28.11.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:
Yönetmen Işıl Kasapoğlu ile koreograf Beyhan Murphy bir köşede konuşuyor. Şener Şen ve Güven Kıraç merdivenlerde oturmuş provayı izliyor. Böyle yani... Büyük bir şey hazırlanıyor, bir müzikal! Sürekli kötülük yaparak bir yerlere gelen medya patronu Sefa Yurdakula (Şener Şen) Tanrı bir şans daha verir ve onu doğru yola getirmeleri için meleklerini (Mirkelam ve Pamela Spence) Türkiyeye gönderir. Ancak şeytan (Şevket Çoruh) da iş başındadır. Erkek melek, kötü sesine rağmen şarkıcı olmak isteyen çaycı Sütiyeye (Meltem Cumbul / Özlem Tekin) aşık olur ve ona güzel bir ses verir. Sütiye şöhret olurken medya patronu ise melekle şeytan arasında bir o yana, bir öte yana bocalar.Hikaye size tanıdık mı geldi? Zaten baştan sona Türkiyenin ahvalini anlatan bir komedi bu. Meltem Cumbulun dediği gibi: "Türkiyede çok Sütiye var; sesi çok kötü olup da albüm çıkarmak isteyen, hatta çıkaran. Bu müzikal Türkiyede yaşananların ironisi." Dansçılardan biri, ikili koltuğa yüzüstü uzanmış; uyuyor. Bir başka dansçı telefonla konuşuyor: "Canımız çıktı." Hepsinin canı çıkmış; öyle uzun zamandır öyle yoğun bir tempoyla çalışıyorlar ki. Sahnede Meltem Cumbul ve Mirkelam havada uçarak şarkı söylüyor: "Mucizeler... / Aşk parlayınca her şey söner..." Şener Şen: "Müzikal, sesine güvenen oyuncuların hayalidir. Benim o taraklarda bezim yok. Zaten çok az şarkı söylüyorum" Evet, 7 Ocakta da "Yürek Yarası" vizyona girecek. Ama tabii böyle bir hesap kitap yoktu. Müzikal, biliyorsunuz, benim rahatsızlığım yüzünden ertelenmeseydi böyle bir çakışma olmayacaktı. 2005te Şener Şeni mi konuşacağız? 10 Aralıkta "Mucizeler Komedisi" başlıyor, 2005te de filminiz vizyona girecek. Müzikalde birçok şey bir arada olduğu için; daha görkemli, büyük bir prodüksiyon... Belki o yüzden daha çok şarkıcıların, sesine güvenen oyuncuların hayalidir. Benim pek o taraklarda bezim olmadığından -zaten çok az şarkı söylüyorum bu müzikalde de- müzikal benim için çok da ayrıcalıklı değil. Ama "Mucizeler Komedisi" ayrıcalıklı. Müzikal olduğu için değil; çok güzel, tat alacağımız bir proje olduğu için. Birçok sanatçı en büyük hayalinin bir müzikalde rol almak olduğunu söyler. Sizin için de müzikal ayrıcalıklı mı? Bu metindeki patron neyse onu canlandırıyorum. Belki birilerinden de izler taşıyabilir ama sonuçta tasarlanmış, hayali bir kahraman. Kırsal kesimden gelip zekasıyla, uyanıklığıyla, her türlü yol mubahtır ilkesiyle hareket edip belli yerlere gelen, gücü olan ve bu gücü kötüye kullanan biri. Siz meleklerin doğru yola getirmeye çalıştığı medya patronu Sefa Yurdakulu oynuyorsunuz. Kimlerden besleniyorsunuz bu rol için? "Başarısız olursak suçlu biziz" Işıl Kasapoğlu (Yönetmen) Çalışmalar iyi gidiyor. Her şey en ince detayına kadar düşünüldü. Uzun bir aradan sonra ilk kez iyi bir müzikal