31.01.2009 - 17:30 | Son Güncellenme:
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milletinin yürüyüş yoluna ışık tuttuğunu söyledi.
Günay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı "Panorama 1453 Tarih Müzesi"nin açılışında yaptığı konuşmaya, "Türk milletinin adalet ve hürriyet sevdasını, Türkiye Cumhuriyeti’nin özgürlük ve bağımsızlığını, haysiyetini her zaman, her koşulda yüksekte tutan Sayın Başbakanım" diye başladı.
"Bugün müjdelenmiş bir zaferin adına ve anısına çok yakışan bir eserin açılışında bulunduklarını" ifade eden Günay, "Dışarıdan bakınca bu panorama müzesinin ne olduğu çok anlaşılmıyor, bir nar bütünü gibi, dışarıdan bir tane, içinde ise binlerce güzellik, binlerce efsane, anı var" dedi.
"İstanbul’un fethinin kılıçla kazanılan bir zafer olmadığını" anlatan Günay, "fethin, bir dünya incisinin köhnemiş bir şehir devleti olmaktan dünyaya açılmasının tarihi olduğunu" dile getirdi.
"Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethi, Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk milletinin yürüyüş yoluna ışık tutuyor" diyen Günay, şunları söyledi:
"Gücümüzü ilimden, bilimden, inancımızdan ve tarihten alıyoruz. Dünyanın gelişmiş ileri bir ülkesi olma yolunda kendimize güvenerek ve ilme dayanarak, haysiyetimizi, özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı, hürriyete ve adalete olan inancımızı, sadece kendi topraklarımızda değil, bütün coğrafyamızda ve bütün dünyada inançla salınarak yürüyoruz."
Açılışa, Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de katıldı.
Açılışın ardından Başbakan Erdoğan ve beraberindekiler "Panorama 1453 Tarih Müzesi"ni gezdi.
Erdoğan'ın konuşması
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "bir zamanlar İstanbul’u çamur deryasına çevirenlerin, şimdi seçim meydanlarında kendilerine, belediyeye çamur atmaya çalıştıklarını" söyledi.
Erdoğan, Topkapı Fetih Parkı’nda inşa edilen Türkiye’nin ilk panorama müzesi olan "Panorama 1453 Tarih Müzesi"nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tamamladığı Şişhane-Maslak arası metro hattının açılışını dün yaptıklarını hatırlatarak, oradaki büyük coşkuyu bugün burada görmenin kendilerine ayrı bir mutluluk verdiğini belirtti.
İstanbul’u bir taraftan raylı sistemle ördüklerini, metro ile donattıklarını ifade eden Erdoğan, "Bugün ise burada İstanbul’un tarihi kimliğini ve tarihi mekanlarını yeniden ihya eden bir düzenlemeyle inanıyorum ki, kendi kültür dünyamızın gönül raylarını döşüyoruz" dedi.
Erdoğan, İstanbul’da ilk metronun 1875 yılında inşa edilen Karaköy-Tünel hattı olduğunu, bu hattın aynı zamanda, dünyanın da ilk metro sistemleri arasında bulunduğunu, Cumhuriyet’ten sonra İstanbul’da toplu ulaşımda ağırlıklı olarak sadece tramvayın mevcut olduğunu anlattı.
1953 yılında tramvaydan troleybüse geçildiğini, 1984’te de troleybüs işletmesinin tasfiye edildiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yerine ne kondu? Trafik çilesi kondu. Yerine trafik keşmekeşi kondu, trafik kargaşası kondu. İstanbul’a, İstanbullu hemşehrilerime hizmet yerine eziyet sunuldu. Çöp, çukur, çamur sunuldu. Bir zamanlar dünyada ilk metro hatlarına sahip İstanbul, kifayetsiz eller yönetiminde bütün şehircilik avantajlarını yitirdi ve biz geldik. İstanbul’a yeniden avantaj kazandırdık. Biz
geldik, yeniden İstanbullular’a yeniden hizmet kazandırdık. Biz geldik, İstanbullu kardeşlerime yeniden İstanbul’un güzelliklerini kazandırdık." Başbakan Erdoğan, "AK Parti iktidarı olarak İstanbul’da 5 yılı belediyecilikte de geride bıraktıklarını ve geçen 5 yıllık dönemde ak belediyecilik farkını ortaya koyduklarını" dile getirdi.
AK Partili belediyelerin özellikle İstanbul’a ulaşım başta olmak üzere, büyük yatırımlar, büyük hizmetler kazandırdıklarını ifade eden Erdoğan, "Çöp, çukur, çamur. Bunlar büyük ölçüde hamdolsun tarihe geçti, oralarda kaldı" dedi.
Erdoğan, şu anda Londra ve Paris’in metro hatlarıyla yarışan, modern ulaşım imkanlarıyla boy ölçüşen bir İstanbul’un var olduğunu kaydetti.
HABİTAT’TA İSTANBUL
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "kendilerinden önceki dönemde İstanbul’un çöp yığınları içinde olduğunu" ifade ederek, Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine geldiği ilk yıllarda İstanbul’da "Habitat-2" toplantısını yaptıklarını, bu toplantının sonuç bildirgesine İstanbul’un, "dünyanın en temiz kentlerinden biri olarak geçtiğini" söyledi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fakat biz iktidarda olmasaydık, önceki iktidar döneminde bu ’Habitat-2’ toplantısı yapılmış olsaydı, İstanbul rezil olacaktı. Niçin? Çünkü İstanbul o zaman çöp dağları ile hava kirliliği ve susuzlukla anılıyordu. Gelen misafirler, muslukları açtığı zaman o musluklardan ne renk su akacaktı? Yeşil mi, kahverengi mi? Herkes bunu merak ediyordu. Çünkü, zaman oluyor yeşil akıyordu yosundan dolayı, zaman oluyor kahverengi akıyordu. Şu anda alt yapısıyla, üst yapısıyla, ulaşımıyla, bütün bu imkanlarıyla, tarihiyle, medeniyetiyle, bütün dünya şehirleriyle, yeniden boy ölçüşen bir İstanbul var."
"AZİZ İSTANBUL’U YERLE BİR ETTİLER"
"Dikkat edin ’yeniden’ ifadesini kullanıyorum. Çünkü İstanbul zaten büyüktü. Çünkü İstanbul zaten azizdi. İstanbul zaten muhteşemdi. İstanbul bizden
önceki dönemlerde dünyaya bu vizyonunu göstermişti. Bu aziz İstanbul’u adeta
yerle bir ettiler" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bizden önceki iktidarları biliyorsunuz. Bunun içinde hangi zihniyetlerin olduğunu biliyorsunuz. Rüyalar şehri İstanbul onların elinde. Bir anda kabuslar şehrine dönüştü. Masallar şehri İstanbul, bir anda kara delikte adeta kayboldu gitti. İşte İstanbul’u yutan, İstanbul’u yok eden o kara delik CHP zihniyetiydi. İşte İstanbul’un üzerine bir karabasan gibi çöken o kabus, o CHP zihniyetiydi. O çöp yığınlarının altından, o çamur deryasından, o çukurların içinden yolsuzluk çıktı. Biz geldik yolsuzluğu bertaraf ettik. Bir zamanlar İstanbul’u çamur deryasına çevirenler, şimdi seçim meydanlarında bizim
iktidarımıza, belediyemize çamur atmaya çalışıyorlar. Ve diyorlar ki, ’Siz İstanbul için hiçbir hizmet üretmediniz’. Elinize, dilinize dursun. Gelin şurayı bir görün."