15.02.2019 - 12:08 | Son Güncellenme:
AA
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır'a gelen Bakan Varank, merkez Kayapınar ilçesindeki Gençlik Kültür ve Sanat Merkezinde düzenlenen, "Uluslararası İslam Bilim Tarihi ve Fuat Sezgin Sempozyumu"nda bir konuşma yaptı.
Merhum Prof. Dr. Sezgin'in ülkenin yetiştirdiği en başarılı ve çalışkan ilim insanlarından biri olduğunu ifade eden Varank, yüreği memleket sevdasıyla çarpan Sezgin'in kendisini, medeniyetin ilmi birikimini gün yüzüne çıkarmaya adadığını belirtti.
Eserleriyle nesiller boyunca adından söz ettirecek Sezgin'in hatırasını yaşatmayı boyunlarının borcu olarak gördüklerini aktaran Varank, bu amaçla bilim, teknoloji ve yenilik alanındaki çalışmalara büyük önem ve destek veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararıyla 2019 yılının "Prof. Dr. Fuat Sezgin Yılı" olarak ilan edildiğini anımsattı.
Sempozyumun yılın ilk etkinliği olması dolayısıyla özel bir öneme sahip olduğuna işaret eden Varank, sene boyunca düzenlenecek bu gibi etkinliklerin, Prof. Dr. Sezgin'in ömrünü adadığı İslam, kültür ve medeniyet hazinesinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacağını, özellikle de genç kuşaklara onun çalışma azmini ve şevkini aşılayacağını aktardı.
- "İslam ve dünya bilim tarihine eşsiz bir katkı sunmuştur"
Prof. Dr. Sezgin'in yaşamına değinen Varank, şunları dile getirdi:
"İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne kadar sahasında yazılan en kapsamlı eser olan Arap-İslam Bilim tarihinin ilk cildini 1967'de yayınlayan hoca, bu benzersiz eserin 18. cildini yazmaktayken aramızdan ayrıldı. Hocanın Frankfurt'ta kurduğu İslam Bilim Tarihi Müzesi ve 45 bin cilt özgün eseri içeren kütüphanesi, dünyada alanında ilk ve eşsiz kuruluşlardır. Burada önemli bir hususu da vurgulamak istiyorum ki Fuat Sezgin hoca, Frankfurt'taki enstitüsü için temin ettiği eserlerden kendi imkanlarıyla, 'özel bir kütüphane' de oluşturmuştu. Bu özel kütüphanesini Türkiye'ye getirmek istemiş ancak Almanya bu eserlerin önemli bir bölümünün ülkemize getirilmesine izin vermemiştir. 2008 yılında Fuat hocanın değerli bağış ve çabalarıyla İstanbul İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi kuruldu. 2010'da müzenin faaliyetlerini desteklemek için Bakanlığımız, TÜBA ve TÜBİTAK'ın da katkılarıyla Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Vakfını kurduk. Bahse konu müzeler, Müslüman bilim adamlarının yüzyıllar boyunca insanlığa armağan ettiği icat ve keşifleri kapsamlı bir şekilde sunmaktadır."
Varank, bu müzelerde, astronomi, coğrafya, gemicilik, zaman ölçümü, geometri, optik, tıp, kimya, fizik, mimari ve harp tekniği alanlarında sergilenen eserlerin İslam bilimlerinin geldiği noktayı göstermesi açısından son derece etkileyici olduğuna işaret ederek, bu keşif ile buluşların değişik yollardan Avrupa'ya geçtiğini ve kabul gördüğünü, özümsendiğini belirtti.
Batı dünyasının bu eşsiz mirası kendisine mal ettiğini dile getiren Varank, Fuat Sezgin'in kitaplarında yer verdiği bir bilgiyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın uluslararası bir toplantıda ifade ettiğini dile getirdi.
Varank, "Amerika kıtasının 1492'de Colomb tarafından değil ondan 3 asır önce Müslüman denizcilerin keşfettiğini dillendirmesi bile Batılı akademi çevrelerinde çok büyük rahatsızlık yaratmıştı. Fuat hocanın çalışmaları, aslında İslam medeniyetine ait olan zengin mirası, itiraz edilemez şekilde gün ışığına çıkararak, İslam ve dünya bilim tarihine eşsiz bir katkı sunmuştur. Dolayısıyla hocamızın çalışmaları, bilimler tarihinin bir bütün olduğunu, gerçeğe uygun ve önyargılardan uzak şekilde ispatlamaktadır." diye konuştu.
