08.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Ancak Eyice’nin Bostancı’daki evinde yer alan tablo ve eşyalarının sanat tarihçisinin üç üvey kızı tarafından 200 bin TL’ye satıldığı ortaya çıktı. Olayın ortaya çıkmasının ardından profesörün üç üvey kızı da tabloları ve eşyaları sattıklarını kabul etti. Eyice’nin tablolarını ve eşyalarını satın alan antikacı Kamil Yavuz, olayı şu sözlerle anlattı: “Prof. Dr. Semavi Eyice’nin çeşitli eşyaları satmamız için hocanın kızları bize geldi. Biz de eşyaları satın aldık. 10-15 gün içinde hocanın bütün eşyaları satıldı. Şu an elimizde Prof. Dr. Eyice’nin sadece birkaç bakır eşyası kaldı.”
Müzenin anlamı kalmadı
Prof. Dr. Eyice, için oluşturulacak olan müze evi ile ilgilenen İstanbul Sit Alanları Alan Yönetimi Kurucu Başkanı İhsan Sarı ise tabloların ve eşyaların satışıyla Eyice’nin manevi ölümünün de gerçekleşmiş olduğunu belirtti. Sarı’ya göre müzeye bağışlanması beklenen eserler arasında Hamit Aytaç ait “Besmele”, Şevket Dağ’a ait yağlı boya tablo, Fransa La Légion D’Honneur Devlet Nişanı ve belgesi, Belçika Kraliyet Akademisi Nişanı, Humboldt Ödülü, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Nişanı, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Hizmet Ödülü, Nadide Hat Eserleri, Sultan II. Abdülhamid’in 1300 / 1882-1883 tarihli Tuğrası (Zerendud), Türkiye Bilimler Akademisi Ödülü, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Hizmet Ödülü, Mekteb-i Tıbbiye’nin Galatasaray’daki Binasını gösteren tek nüsha, 1928 tarihli Topkapı Sarayı Babüssaade Kapısı’nı tasvir eden yağlı boya tablo, İstanbul Panoraması’nın orijinal bir gravürü, orijinal bez haritalar, Semavi Eyice’nin babasından kalma askeri eşyalar yer alıyor.
Sarı, “O tablolar ve eşyalar bırakın 200 bin lirayı paha biçilmez eserlerdi. Bu eserlerinin her birinin arkasında Prof. Dr. Semavi Eyice’nin kaşesi yer alıyordu. Bu eserler satılınca anı müzesinin hiçbir anlamı kalmadı. Prof. Dr. Semavi Eyice’nin yasal mirasçısı olan üç kızından bu eserleri bir şekilde geri alıp müze evine getirmelerini rica ediyorum” ifadelerini kullandı.