07.01.2021 - 21:18 | Son Güncellenme:
AA
Çavuşoğlu, resmi temaslarda bulunmak üzere gittiği Portekiz'in başkenti Lizbon'da, Portekiz Dışişleri Bakanı Augusto Santos Silva ile ikili ve heyetler arası görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Türkiye ve Portekiz'in son derece mükemmel siyasi ilişkilere sahip olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, bu kapsamda, özellikle ekonomi başta olmak üzere ikili ilişkileri geliştirmeye kararlı olduklarını kaydetti.
Çavuşoğlu, iki ticaret hacminin arttırılabilmesi için önemli bir potansiyelin mevcut olduğunu belirterek, Türk şirketlerinin Portekiz'deki yatırımlarını artırma konusunda da son derece istekli olduğunun altını çizdi.
"Yunanistan'la çok daha iyi bir diyalog kurabilmek için açık bir fırsat penceresi mevcut"
Bakan Çavuşoğlu, mevkidaşı Silva'yla yaptığı görüşmede, Türkiye ile Portekiz arasında Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısının, hükümetler arası zirveden önce yapılmasına karar verdiklerini bildirdi.
Silva'yla yaptığı görüşmede, ikili meselelerin yanı sıra bölgesel konuları da ele aldıklarını söyleyen Çavuşoğlu, Libya, Dağlık Karabağ, Suriye, Doğu Akdeniz, Venezuela ve Afrika özelinde ise Mozambik'teki durumu değerlendirdiklerini ifade etti.
Çavuşoğlu, "Türkiye, kalıcı istikrar ve barış için bütün bu bölgelerde önemli rol oynuyor. Bugün itibarıyla Türkiye bu rolünü oynamaya devam edecek. Türkiye, aynı zamanda tüm anlaşmazlıkların barışçıl çözümüne inanan bir ülke. Buna, Doğu Akdeniz'deki durum, Kıbrıs konusu da dahil." dedi.
Türkiye'nin geçmişte Kıbrıs meselesinin çözümü konusunda ortaya konan bütün öneri ve adımları desteklediğini anımsatan Çavuşoğlu, Rum tarafının ise Annan Planı dahil birçok çözüm önerisini reddettiğini hatırlattı.
Çavuşoğlu, "Burada Yunanistan ile çok daha iyi bir diyalog kurabilmek için açık bir fırsat penceresi mevcut. Dışişleri Bakanı (Nikos Dendias) şahsen benim çok iyi bir arkadaşım. Önümüzdeki haftalar içerisinde kendisiyle bir diyalog tesis edeceğiz. Bu çerçevede, AB ile ilişkilerimizde de yeni bir sayfa açmaya hazırız." dedi.
"Gümrük Birliğinin modernizasyonu, hem Türkiye hem de AB'nin çıkarına"
AB Dönem Başkanı Portekiz'in birçok konuda dengeli tutumunu da takdir ettiklerini belirten Çavuşoğlu, "Bütün bunların ötesinde, Portekiz'in, Türkiye'nin AB'ye üyeliğini desteklemesini de son derece taktir ettiğimizi ifade etmek istiyorum." dedi.
Çavuşoğlu, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerde halihazırda çok daha iyi bir atmosferin olduğuna işaret ederek, "Dolayısıyla burada bir fırsat penceresi olduğunu bu vesileyle ifade ediyorum." ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, Gümrük Birliğinin modernizasyonun hem Türkiye'nin hem de AB'nin çıkarına olacağına dikkati çekerek, vize serbestisinin de AB'nin verdiği bir vaat olduğunu hatırlattı. Çavuşoğlu, "Önümüzdeki toplantılarda, AB'den burada bazı somut adımların atılmasını bekliyoruz." diye konuştu.
Portekiz'in, AB Dönem Başkanlığını üstleniyor olmasının kendi içerisinde bir fırsat penceresi olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Portekiz, burada başından beri son derece dengeli ve objektif bir rol oynamaya devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan, Türkiye ve Portekiz'in birçok uluslararası platformda benzer görüşlere sahip olduğunu olduğuna değinen Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Portekizce Konuşan Ülkeler Topluluğunda da gözlemci statüsüne sahip olduğunu kaydetti.