çıkacak diye düşünüyorum. Memnun musunuz provalardan? Bu daha büyük kitlelere hitap eden teknolojinin, dansın, müziğin ve oyunculuğun çok iyi kullanıldığı bir müzikal oluyor. Bugüne kadar hep şikayet halindeydik; teknik aksaklıklar falan... Ama burada dünya standartlarında bir müzikal hazırlama imkanına sahibiz. Şu anda İstanbul Şehir Tiyatrolarında üç müzikal sahneleniyor. Bunun ne farkı var? Yok. Her imkana sahibiz burada. "Mucizeler Komedisi" için kostüm tasarımcısı Canan Göknil yaklaşık 1200 parça kostüm hazırladı. Müzikalin Fransız Michel Launey tarafından tasarlanan dekorunun kurulumu aşamasında 100e yakın kişi görev aldı. Şu anda da sahne arkasında 43 kişi görev yapıyor. Bunlardan 13ü uçuş ekibini oluşturuyor; yani meleklerin havada uçmasını sağlayan uçuş raylarını kontrol ediyor. 80i robot olmak üzere 300 civarında ışık kullanılan müzikalde üç dev ekranın yanı sıra devasa, özel bir tül ekran var. Yani başarısız olursa suçlayacak kimse yok. "Türkiyede çok Sütiye var; sesi çok kötü olduğu halde albüm çıkaran..." Meltem Cumbul Cahil cesaretine sahip bir kız Sütiye. Sesi çok kötü ama o yine de şarkıcı olmak istiyor. Türkiyede de böyle çok insan var; sesi çok kötü olup da albüm çıkarmak isteyen, hatta çıkaran. Sütiyenin de hayali bu. Allahtan melek geliyor ve sesini güzelleştiriyor. Böylece onu oyunda güzel bir sesle dinliyoruz. Özlem Tekinle dönüşümlü olarak çaycı Sütiye karakterini canlandırıyorsunuz. Şarkıcı olmayı hayal ediyor Sütiye, değil mi? Evet ve bu oyun da zaten Türkiyede yaşananların ironisini yapan bir oyun. Bunlar bizim yabancısı olduğumuz karakterler değil, her zaman rastladığımız, gördüğümüz, takip ettiğimiz karakterler... Sütiyeninki bir yükseliş ve düşüş hikayesi. Türkiye bir şarkıyla, bir albümle ya da TVdeki bir yarışmayla aniden parlayıp sönenlerle dolu. Uçmak kolay değil. Uçuş tekniğine alışmak için epey çalışmak gerekiyor. Uçarken de vücut kontrolüne sahip olmak ve aynı anda şarkı söylemek gerekiyor. Kolay değil ama çalışınca kolaylaşıyor. Provada uçuyordunuz. Zor mu uçmak? O eser oynanmış, turneleri yapılmış, yani çok oturmuş bir eserdi. Tüm oyuncular İngilizdi. Ben sadece monte edildim içine. Provaları tek başıma yapmıştım. "Mucizeler Komedisi"nde ise çok uzun süredir çalışıyoruz. Bunun yaratıcı kısmında da yer alıyor olmak çok daha hoş, çok daha güzel. Siz daha önce de "Smoky Joes Cafe" müzikalinde rol aldınız. Nasıl bir fark var bu iki çalışma arasında? "Bu müzikal benim tüm hayatımı etkileyecek" Mirkelam Olmaz olur mu? Bir müzikalde oynama hayaliniz var mıydı? Çünkü biz sahneye çıktığımızda tek kişiyiz. Arkamızda grup elemanları var ama yine de tek başınayız. Burada ise 50 kişi var sahnede. Sahne arkasıyla birlikte 65-70 kişi. Bunu paylaşmak acayip bir şey. Neden bütün şarkıcıların böyle bir hayali var? Yani çoğunun diyeyim... Evet. Ve prodüksiyon ne