Bu durumun, milletin bilimsel, teknolojik ve topyekün kalkınması için gerekli özgüven ve motivasyona ciddi katkıları olacağına inandığını ifade eden Varank, müzelerdeki aletlerden hareketle Sezgin'in "İslam'da Bilim ve Teknik" adlı 5 ciltlik bir katalog eser yazdığını, böyle bütüncül ve kapsamlı bir eserin müze kataloğu olarak ilk defa yazıldığını, Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca olarak 4 dilde yayınlandığını bildirdi.
Varank, Prof. Dr. Sezgin'in aziz hatırasının yaşatılması adına yıl boyunca TÜBA ve TÜBİTAK ile üniversiteler ve diğer paydaşlarla çeşitli etkinlikler düzenleneceğini anlatarak, "TÜBA bu yıldan itibaren "Fuat Sezgin Ödülleri" vermeye başlıyor. TÜBİTAK, hocamızın çalışma alanıyla ilgili bilimsel araştırmaları desteklemek amacıyla proje çağrısına çıkacak. Bakanlık olarak, bağlı ve ilgili kuruluşlarımızla Fuat Sezgin hocamızın mirasına en iyi şekilde sahip çıkmaya devam edeceğiz. Amacımız Türkiye genelinde farkındalığı artırmak." ifadesini kullandı.
- "Sezgin hocamızın çalışmaları ilham verici"
"Siz bir dinin mensubusunuz ve o dinin Peygamberi ne diyor? 'İki günü birbirine eşit olan insan zarardadır.' Bunu Müslümanlar kafi derecede göz önüne almadılar. İnsanların dikkatini buna çekmediler. Demek ki İslam dini sizden her gün yeni bir şey istiyor. Yani bu soruyu her Müslüman'ın kendisine sorması lazım. İşte biz de genciyle, yaşlısıyla toplumda bir yenilik yapma algısı, üretici düşünme ve fark oluşturma bilincinin artmasını arzuluyoruz. Bu manada Fuat Sezgin hocamızın benzersiz çalışmaları, İslam medeniyetinin vizyonu ve üretkenliğini yansıtması açısından oldukça ilham verici." sözlerine yer veren Varank, ondan alınan bu ilhamla çalışmaya ve özellikle gençlere bu ilhamı aşılamaya devam edeceklerini aktardı.
Varank, Sezgin'in fikir dünyasında açtığı ufkun, aşıladığı özgüvenin öneminin büyük olduğunu vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde, 16 yıldır ülkeyi büyütmenin mücadelesini verirken, Fuat hoca gibi bu topraklarda yetişmiş fikir adamlarının, alimlerin, gönül erlerinin kendilerine öğrettikleriyle yol yürümeye gayret ettiklerini belirtti.
Diyarbakır'ın, tarihiyle, kültürüyle, çıkardığı nice değerli isimlerle medeniyetin kurucu şehirlerinden biri olduğuna dikkati çeken Varank, kentin büyük bir ilim ve medeniyet mirasının sahibi olduğunu vurguladı.
Varank, Diyarbakır'ın yıllar boyu bu medeniyetten nasibini alamamış çevrelerin istismarına uğradığını anlatarak, Seyfeddin Amidi, El- Cezeri, Ahmet Arif, Sezai Karakoç, Cahit Sıtkı Tarancı, Ali Emiri, Celal Güzelses gibi nice büyük isimle anılması gereken Diyarbakır'ın maalesef uyuşturucu ticaretiyle, terörle anılır hale getirildiğini söyledi.
- "Milletin verdiği yetkiyi, terör örgütüne peşkeş çektiler"
Bakan Varank, "Bunlar sadece bugünümüze değil, geçmişimize de ihanet ettiler. Milletin verdiği yetkiyi, terör örgütüne peşkeş çektiler. Belediye imkanlarıyla, Diyarbakır'ı, binlerce yıllık Sur'u talan ettiler. Bizim bunları unutmamız, affetmemiz mümkün değil. Şimdi sorumluları tepeden aşağı yargı önünde hesap veriyorlar. Bu hesabı tarih önünde ve Hakkın huzurunda verecekler." dedi.