Bakan Çavuşoğlu, Portekizce konuşan ülkelerle ilişkileri de her zaman geliştirmek istediklerini dile getirdi.
"Federasyon için müzakere etmek zaman kaybı olacaktır"
Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesinde mevcut durumla ilgili yöneltilen soruya verdiği cevapta, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de eşit paylaşımı desteklediğini vurguladı.
"Şimdi diyalog için önümüzde bir başka olanak daha var." diyen Çavuşoğlu, bu çerçevede Doğu Akdeniz'e kıyısı olan bütün ülkelerle iş birliği yapılma imkanın olduğuna işaret etti.
Mevlüt Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, Doğu Akdeniz konusuyla ilgili çok taraflı bir konferansın düzenlenebileceğini öneriyor. Biz de burada fikirlerimizi ve önerimizi (AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep) Borrell'le paylaştık ve sadece Doğu Akdeniz değil, Akdeniz'e kıyısı olan bütün ülkelerin bu konferansa katılması gerektiğini önerdik. Tabii ki aynı zamanda burada çalışma yapan ülkeler de dahil. Şimdi biz AB ile bu konu üzerinde çalışıyoruz. Aslında bu konferansın temel amacı, nihayetinde bütün tarafların ortak pay alabileceği bir anlaşmaya varabilmek."
Bakan Çavuşoğlu, Kıbrıs konusunda, federasyonla ilgili müzakerelerin 52 yıl boyunca sürdürüldüğünü, birçok farklı planın müzakere edildiğini fakat bunların tamamını Rum tarafının reddettiğini kaydetti.
"İki devletli çözüm, sadece bizim fikrimiz değil. Aslında bu öncelikle (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos) Anastasiadis tarafından önerilmişti." diyen Çavuşoğlu, Anastasiadis'in bu görüşlerini kendisiyle ve başkalarıyla paylaştığını da hatırlattı.
Çavuşoğlu, "Bu aşamada, şunu anlamamız lazım. Neyi müzakere edeceğimizi belirleyebilmemiz gerekiyor. Bu sebeple 5 artı Birleşmiş Milletler (BM) formatında gayri resmi bir toplantı önerdim." diye konuştu.
BM'nin, bu çerçevede bir toplantıyı kabul ettiğini anımsatan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Biz burada müzakere için yeterince temel var mı yok mu bunu göreceğiz. Türkiye hazır. Kıbrıslı Türkler de bu müzakerelere hazır ancak gerçekçi olmamız gerekiyor. Federasyon için müzakere etmek zaman kaybı olacaktır. Eğer federasyon için müzakerelere bir başka 52 yıl daha devam edecek olursak, ben eminim ki hiçbir şekilde çözüm bulamayacağız."
"Fransa samimiyse, Türkiye, Fransa ile ilişkileri normalleştirmeye hazır"
Çavuşoğlu, Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkilerin seyrine ilişkin yöneltilen bir soruya verdiği yanıtta, "Türkiye, kategorik olarak Fransa'ya karşı değil ancak Fransa, kategorik olarak Türkiye'ye karşı." ifadesini kullandı.
Fransa'nın, terör örgütü PKK'ya karşı yapılmış Barış Pınarı Harekatından bu yana Türkiye'ye karşı bir tutum sergilediğini söyleyen Çavuşoğlu, bu operasyonun Fransa'da ya da Fransa'nın bulunduğu bölgede gerçekleşmediğini, Türkiye'nin sınırında yapıldığını anımsattı.
Çavuşoğlu, nihayetinde, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian ile son derece yapıcı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini belirterek, bu kapsamda, ilişkilerin normalleştirilmesi için bir yol haritası üzerinde karar aldıklarını bildirdi.
Bu çerçevede yürütülen çalışmaların şu ana kadar iyi şekilde ilerlediğine değinen Çavuşoğlu, "Türkiye olarak biz hiçbir zaman hiçbir ülkeyle kötü ilişkilerimiz olsun istemeyiz. Dolayısıyla, Fransa eğer bu konuda samimiyse, Türkiye, Fransa ile ilişkileri normalleştirmeye hazır." dedi.
