12.06.2014 - 11:08 | Son Güncellenme:
Avcı Architects tarafından tasarlanan Ankara’daki Türkiye Müteahhitler Birliği Merkez Binası, uzun bir değerlendirme sürecinin ardından, LEED BD+C: New Construction kategorisinde, LEED Platinum Sertifikası’nı resmi olarak almaya hak kazandı. Türkiye’de bugüne kadar genellikle ticari yatırımların aldığı Platinum Sertifikası ilk kez bir dernek bünyesinde inşa edilmiş yeşil binaya verilmiş oldu.
Bina inşasında veya renovasyonunda uygulanacak belli başlı sürdürülebilir tasarım kriterleri için geliştirilmiş uluslararası bir puanlama sistemi olan LEED’de yapının çevresi ve iklim koşulları ile uygunluğu, toplu taşıma sistemlerine entegrasyonu, kaynakları kullanımı ve atık yönetimi sistemleri, inşaat sürecinden başlayarak enerji performansı ve ayrıca yapının sağladığı iç mekan kalitesi gün ışığı, hava kalitesi ve ısı konforu gibi değerlere göre ölçümleniyor.
LEED’de yapılar değişik puanlama ağırlığına sahip 7 ayrı kategoride değerlendiriliyor. Bu kategoriler Sürdürülebilir Alanlar, Su Verimliliği, Enerji Ve Atmosfer, Malzemeler ve Kaynaklar, İç Mekan Kalitesi, Tasarımda Yenilikçilik ve Bölgesel Öncelik başlıklarını taşıyor.
TMB Binası'nın bulunduğu yerle olan ilişkisi ve kaynak kullanımı konularında aldığı yüksek puanlar ile tasarımda yenilikçilik kategorisinde aldığı puanlar Platinum Sertifikası’na hak kazanmasında etkili oldu.
TMB Binası’nın LEED Platinum sertifikasyon koordinasyonu ve süreç yönetimi dünyada LEED'i veren kurumun yönetim kurulu olan USGBC'ye seçilen ilk uluslararası şirket olan ve Dr Duygu Erten’in kurduğu TURKECO tarafından yapıldı. Dr. Duygu Erten, TMB Binası’nın LEED Platinum Sertifikası almasındaki önemli kriterleri şu cümlelerle özetledi:
“TMB Binası’nı LEED Platinum sertifikalı diğer binalardan ayıran en önemli niteliği, tasarımın başlangıcından bina kullanımına kadar yenilikçi yeşil bina stratejilerinin en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş olmasıdır. Proje, pasif ısıtma ve soğutma teknikleri açısından Türkiye’de ilk kez kullanılacak sistemleri bünyesinde barındırmaktadır. Ankara'daki karasal iklim koşullarının en belirgin göstergesi olan gündüz ve gece sıcaklığı arasındaki sıcaklık farkını kullanarak ısıtma ve soğutmadaki enerji sarfiyatını minimize etmek üzere, bodrum katlardaki otoparkların altına bir betonarme hava labirenti tasarlanmıştır. Binayı çevreleyen mesh sistemi ile yaz aylarında doğal ışık miktarı azalmadan güneşin aşırı ısınmaya yol açması engellenmiştir. Pasif sistemleri ile beraber en verimli ve konforlu mekanik sistemlerden biri olan döşemeden iklimlendirme ile beraber soğuk kiriş (chilled beam) kullanılmıştır. Binada LED aydınlatma kullanılmış ve çatıda bulunan güneş panelleri ile elektrik enerjisinin bir kısmı karşılanmaktadır. Ayrıca binada yağmur suyu ve gri su arıtılarak tekrar kullanılmaktadır, bu sayede %80'e yakın su tasarrufu sağlanmıştır.”
Türkiye Müteahhitler Birliği'nin, Ankara Çankaya’daki yeni genel merkez binası için düzenlediği davetli proje yarışmasında birinci seçilerek inşa edilen binanın Avcı Architects imzalı tasarımınının Sürdürülebilirlik Danışmanlığı’nı Londra merkezli danışmanlık firması Atelier Ten yaptı. Türkiye Müteahhitler Birliği Binası, Ankara merkezli Okutan Mühendislik’in kurucusu, Mekanik Tesisat Uzmanı Mehmet Okutan ile yapılan işbirliği sayesinde bünyesindeki çok çeşitli ekolojik uygulamalar ile standart binalara oranla yüzde 50'ye yakın enerji tasarrufu sağlıyor ve bu nitelikleriyle de Türk inşaat sektörüne öncülük yapıyor.
TMB Binası’nın Sürdürülebilirlik Kriterleri
Entegre tasarım: Proje, tasarım çalışmaları kapsamında tüm disiplinlerin mimar tarafından koordine edildiği, etütlerin, AR-GE çalışmalarının yapılarak, Türkiye'deki inşaat ve malzeme sektörünün gelişimine katkıda bulunan ve yerel malzemelerin kullanımını teşvik eden bir ‘entegre tasarım' örneğidir.
