Teknoloji âleminin efsane fiyaskoları

İnternetin hakkını veren herkesin bir şekilde hesabı olup da bir türlü menziline tam giremediği sosyal platform hangisidir? Larry Page ve Sergey Brin’in zoruna gitmesin ama cevabı biliyoruz ki Google+. Facebook ve Twitter’a rakip olsun, Google’ın bilimum hizmeti kullanıcılara bir arada sunulsun derken ortaya çıkan Google+, bir türlü aradığı tadı yakalayamadı ve kapandı kapanacak derken sonunda küçülme yoluna girdi.

Google+ kapanmıyor ama bundan sonra fazlalıklarından kurtulup kullanıcıların ilgi alanlarına odaklanan yeni bir deneyim vâdediyor.
28 Temmuz itibariyle sahipsiz iş sayfaları kapatılmaya başlandı. Google’a bağlı Youtube ve diğer servisleri kullanmak için Google+ hesabı açma zorunluluğu da artık ortadan kalkacak. Yani eskisi gibi iddialı bir platform olmak yerine, meraklısına hitap eden bir ortama dönüşecek. Bu yenilik platformun son şansı gibi duruyor, kaderinin nasıl çizileceğini önümüzdeki aylarda göreceğiz.

Yeni ortaya çıkan teknoloji markalarının, küçük şirketlerin kısa sürede milyar dolarlık olduğu hikayelere alışmış vaziyetteyiz. Fakat madalyonun bir de diğer yüzü var. Sektörünü iyi gözetemeyen, kullanıcısına “bu ne alaka şimdi ya” dedirten onca marka da milyon dolarları kendisiyle beraber toprağa gömebiliyor. HBO’nun Silikon Vadisi’ni tiye alan yeni dizisindeki bir replik böylesi markaların nasıl madara olduğunu özetler nitelikte: Dizide Hooli adlı yeni bir telefon yazılımı çıkmıştır, Hooli’nin CEO’su, kötü giden kullanıcı testlerinin ardından asistanıyla durumu değerlendirir: “Yani şimdi bu Windows Vista kadar mı kötü? iPhone4 kadar kötü mü yoksa? Bana Microsoft Zune kadar kötü olduğunu söylemeyin.” Asistanı yanıtlar, “Üzgünüm patron ama Apple Maps kadar kötü”...

Büyük beklentilerle piyasaya çıkan ve sonu kötü biten girişimlere jargonda “fail” deniyor. Biz de efsane “fail”leri derledik,
biraz da nostalji yaptık.

Karizmayı çizdirdiler

- MIcrosoft Zune:Bazılarının da isminde meymenet olmuyor. Bilimkurgu filmi gibi isim takmayla son teknoloji olunmuyor. Neticede MP3 player yapıyorsun. Özellikleri, donanımı, fiyatı iyiydi ama şıkır şıkır iPod’lar ortalığı kasıp kavururken Zune çok geç kaldı; hem isimden hem tipten kaybetti.

-Facebook Home:Herkes bildiği işi yapsın dedirten bir girişim de Facebook Home. Zaten dünyanın beşte biri seni ne yapıp edip kullanıyor, cep telefonlarını da kontrol etmeyiver! Akıllı telefon işletim sistemi olmaya yeltenen Facebook Home uygulaması neyse ki karizmayı daha fazla çizdirmeden yolundan döndü. İlk çıktığında 99 dolara satılıyordu, en son 0.99 dolara inmişti, “fail” derecesini oradan anlayabilirsiniz.

-Laplet’ler:Tabletlerin kolayca takılıp çıkarıldığı klavyeler iyi satış rakamları yakalayınca sektöre ilham geldi, bir de bunu yapalım dediler. Ekranı çıkarınca iyi de o koca klavye tek başına ortalıkta can sıktı, toz yaptı. Velhasıl olmadı, onun yerine laptop’lar süper inceldi, tabletler güzelleşti. Laplet’ler de rüzgar gibi geldi geçti.

-3D TV’ler:Sinemaya rakip olsun diye 3D TV’ler çıktı ama beklenen sürprizi yapamadılar. Bir hevesle gidip alanı çok. Yalnız eve geldiğinde hanımı, çoluk çocuğu ucube bir gözlükle salonda otururken görmek yaramıyormuş demek ki aile kurumuna. Araştırmaya göre 3D TV’leri satın alanlar da 3D yayınları pek izlemiyormuş.

-Google Glass:“Fail” denince akla... Tamam şimdi buldum! Hemen onun adı gelir! Söylenecek söz yok, olmuyor, olamıyor. Google Glass’ın dikişi bir türlü tutmuyor. Habire devrildiği ringden kalkabilecek mi göreceğiz. Can henüz çıkmadı, haliyle umut kesilmez.

-Apple Maps:Google Maps ve Yandex’in başarısının yanına yaklaşmayı bırakın, Apple Maps geçtiğimiz yıllarda yol tarifinde o kadar kötüydü ki Avustralya polisi “Hayati tehlike arz ediyor” uyarısında bulundu. Apple Maps kullanıcılarını bir kasabaya ulaştırmak yerine çölün derinliklerine sürükleyecek kadar fenaydı. Denizlerin, göllerin üzerinden yol geçirme gayreti de cabasıydı.

Biraz da nostalji...

-Segway “Ginger”: Vay efendim yüzyılın icadı geliyor, insanlık böyle teknoloji görmedi, tarih yeniden yazılacak diye beynimizi yediler, meraktan etrafı kemirttiler. Sonunda tüplü alışveriş arabası gibi bir şey çıktı ortaya. Kimse düşemez üzerinden dediler, koca Amerikan başkanı George Bush tepetaklak oldu. Hâlâ ortalıkta dolanıyor ama dönüp bakanı pek yok.

-Nokia N-Gage: Hem telefona hem havalı bir oyun konsoluna sahip olmak başta iyi bir fikir gibiydi. Fakat teknoloji dünyasında aynı anda iki şey birden olmaya çalışanı adamdan saymazlar. N-Gage bir süre zengin çocuklarının elinde gezdi. Gelgelelim telefonların miniklik yarışında olduğu günlerdi ve kimse bir karpuz dilimini kulağında tutar gibi etrafta dolanmak istemedi.

-Windows Vista: Dünyanın en arada kalmış, en ezik işletim sistemi Windows Vista’ydı herhalde. XP kadar kapı gibi işletim sistemi yapmışsın, üstüne bu denizanasını niye çıkardın dedirtti cümle âleme. Neyse ki sonra aslan gibi Windows 7 geldi ve karizma kurtuldu.