"Dün ABD'de olanlar dünyanın tamamı için endişe vericiydi"
Bakan Çavuşoğlu, ABD'nin başkenti Washington'da Başkan Donald Trump destekçilerinin dün Kongre binasına girmesiyle çıkan olaylara ilişkin yaptığı değerlendirmede, bu olayların kendisini şaşırtmadığını çünkü bunun sinyallerini zaten Başkanlık seçimlerinden bu yana takip ettiklerini belirtti.
Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Gerçekten çok endişelendik. Dün Washington'da gerçekleşen olay, ABD'de ilk kez yaşanan bir olay ve nihayetinde sağduyu galip geldi. Dün orada olanlar, sadece bizim için değil, Avrupa ve dünyanın tamamı için endişelendirici bir gelişmeydi. Nihayetinde sağduyu galip geldi ve bu olayın çözümlenmesinden memnunuz."
"Güney Kafkaslarda kalıcı bir barış ve istikrar oluşturabiliriz"
Dışişleri Bakan Çavuşoğlu, Azerbaycan ile Ermenistan arasında çıkan çatışmalarda, Türkiye'nin, Azerbaycan'ı, "tek millet, iki devlet" olduğu için değil, hukuken ve ahlaki olarak haklı olduğu için Azerbaycan'ın desteklediğini bildirdi.
Türkiye'nin, Azerbaycan ile Ermenistan arasında Rusya'nın ara buluculuğunda imzalanan ateşkes anlaşmasını desteklediğini anımsatan Çavuşoğlu, bu ülkenin bölgeye barış koruma gücünü gönderdiğini belirtti.
Çavuşoğlu, "Bu anlaşmadan sonra, biz Azerbaycan'ın bize gösterdiği bölgelerde ortak gözlem merkezini kurma aşamasındayız. Bu gözetim merkezlerinin temel amacı bu ateşkesi izlemek olacak ve aynı zamanda herhangi bir ihlal varsa bununla ilgili önlemler alınmasını öngörüyor." dedi.
Ateşkesin Ermenistan tarafından ihlal edilmemesini temenni ettiklerini söyleyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Nihayetinde biz de Ermenistan ile ilişkilerimizi normalleştirebiliriz. Hem Türkiye-Ermenistan, hem de Türkiye-Azerbaycan ilişkileri normalleşir. Hem Ermenistan hem de Ermenistan halkı bu normalleşmeden bölgedeki herkesten daha fazla yararlanacaktır. Bu vesileyle Güney Kafkaslarda kalıcı bir barış ve istikrar oluşturabiliriz."
PORTEKİZ DIŞİŞLERİ BAKANI SİLVA
Silva, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Çavuşoğlu'nu Portekiz'de ağırlamaktan memnun olduğunu ifade eden Silva, Türkiye ile siyasi, diplomatik ve ekonomik olarak çok iyi ikili ilişkilere sahip olduklarını dile getirdi.
Silva, Türkiye'nin Portekiz'in en büyük 14. tedarikçisi ve 17. müşterisi konumunda olduğunu, iki ülkenin ticari ilişkilerinin ilerlediğini aktardı. Türk yatırımcıların Portekiz'deki varlığının arttığına dikkati çeken Silva, Türk yatırımlarının sayısının arttığını belirtti.
Silva, Portekizli yatırımcıların da aynı şekilde fırsatları değerlendirerek Türkiye'ye yatırım yaptığına değindi.
Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı'nın düzenlenmesine yönelik görüşüldüğünü ve bu toplantıyı gerçekleşecek bir sonraki üst seviyeli ziyaretten hemen önce gerçekleştirmeyi planladıklarının altını çizen Silva, şunları kaydetti:
"Hükümet ve Devlet Başkanlarımız arasında bir zirve gerçekleştirilecek ve sıradaki zirve Türkiye'nin ev sahipliğinde yapılacak. İkili ilişkiler anlamında baktığımızda siyasi, ekonomik ve kültürel alanlarda çok iyi ilişkilerimiz var. Türkiye, 'Portekizce Konuşan Ülkeler Topluluğu'nda gözlemci statüsüne sahip ilk ülkelerden birisi. Türkiye'nin bu toplulukta son derece önemli katkıları var. Türkiye'nin Afrika ile iş birliği politikaları da Portekiz için çok önemli. Biz bu çerçevede iş birliği yapıyoruz ve Türkiye ile Afrika'da iyi ilişkilerimiz mevcut."
