09.05.2021 - 03:00 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı - Selen Uçer’i sahnede ya da beyaz perdede şarkı söylerken çok gördük. Bu defa ilk kez profesyonel olarak “Gecenin Öteki Yüzü” teklisiyle karşımızda... Müzikle böylesi yakın ilişkisi olan biri olarak neden bu şarkıyı seçtiniz sorusuna “Hayat seçtirdi” yanıtını veriyor Uçer. Zuhal Olcay’dan dinleyip sevdiğimiz şarkıyı bir yıl önce yitirdiği annesinin anısına söylüyor. Sony Müzik etiketiyle dinleyicilerle buluşan teklinin klibindeyse Selen Uçer’in hayatından kesitler ve ünlü anne kız dostları var. Oyuncuyla Anneler Günü’nde annesini, müziği ve hayatı konuştuk.
Nasıl bir ailede büyüdünüz, nasıl bir çocukluktu sizinki?
Kimya mühendisi annem, babam ve kardeşimle Gayrettepe’de otururduk. Babam ve annem İTÜ’de öğrenciyken tanışmışlar, ikisi de yoğun çalışırdı. Senelik izinlerinde 2 hafta ailecek tatile çıkardık. Çok sokakta oynardım ben, yaramaz bir çocuktum. Dormen Tiyatrosu’na, Kenter Tiyatrosu’na giderdik yürüyerek. Annem beni alır, canımız sıkıldığı zaman oyun izlemeye giderdik. Bazen pazar gezmemiz bir tiyatro oyunu ve ailecek yemek olurdu. Annem ben lise sondayken uzun zaman çalıştığı yerden ayrılıp bir kozmetik firması kurdu, sonra da kendini 2006’da emekli edip Almanca’dan çeviriler yaptı. 2 tane İş Bankası Kültür Sanat’tan tarihi derleme ve Öteki Yayınları’ndan Kafka’nın “Dönüşüm” ve “Babaya Mektup” kitaplarını tekrar çevirdi. Yani emeklilik uğraşı Kafka çevirmek olan kaç insan olabilir... Ben ve kardeşim şanslı çocuklarmışız; öyle düşünüyorum.
Geçtiğimiz yıl annenizin kaybının ardından “Bildiğim tek şey bugünden sonra benim için hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı” diye yazmışsınız… Bu bir yıl nasıl geçti?
Kısa bir zaman önce kaybettiğimiz Doğan Cüceloğlu’nun ünlü bir sözü vardır: “Annen yoksa kimsen yok.” Tabii ki o çocukken kaybettiği annesi için söylemiş bu sözü, ben hayatımın yarısını annemle geçirecek kadar şanslıydım fakat bu sözün bir yeri ister çocuk ol, ister yetişkin, doğru. Zor bir seneydi ve evet, hiçbir şey de eskisi gibi değil; yeni bir algı, yeni bir bakış oluşturuyor insan... Ben de kendimi ve sevdiklerimi, çevremi en iyiye götürecek en mutlu edecek seçimleri zaman kaybetmeden yapmaya, kendime ve hayata üretken, pozitif, neşeli bir bakış yaratmaya uğraşıyorum. İzleyici, okur ve dinleyici için özledikleri iyiyi, sevgiyi, güveni, her şeye rağmen umudu ve gülebilmeyi hatırlatan hikayelerin içinde olmak istiyorum.
Eve kapanmak güçken bu durumda böylesi bir kayıp yaşamak çok zor olmalı... Nasıl başa çıkıyorsunuz?
Sadece ailemle, yakın dostlarımla görüştüm. Üreterek, çalışarak şifa bulan bir insanım her zaman, annem gibi, dolayısıyla durmadım. Dijital için bir oyun projesi yaptık daha çıkmadı, sonra da halen devam eden “Masumiyet” dizisinde yer aldım. Önümüzdeki senelerde gerçekleşmesini hayal ettiğim bir proje yazıyoruz Elif Temuçin’le. Ve bu ay Mubi’de vizyona girecek Ümit Ünal’ın ödüller aldığımız “Aşk Büyü vs”nin izleyiciyle buluşmasını bekliyorum. Ve belki de 2017’den beri ilk defa bir tatil yapmayı planlıyorum bu yaz...
Peki, nasıl bir anne kız ilişkiniz vardı? Anne denince ne beliriyor Selen’in zihninde?
Annem, Güven Göktan Uçer çok zeki, çok muzip, bir yandan da çok mesafeli bir insandı. Orijinal bir mizah anlayışı vardı, çok ciddi sanılır ama aslında aşırı komikti. Oyunculuktan da, hikayeden de çok iyi anlardı. Şimdi bu yaşımda, bu kariyerimde diyorum ki “Çok da yetenekliydi”. Ben ilkokulda ilk oyunculuk derslerimi ondan aldım aslında. İlişkimize gelince tabii ki fırtınalıydı. Ama yakındı. Bu mesleği seçerken birçok meslektaşım gibi çatıştık ailemle. Annem oyunculukta ne kadar kararlı olduğumu anladı, kabul etti ve destek olmaya başladı. Fakat mükemmeliyetçiydi, benim en güvendiğim, en akıllı ve yapıcı eleştirmenimdi her zaman, beğenisini pek söylemezdi. Bir tek son oyunum “Güle Güle Diva”yı izlediğinde “Çok iyiydin, tebrikler” dedi. Hastanede birkaç kez oyunu ona tekrar oynadım. Hoşuna giderdi. Gülerdi. Kısacası annemle iyi dosttuk, en yakın dostunla hem çok kavga edersin, hem çok gülersin ya, öyleydi...
