yapma, şelale havasında serinleme, su kenarındaki hamaklara binme ve yüzme havuzundaki hayvanları besleme imkanları bulunmaktadır.
Turgut Şelalesi sıcak hafta sonlarının değerlendirilmesi için oldukça güzel bir alandır. Marmaris’e bağlı bağlı olan şelalenin boyu 6 metreye ulaşmakta ve ziyaretçilerini serinletmeye yetmektedir. Doğa yürüyüşü yapıp yorulanlar için de şelale çevresinde yemek yiyebilecekleri ufak bahçeler yer almaktadır.
Türk Edebiyatı’nın ünlü şairlerinden olan Can Yücel’in evi Muğla’ya bağlı Eski Datça’da bulunmaktadır. Bu evin büyük bir bölümü günümüzde kütüphane olarak kullanılsa da şaire ait değerli eserlere göz atmak mümkündür. Yolu Datça’ya düşenlerin kesinlikle Can Yücel’in evine uğrayıp, anı defterine birkaç cümle yazması tavsiye edilmektedir.
Yediler Manastırı, Hz. İsa ve havarilerini fresklerinde taşıyan bir yapıdır. Zaman içerisinde harap olan bu yapıda; manastır, kilise ve kale kalıntılarına rastlanmıştır. Yapım tarihi milattan sonra 7. yüzyıla dayanan Yediler Manastırı, Milas sınırlarında kalan Beşparmak Dağları’nda bulunmaktadır. Buraya ulaşmak içinse yaklaşık 3 saat kadar yürümek gerekiyor. Yediler Manastırı, arkeolojik açıdan da oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu bağlamda Alman arkeologların yaptığı çalışmada tespit edilen en eski insan figürü de manastır çevresindeki mağaralarda bulunmuştur.
Muğla’nın farklı beldelerinde sivil mimarlık örneği olan kral mezarlarına rastlamak mümkündür. Aminras Kral Mezarları da bu yapılar arasından dikkat çeken bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. İl merkezine yaklaşık 124 kilometre mesafede bulunan mezarlıklar, doğal kayalar oyularak oluşturulmuştur. Şehrin simgesi olarak anılan bu mezarların Klasik Dönemde inşa edildiği düşünülmektedir.
Kayaköy, tarihsel gezileri sevenlerin mutlaka uğraması gereken bir yerdir. Terkedilmiş havasıyla hayalete benzetilen bu beldenin tarihi milattan önceye dayanmaktadır. Bu dönemlerde Likyalılar tarafından kullanılan Kayaköy, sonrasında farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmıştır. Günümüzde tamamen terkedilmiş halde bulunan Kayaköy’e giderken yerliler tarafından beslenen devekuşlarına rastlamak da mümkün olmaktadır.
Kabak Koyu, Fethiye’nin en güzel koylarından biridir. Denizi altındaki kum tanelerinin görülebileceği kadar berrak ve etrafı da yemyeşil ağaçlarla kaplıdır. Kabak Koyu’nu meşhur eden özelliği ise koyun doğu tarafında bulunan ufak bir mağarasının olmasıdır.