Termal labirent: Yapının en dikkat çeken özelliklerinden biri olan termal labirent sistemi Ankara’nın tipik iklim özelliği olan gündüz ve gece arasındaki sıcaklık farkını kullanarak önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlıyor. Termal labirent yaz aylarında düşük gece ısısını depolayarak gündüz yapının pasif olarak soğutulmasını, kışın ise toprak altının öz ısısının kullanılarak yapının pasif olarak ısıtılmasını sağlıyor.
Cephe Çelik “Mesh” sistemi: Binanın cephesinde kullanılan ve paslanmaz çelik malzemeden üretilen mesh (ağ) sistemi, güneşe açık yüzeylerde aşırı ısınmayı önlüyor ve binanın aldığı gün ışığını optimize ediyor.
Mekanik sistemler: Binada kütlesel ısıtma ve soğutma sağlayan betonarme döşeme içi borular, bina iklimlendirmesinde enerji tasarrufu sağlayan “chilled-beam” (soğuk kiriş) sistemi, su tasarrufu sağlayan vitrifiye elemanları, sıcak su sağlanmasında kullanılan güneş kolektörleri, bahçe sulamasında ve tuvaletlerde kullanılmak üzere yağmur suyunun toplanması gibi ekolojik sistemler yer alıyor.
Elektrik sistemleri: Yapının enerji ihtiyacının yaklaşık %5'i bina çatısına yerleştirilecek fotovoltaik panellerle karşılanıyor. Binada yer alan enerji tasarruflu LED aydınlatmalar, binanın fiziksel durumunu kontrol altında tutan otomasyon sistemi, gün ışığına ve harekete duyarlı aydınlatma seviye otomasyonu ve gökyüzünde ışık kirliliğini azaltan dış aydınlatma tasarımı binanın önemli ekolojik unsurlarını oluşturuyor.
Çevreci peyzaj: Peyzaj tasarımında az su tüketen endemik bitkiler tercih edilerek bütünsel bir yaklaşım elde ediliyor. Sulama gerektirmeyen bitkilerin kullanılacağı yeşil çatı sistemi su tasarrufu sağlarken yaz aylarında binanın ısınma gereksinimini azaltarak enerji tasarrufuna da katkıda bulunuyor.
TMB Binası’nın Mimari Tasarım Kriterleri
Avcı Architects tasarımı Türkiye Müteahhitler Birliği Binası’nın mimari programında tipik bir ofis binasının gereksinimlerinin en optimize şekilde karşılanmasının yanında, bir dernek binasının özel ihtiyaçlarına da cevap verecek şekilde farklı fonksiyonlar yer alıyor. Kütle kompozisyonu bu farklı fonksiyonları dışavurumcu bir anlayışla organize ederken, mahremiyetin sokak seviyesinden üst katlara çıkıldıkça dereceli olarak kontrol edilmesini de sağlıyor.
Binanın tasarımında TMB’nin kurumsal şeffaflık ilkesinin yapıda okunurluğu hedeflenmiş ve bu doğrultuda iç ve dış mekanlarda hem kurgusal hem de yapısal bir araç olarak geçirgenlik esas alınmış. Bu bağlamda, yapının zemin kotunda kent dokusu ile ilişki sağlayan fonksiyonlar aracılığı ile kamusal alanın devamlılığı sağlanırken, yapının ana kurgusunu sağlayan atrium da, bina içinde katlar arasındaki görsel ilişkiyi giriş katından ofis alanlarına taşıyor. Yapının mekansal kurgusu, daha yukarı çıkıldıkça yönetim katı ve ‘salon’ alanı gibi özel mahallerin mahremiyetini de gözeterek cam bir çatı ile sonlanıyor.
Binanın cephesinde ise cephe kabuğu iki katmandan oluşuyor. Yapıyı saran ilk katman klasik bir cam cama birleşimli panel sistem, ikinci katman ise gölgelendirme ve güneş kontrolünü? sağlayan paslanmaz çelik ağ olarak belirlenmiş. Hassasiyetle tasarlanan bu katmanın yoğunluğu bina sakinlerinin dışarısı ile ilişki kurmalarına engel olmadan, yönelimlere göre açıklıkları optimize ederek güneşten kaynaklı ısı kazanımının önüne geçmek üzere hesaplanmış.
Türkiye Müteahhitler Birliği Binası, tüm disiplinlerin mimar liderliğinde en ince ayrıntısına kadar koordine edildiği, deneyimlerin, etütlerin, AR-GE çalışmalarının yapılarak Türkiye’deki inşaat ve malzeme sektörünün gelişimine katkıda bulunan ve yerel malzemelerin kullanımını teşvik eden, bir ‘entegre tasarım’ ürünü olmasıyla dikkat çekiyor.