Zuhal Olcay’dan dinlediğimiz “Gecenin Öteki Yüzü”nü sizden dinleyeceğiz. Bu şarkıyı seçmenizin özel bir anlamı var mı?
Hayat seçtirdi... Bu şarkıyı ve çocukluğumda izlediğim aynı isimli diziyi çok severdim hep. Ha seçim varsa o var. Sonra 2017’de provasını yapıp iptal olan bir tiyatro oyununun final şarkısı olarak karşıma çıktı. Belki ilerde oyun da gerçekleşir fikriyle stüdyoya girip bu şarkıyı yorumlamak istedim. Zaten müzik konusunda bir şeyler yapma fikri vardı. Daha önce de birçok sahnede müzik projesini beraber yaptığımız sevgili Burak Erkul’a gittim. O yepyeni bir düzenleme yaptı. “Gecenin Öteki Yüzü” ve umarım birkaç ay sonra dinleyiciyle buluşacak ikinci bir şarkıyı yaptık. Fakat o sıralar sıkıntılı bir dönemimdi, üstüne bir ayrılık yaşadım, üstüne anneme kanser teşhisi kondu. Aradan seneler geçti, geçen sene 15 Mart’ta annemin gidişinden sonra pandemi başladı, eve kapandık. Yas döneminde izolasyon ve yalnızlık zordu hakikaten. Bir şekilde kafamda bu şarkı ile birleşti ve kendi sosyal medya hesabımdan annemin fotoğrafları ile şarkıdan bir kesit paylaştım. Bir ay önce korona oldum, sıkıntılar içinde evde otururken Burak telefonda “Belki de şimdi zamanı” dedi. Ve şimdi annemin gidişinden bir sene sonra hem anneme hem tüm annelere bir hediye olarak “Gecenin Öteki Yüzü”nü dinleyiciyle buluşturmaktan çok mutlu ve heyecanlıyım.
İlk kez profesyonel olarak bir single ile karşımızdasınız. Gelecek mi devamı?
Evet, gelecek. Bir dönem sahnede şarkı söylemiş, şarkı söyleyen birçok rolde yer almış biriyim. “Hanımın Çiftliği” dizisindeki Asuman karakteri özellikle izleyicinin çok sevdiği bir karakter olmuştu. “Aşk, Büyü vs”de de şarkı söylediğim bir sahne var. Şarkı söyleyen bir oyuncuyum. Ve müzik çok özel bir iletişim, anlatım biçimi, insana iyi geliyor. Ayrıca annem hep “Sen şarkı söyle kızım” derdi.
Selen Uçer, geçen yıl kaybettiği annesi Güven Göktan Uçer’in kucağında.
“Tüm anne-kızlara hediye yaratalım istedik”
Klipte ünlü anneler ve kızlarını bir arada görüyoruz. Fikir nasıl ortaya çıktı?
Anlattığım durumdan ötürü, bu şarkı annemle birleşti benim kafamda, onun eski albümlerden kareler, babamın çektiği slayt fotoğraflar, 9 yaşındaki yeğenim Sarp Uçer’in kardeşi Derin’i çektiği bir video ve birçok anne-kızdan kısa anlarla bitecek bir özel klip tasarladık. Kendi imkanlarımızla teşekkür borçlu olduğum arkadaşların desteğiyle pandemik kapanma döneminde Melike Kasaplar’ın kurgusuyla çok kısa bir zamanda hazırlandı. 22 anne-kızdan telefonla görüntü istedim. Şarkıyı tabii ki sevgili Zuhal Olcay’dan dinleyerek sevdim, onun çocukluğumda TRT’de yayınlanan o dizide müthiş oynadığı karakter kafama kazınmıştı. Geçen hafta kendisiyle yorumumu paylaştım. Onun ve kızının desteği benim için çok değerli, çok özel. Benimle beraber olan tüm anne-kızlarla bu pandemik dönemde bir hediye yaratalım istedik. Anneler günü kutlu olsun.
Peki, sizin için anne olmak ne ifade ediyor? Var mı böyle bir arzunuz?
Şimdilik ‘süper hala’ ve arkadaşlarımın çocuklarının ‘en yakın arkadaşı’ rollerine yoğunlaştım. Fakat hayat... Anne olmayı hep istedim. İstiyorum. Beraber göreceğiz. Çocuklarla ve annelerle, özellikle çocuk sahibi olduktan sonra sosyal ve iş çevrelerine geri dönmekte zorluk yaşayan kadınlarla ilgili sosyal sorumluluk projeleri tasarlıyorum.