Varank, yakıp, yıkılan Sur'u yeniden ihya ettiklerini belirterek, şunları ifade etti:
"Diyarbakır'ı hak ettiği güzelliklere kavuşturuyoruz ama bir tehlikeyi de yeri gelmişken, Diyarbakır’dan paylaşmak istiyorum. Önümüzde 31 Mart yerel seçimleri var. Ülkemizin hem doğusunda hem batısında çok kirli bir al, ver tezgahı kuruluyor. FETÖ'nün cesaretlendirdiği CHP, İYİ Parti, Saadet üçlüsüne sözde resmi olmasa da HDP de eklendi. Karşımızda tam bir zillet ittifakı var. CHP'nin, İYİ Parti'nin, Saadet'in aday çıkardığı yerde HDP'nin bunları desteklediğini, hatta meclis üyeliklerine yazıldıklarını görüyoruz. Bu çok ama çok büyük bir tehlike. Bu zillet ittifakının sonucunda zamanında Diyarbakır'da ve bölgede yaptıkları gibi batı illerinde de PKK'yı belediyelere sokmak istiyorlar. Biz bu tezgahı görüyoruz ama milletimizin desteğiyle bu tezgahı da inşallah bozacağız."
Bakan Varank, sempozyumu düzenleyen Kayapınar Belediyesi, Kadim Akademi ve İlim Yayma Cemiyetine bu güzel organizasyon için teşekkür ettiğini sözlerine ekledi.
- "Bu şehrin huzurunu nasıl sürdüreceğiz, onun çabasındayız"
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker, son 2 yıl içerisinde Diyarbakır'daki belediyelerin, şehrin içerisinde yer aldığı medeniyet tasavvuru ve bu birikimin hafızasının tekrar yerine gelmesi çabasında olduğunu belirtti.
Diyarbakır'ın yakılıp, yıkılmak istendiğini ifade eden Eker, şunları kaydetti:
"Diyarbakır'ın kardeşleri de yakıldı. Kudüs, Şam, Halep, Bağdat bunların hepsi Diyarbakır'ın kardeşi. Çünkü bu medeniyeti Diyarbakır, bu kardeş şehirlerle inşa etti. Diyarbakır'ın Sur ilçesinin yakılmaya çalışılmasının altındaki temel sebep budur. Hafızayı sıfırlamak ve Diyarbakır'ın görünür eserlerini ve oradaki eserler üzerinden medeniyeti tasavvurunu ortadan kaldırmak istediler. O karanlık zihin ve zihniyet, yani PKK terör örgütü veya onun bir şekilde bağlantılı olduğunu artık açık seçik gördüğümüz FETÖ terör örgütünün aslında aynı kablodan, fişten, prizden elektrik aldığını biliyoruz. Onların hedefi de İslam medeniyet tasavvurunu ortadan kaldırmak. Onun zirve şehirlerine zarar vermek. Bugün hamdolsun Diyarbakır'ın bir belediyesinde İslam bilim tarihi ve Fuat Sezgin konuşuluyor. Gerçekten Sayın Cumhurbaşkanımıza şükran borçluyuz. Şimdi önümüze bakıyoruz. Bu şehrin huzurunu nasıl sürdüreceğiz, kalkınmasını nasıl yapacağız, bu şehri tekrar bir ilim merkezi haline nasıl getireceğiz, onun çabasındayız."
İlim Yayma Cemiyeti Diyarbakır Şube Başkanı Ali Karakaş da öğrencisi olduğu, kendisinden istifade ettiği ve kendisiyle alakalı doktora tezi hazırladığı çok önemli bir şahsiyet, bölgenin ve ülkenin yetiştirdiği kıymetli bilim adamına bir vefa borcu olması dolayısıyla sempozyumu düzenlediklerini belirtti.
Sempozyuma, Vali Hasan Basri Güzeloğlu, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Başoğlu, AK Parti İl Başkanı Süleyman Serdar Budak, kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.