Silva, Bakan Çavuşoğlu'nun Portekiz Başbakanı Antonio Costa ile yaptığı görüşmede ikili ilişkilerin ilerletilmesi mesajı verildiğini vurguladı.
"Ortak endişelerimiz ve ortak çıkarlarımız var"
Portekiz'in AB Dönem Başkanlığı sebebiyle bir başka şapkayı taktığına ve AB şapkası ile Türkiye-AB İlişkilerinin öneminden bahsettiklerine işaret eden Silva, bu ilişkilerin nasıl geliştirilebileceğinden bahsettiklerini söyledi.
Silva, AB üyesi iki ülke ve Türkiye arasında bazı anlaşmazlıklar olduğunu, Portekiz'in dönem başkanlığında bu anlaşmazlıkların doğrudan müzakereler vasıtasıyla çözülmesini ümit ettiklerini ifade etti.
Türkiye ile AB arasında pozitif iş birliği gündeminin oluşturulmasının önemli olduğuna dikkati çeken Silva, şöyle devam etti:
"Ortak endişelerimiz ve ortak çıkarlarımız var. Bunlar, güvenlik ve bölgenin istikrarı gibi hususlar. Aynı zamanda, mültecilere ev sahipliği yapmak ve mültecilerin entegrasyonu, göç ile mücadele gibi konularda yapılabilecek çalışmalar var. 18 Mart, Türkiye ile AB arasında 2016 yılında imzalanan anlaşmanın 5. yıl dönümü olacak. Bu çerçevede gerçekleştirilmiş ve başarılı olunan hususlar var. Aynı zamanda gerçekleştirilecek ve mesafe kat edilmesi gereken gelişmeler de var. Türk hükümetinin temsilcileri bu sonuçların değerlendirilmesi üzerinde ve bu anlaşmanın halihazırda uygulanamayan kısımlarına yönelik de çalışmalar yapıyor. Bu bağlamda, 18 Mart tarihinin aynı zamanda bir fırsat olabileceğini ve Türkiye ile AB arasında yeni bir dönemin başlayabileceğini düşünüyoruz."
Silva, Çavuşoğlu ile uluslararası siyaset alanında bazı hususları değerlendirme fırsatı bulduklarını ve Libya'daki durumu, Kafkaslar'daki gelişmeleri, Venezuela'daki durumu ve Kuzey Mozambik'teki terör sorununu konuştuklarını ifade etti.
Sorulan bir soru üzerine ABD'nin Başkenti Washington'daki olayları yorumlayan Silva, ABD'nin seçilen yeni Başkanı Joe Biden'a atıfla "Bu, daha önce hiç öngörülmemiş şekilde ABD'nin demokratik kurumlarına bir saldırıdır. Şanslıyız ki ABD'nin demokratik kurumları bu saldırıyı bertaraf etti." diye konuştu.
Silva, dün başkentte yaşanan olayların son derece üzücü olduğunu belirterek, "Bunun devamının gelmemesini ümit ediyoruz. Zaman, seçilmiş başkan Joe Biden'ı desteklediğimizi söyleme zamanıdır. Başkan Biden ve yönetimiyle çalışmayı bekliyor ve bunun ABD ve AB İlişkilerinde bir dönüm noktası olacağına inanıyoruz." dedi.
Dağlık Karabağ için ateşkesi desteklediklerini aktaran Silva, ateşkesin problemin çözümü için siyasi ortamı ve barışçıl çözümü sağladığını dile getirdi.
Silva, "21. yüzyıla geldiğimizde, farklılıkların, anlaşmazlıkların şiddet ve güç kullanarak çözüleceğine inanmak mümkün değil." dedi.
Libya'daki ateşkesi, siyasi süreci ve Berlin sürecini desteklediklerini vurgulayan Silva, Doğu Akdeniz konusunda ise pozitif adımlar atıldığını ve bu adımların devam edeceğini görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Silva, "Ümit ediyoruz ki önümüzdeki AB Zirvesi'nden pozitif bir iş birliği gündemi çıkartabilir ve Doğu Akdeniz'de barış ve istikrarı teşkil edebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.