kadar büyük olursa o kadar zevk alıyorsunuz. Bir de insanın hayatında sadece yaptığı işler değil; o işleri nasıl yaptığı, o işe hazırlanırken kurduğu ilişkiler, öğrendikleri de önemli. Bunlar benim hayatımı etkileyecek şeyler. Meltem, Şener hocam... Onlarla çalışmak... Oyuncularıyla, konusuyla büyük bir proje. Bunun bir parçası olmak güzel. Büyük bir şeyin parçası olmak mı? Benim ilk profesyonel işim Egemen Bostancı ile "Hisseli Harikalar Kumpanyası" müzikalinin yapım koordinatörlüğü oldu. O gün bugündür içimde hep bir müzikal yapma isteği vardı. Ünlü olmak, para kazanmak bir yana tüm bunlara iyi işler yaparak ulaşmak isteyenlerle çalışmak istiyoruz. "Mucizeler Komedisi"ni seyirci beğenebilir, beğenmeyebilir. Ama kimse "Çaba göstermemişler, yutturmaca iş yapmışlar" diyemez. Burada çok yoğun bir çalışma var. İyi iş yapmak isteyen, böyle çalışmaya hazır olan, kolaycılığa kaçmayanlar birbirini buldu burada.Şener Şenle 1980den beri birlikte çalışıyoruz. Bizim hayata bakışımız birbirine çok benziyor. Özel hayatımızda da birlikte geziyoruz, seyahat ediyoruz. Meltem Cumbulla daha önce de bir dizi ve sinema filmi çalışmamız oldu. Şimdi bu projede birlikteyiz, inşallah uzun yıllar da birlikte çalışacağız. Özlem Tekinle de daha birçok projede birlikte çalışmak isterim. "Mucizeler Komedisi"nin müziklerinin yer aldığı CD de yakında piyasaya çıkacak. Oyunun başladığı haftaya yetişmese de bir hafta sonrasında çıkacak. Bazı dekorlar hava yastığı takviyeli ve bu sayede dev podyumlar bile sahnede kolayca hareket ettirilebiliyor. Bir TV stüdyosunda neler oluyor, ne yaşanıyorsa hepsini görebilecek izleyici. Ayrıca oyunumuzun bir bölümü bir TV stüdyosunda geçtiği için canlı yayında birebir çalışan kameralar var. Stüdyoda haberler sunulurken kameraman ve teknik ekip hem sahnedeki üç dev ekrandan gerçekten kapalı devre yayın yapıyor hem de oyunda rol alıyor. Haberlerde VTR de giriyor. Bu VTRler önceden hazırlandı. İki televizyonun rekabetiyle ilgili atışmalar ve Sütiyenin meşhur olmasıyla ilgili olarak da Ayşe Armandan Güneri Cıvaoğluna birçok ünlünün görüşleri banttan yayınlanacak."Mucizeler Komedisi" büyük olasılıkla Yunanistanda da oynayacak. Yunanlı bir firmayla bu konuda görüşmelerimiz var. Oyun başladığında gelip izleyecekler; müzikleri dahil olmak üzere aynı şeyi alıp Yunanlı oyuncularla, kendi Yunanca şarkı sözleriyle, kostümleri orada yaptırıp, aynı oyunu oynayacaklar. Heyecan olmaz mı? Uyku uyuyamıyorum ben. Uçmanın bilmem nesi nasıl olacak diye geceleri uyanıyorum. Elimde olsa hiç uyumayacağım.Son bir ayı da ciddi sağlık sorunlarıyla geçirdim. Gişeyi açtığımız gün check-upa gittim. O gün hemen hastaneye yatırdılar. Bu koşuşturmada bir kalp damarını tıkamışız, onu değiştirdiler. Ben ölmeden şu müzikal bir başlasa! Mustafa Oğuz: "İnsanlar beğenir-beğenmez... Ama kimse Çaba göstermemişler diyemez"