03.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Kâmil Yaşaroğlu - Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi - Sorularınız için: kyasaroglu@gmail.com
Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurur: “Güçlü kişi, güreşte gücünü gösteren değil, öfke anında kendine hakim olandır.” Bu hadis, Kuran’da takva sahiplerinin özelliklerinden sayılan “öfkeyi yenme” hususuna işaret etmekte ve gerçek gücün, duyguların kabardığı zamanda insanın kendisini kontrol edebilmesi olduğunu bildirmektedir.
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Onlar, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler ve insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.” (Âli-i İmrân 3/134.) Allah Resulü de bir hadislerinde, “Hiçbir kul, Allah katında, O’nun rızasını gözeterek öfkesini yutmasından daha faziletli bir lokma yutmuş değildir” buyurmuştur. Hz. Peygamber, kendisinden tekrar tekrar öğüt isteyen birisine, muhtemelen bu konudaki zaafını dikkate alarak, her defasında, “öfkelenme” tavsiyesinde bulunmuş, yanında, birbirlerine hakaret ederek öfkeleri kabaran iki kişiye, “şeytandan Allah’a sığınarak öfkelerini yatıştırabileceklerini” söyleyerek, kontrol edilemeyen öfkenin şeytanın kontrolüne geçeceğini anlatmak istemiştir.
Abdest alma tavsiyesi
Öfkeyi dizginlemenin bazı yollarını da sevgili Peygamberimiz öğretmiştir. Onun bildirdiğine göre öfkeli insan ayaktaysa oturmalı, oturduğu yerde öfkesi geçmemişse yatmalıdır. Allah Resulü başka bir hadislerinde, öfkelenen kimsenin abdest almasını tavsiye etmiştir. Bu konudaki başka bir tavsiyesi de, öfkelenen insanın susmasıdır. Öfke sonucu ortaya çıkan olumsuzlukların pek çoğunun kızgınlık nedeniyle söylenen kötü söz ve hakaretler olduğu düşünülürse, bu son tavsiyenin önemi daha iyi anlaşılır.
Hâkimin öfkeliyken iki kişi arasında hüküm vermemesi gerektiğini bildiren Allah Resulü bu sözüyle öfkenin sağlıklı düşünmeyi engellediğini vurgulamak istemiştir. Öfkesine hakim olmanın meşhur bir örneği Hz. Ali’ye nispet edilen bir olaydır. Bir savaşta düşmanını alt eden Hz. Ali, tam öldüreceği sırada onun yüzüne tükürmesiyle geri çekilmiş, sebebini soran düşmanına da, “Seni Allah için öldürecektim. Yüzüme tükürünce nefsim ağır bastı ve seni kendi nefsim için öldürmek endişesiyle vazgeçtim” demiştir.
Toplumda meydana gelen pek çok üzücü olayın hakim olunamayan öfke sonucu olduğuna hemen her gün şahit oluyoruz. Basit bir yol verme tartışmasının bile cinayetle sonuçlandığı bir ülkenin insanları olarak, şeytanın, öfke silahını kullanarak bizimle nasıl oynadığının farkına varmak zorundayız. Allah’ın bize verdiği akıl ve irade gücünün, aniden alevlenen duygularımıza esir olmasına engel olmalıyız.
Yıkıcı etkiye sahiptir
İnsani bir duygu olan öfkenin, doğal yansımalarının ötesine geçtiğinde nasıl yıkıcı bir etkiye sahip olduğunu hatırdan çıkarmamalıyız. Bireylerden başlayarak, aile içinde, hatta toplumlar arasında şiddet ve çatışmaya dönüşen öfke selinin nelere mal olduğunu iyi hesap etmeliyiz. “Keskin sirke küpüne zarar.” atasözünün anlattığı gibi kontrolsüz öfkenin herkesten çok kendimize zarar vereceğini unutmamalıyız.
Allah ve Resulü’nün emirlerini dikkate alarak nefsimizi dizginlemeyi başarmalı ve daha olumsuz sonuçlar doğurması muhtemel durumlarda sorumluları Allah’a havale edip, nihai hesaplaşmayı ilahi adalete bırakmalıyız. (Diyanet İşl. Bşk. tarafından yayımlanan 40 Hadis 40 Yorum isimli eserden derlenmiştir).
Bir ayet
Allah’a sığınan takva sahiplerine şeytan ve şeytanî güçler tarafından bir vesvese verildiğinde, kendilerine gelip Allah’ın emir ve yasaklarını düşünürler. Anında gerçeği farkederler, doğruyu görürler (el-A’râf 7/201)
2 soru 2 cevap
- Fıtır sadakası kimlere verilmez?
Şu kişilere zekat ve fıtır sadakası verilmez:
1. Anne, baba, büyükanne ve büyükbabalara
2. Oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklara
3. Eşe
4. Zengine yani asli ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan kişiye
- Fıtır sadakası cami inşaatı için verilebilir mi?
Zekat ve fıtır sadakasının geçerlilik şartlarından biri temlik yani bir malı, mal edinmeye ehil bir kişinin mülküne geçirmektir. Cami, okul, köprü, yol vb. yerlere temlik söz konusu olmadığından buralara zekat ve fıtır sadakası sarf edilmez.
İftar duası
“Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttuk, senin verdiğin rızıkla orucumuzu açtık, bizden kabul buyur; çünkü sen her şeyi işiten ve bilensin”
Şakirin Camii
Çamlıca Camii’ndeki ilk namaza büyük ilgi
Yapımına 33 ay önce başlanan ve inşaatı süren Cumhuriyet tarihinin en büyük camisi olan Çamlıca Camii’nde ilk namaz Kadir Gecesi’nde kılındı. Teravih namazını Çamlıca Camii’nde kılmak isteyen vatandaşlar camiye akın etti. Kısa sürede dolan camide yer kalmayınca vatandaşların bir kısmı geri dönmek zorunda kaldı. Cami avlusunda yaklaşık 12 bin kişinin olduğu öğrenildi..