29.09.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Aydın Doğan'ın memleketi Gümüşhane'de yaptırdığı Kelkit Organik Süt Sığırcılığı Tesisleri ile Kelkit Aydın Doğan Meslek Yüksekokulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı törenlerle açıldı. Helikopterle Kelkit'e gelen Erdoğan, Kelkit Organik Süt Sığırcılığı Tesisleri'nin açılışını yaparken, "Ülkemize ve Doğan ailesine hayırlı olsun. Bol bereketli kazançlara vesile olsun" dedi.
Gümüşhane'nin büyük bir sıçrama yaptığını dile getiren Erdoğan, "Gümüşhane, Türkiye içinde ve dünyaya paralel olarak çağdaş muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma mücadelesini sürdürecek. Bunu en kalbi duygularımla söylüyorum" diye konuştu.
'ARTIK DURMAK YOK'
Kelkit Aydın Doğan Yüksekokulu açılışında da halkoyunları ekiplerinin gösterisiyle karşılanan Erdoğan, Aydın Doğan'a doğup büyüdüğü yere sırtını dönmediği için teşekkür etti. "Artık durmak yok" diyen Erdoğan, karanlık günlerin geride kaldığını, tünelin ucunun göründüğünü söyledi. Türkiye'de yatırımın önünü açmak için her türlü kolaylığı sağlayacaklarını ve işadamlarıyla tek tek görüşmeler yapacağını açıklayan Erdoğan şunları söyledi:
"İşsiz vatandaşlara iş verenin başımın üstünde yeri var. Devlet kapısı doyuruyordu ama şimdi kapandı. Devlet artık özel sektörün önünü açacak. Kim yatırımın önüne taş koyarsa, karşısında bizi bulur. Kalkınmayan illeri ayağa kaldırmak için zengin işadamlarını davet edeceğim."
'UMUTLARI KARARTMAM'
Erdoğan, bu yıl sonuna kadar 50 barajın bitirileceğini, 10 Ekim'de 11 barajın ASKİ Kapalı Spor Salonu'nda konferans sistemiyle açılışının yapılacağını da duyurdu. Kelkitlilerin Sadak Barajı talebi üzerine de Erdoğan, "Yaparım dersem yalan olur. 2004 programına aldıracağız. Ben sizi aldatamam. Eğer size sürekli doğru olanı söylemezsem umutlarınızı karartırız. Umutları karartan olmayacağız" yanıtını verdi. Erdoğan, akaryakıtta, elektrikte ve tüpgazda olduğu gibi doğalgazda da indirime gideceklerinin müjdesini verirken, "1 Ekim itibariyle doğalgaz sanayide yüzde 7.2, konutta yüzde 8.2 ucuzluyor. Doğalgaz Anadolu İletim Hattı'nın ihalesi de yakında yapılacak" dedi.
Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan her türlü spekülasyona, saldırıya ve iftiraya açık bir iş yaptıklarına dikkati çekti. Her gün hırsızlar, hortumcular, mafya ve yobazlarla uğraştıklarını vurgulayan Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bunları daima teşhir eder, halkın ve yetkililerin dikkatini çekmek için haber yaparız. Biz böyle yapınca, halkın paralarını Avrupa bankalarına kaçırdıklarını ifşa edince, sıkılmadan, utanmadan dönüp bana ve grubuma iftira atıyorlar. Akılları sıra beni korkutup, susturacaklarını zannediyorlar. Size ilan ediyorum ki 45 yıllık iş hayatımda devlete bir kuruş vergi, SSK borcum olmadığı gibi devletin hakkımda açmış olduğu tek bir usulsüzlük davası yoktur. Önünüzde başım dik, alnım açık, göğsümü gere gere diyorum ki, iş hayatım boyunca alnımdan kara bir sinek bile geçmedi. Ne geleneklerimize, ne de kanunlara karşı ufak bir suç işlemedim. Çalıştım, kazandım, devletime her yıl 500 milyon dolar vergi verdim."
HÜKÜMETE TEŞEKKÜR
Hükümetin hortumcuların üzerine cesaretle gitmesinden dolayı teşekkür eden Doğan şunları söyledi:
"Temiz ve şeffaf bir Türkiye için hortumcularla mücadele eden ve edeceklere elimden gelen desteği sağlayacağımı ifade ediyorum. Bu konudaki desteğini hangi hükümet, siyasetçi, bürokrat, memur olursa olsun, sonuna kadar sürdüreceğim. Çünkü yolsuzluklarla mücadeleyi çocuklarıma ve torunlarıma bir şeref belgesi olarak bırakmaya kararlıyım."
KRİZİN SORUMLULARI
Doğan, "Sadak Barajı'na 1 trilyon veremeyen ülkeye 43 milyar dolar yük bindiren bu insanları bağışlayacak mıyız? Firmaların içini boşaltanları ve boşaltmayı sürdürenleri nasıl bağışlarız?" dedi. "Bunlar ülkeyi 2001 krizine soktu" diyen Doğan şöyle devam etti:
"Milyonlarca insan işsiz kaldı. Ülke fukaralaştı. Türkiye'yi bu krize sürükleyen topu topu 10 ailedir. Bunların yarısının elinde medya vardır. Bu aileler hâlâ Boğaz'ın iki yakasında yatlarında, yalılarında, helikopter ve uçaklarıyla kumarhanelerde metresleriyle zevk-i sefa içinde yaşıyor. Bir ülkede özgür ve şeffaf medya olmadan demokrasiden bahsedilemez. Bankasının içini boşaltan, yolsuzluğa bulaşan medya sahibinin, hortumcuların ve yolsuzlukların üzerine gitmesi mümkün değildir. Gelin temiz bir Türkiye için namusluyla namussuzu, iyiyle kötüyü birbirinden ayırt edelim. Namussuzun ve kötünün üzerine hep beraber gidelim" dedi.