Ali Eyüboğlu

Ali Eyüboğlu

aeyuboglu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Şimdiye kadar birçok kez yazdım, ulusal kanallara dizi yapmak yerine ısrarla dijital platformlarda iş yapan oyuncuların kariyerlerine zarar verdiklerini. Dijitalde reyting riski yok, bölüm sayısı ve para garanti, ama ulusal kanallar gibi geniş izleyici kitleleri yok. Dijital izleyicisi ünlülere mesafelidir, açık kanalların izleyicileri ise sıcak ve samimi. Oyunculara sevildiklerini hissettiren kitle de budur. O yüzden oyuncu yıllar içinde iyi para kazanır, ama kitlelerden uzaklaşır.

Dijital kanalların seyirciyle bağı yok

‘Yönetmen Yılmaz Erdoğan’ kitabını okuyunca anladım ki Kanal D’de ekrana gelen ‘İnci Taneleri’nin yaratıcısı ve yıldızı da benimle aynı fikirde... İşte Yılmaz Erdoğan’ın bu konuda söyledikleri.

Haberin Devamı

“Bir kere dijital kanalların vaat ettiği şeyi gerçekleştiremediğini görüyorum. Hiçbir yönüyle tercih edilecek bir alan gibi değil.

Seyirciyle bir ilişkisi yok. Yani ana kitle, ana gövdeyle bir bağı yok. Bağın olmadığı zaman da senin aslında kariyerinin gidişatını da büyük seyirci kitlesi belirler. Yoksa sen iş yapıyorum zannederken yavaş yavaş aşağıya doğru formsuz bir döneme gidiyorsun aslında. Şimdi ulusal kanalda yapılan ve başarılı olan dizilerin uluslararası satış şansı var. Dünyaya bir hikâye anlatma imkânın var. Bir sürü şey var. Bunu zayıflatacağı düşünüldü dijital kanalların, oysa tam tersi güçlendi. Anlaşılmaz bir şekilde etkisi zayıf. İyi şeyin de, kötü şeyin de dijitalde etkisi zayıf. Anlamıyorum. Oraya bir film yapıyoruz. İyi de olsa, kötü de olsa bir özel kulüpte gösterilmiş bir şeye benziyor. Seçkinler, tırnak içinde söylüyorum tabii. ‘Seçkinler Kulübü’nde film gösterilmiş gibi. Sevmedim oradaki tempoyu ve bu seyircisizlik algısını.”

Gündemindeki film ne?

Erdoğan, söyleşide ‘İnci Taneleri’ dizisi bittikten sonra “Gelmeyen gelmez, gelen sağlar bizimdir” diyerek yeni bir sinema filmi yapacağını açıkladı. Erdoğan, “Seriyi ‘Vizontele 3’le tamamlayayım diyorum. Zaten öyküsünü de yazmıştım” dedi.

‘Organize İşler’de Müslüm’ü canlandıran Cem Yılmaz’ın bu karaktere müthiş katkısı olduğunu açıklayan Yılmaz Erdoğan, “O plastik şeyleri sever, ağzının içine bir şey koyduk. Marlon Brando gibi ama daha farklı, başka bir şekilde öne çıkardık çenesini” dedi.

Haberin Devamı

Erdoğan’ın “Marlon Brando gibi” derken aslında neyi kastettiğini bilmeyenler için küçük bir hatırlatma.

Marlon Brando, Don Vito Corleone’nin bir bulldog’a benzemesi gerektiğini düşünmüş ve seçmelere ağzına pamuk doldurarak katılmıştı. Bunu seven Coppola ise filmde Brando için özel bir ağızlık hazırlattı ve böylelikle ünlü Corleone mimikleri ortaya çıktı.

Akbağ önce istemedi

Bir film ya da dizinin en zor ve gizemli işinin oyuncu seçimi olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu konuda çarpıcı iki örnek verdi:

“Bazen çok kısa sürede karar verip, tamam bu oynayacak dediğim de olmuştur. Mesela ‘İnci Taneleri’nde Hazar Ergüçlü... Başka? ‘Vizontele’de Siti Ana... Demet (Akbağ) oynayacak. Önce dedi ki, ‘Beni niye yaşlandırıyorsun?’ Siti Ana deyince daha yaşlı zannetti. Ben de dedim ki senin kadar iyi bir oyuncu yok elimde başka. Ayrıca orada 14 yaşında evleniyor insanlar. ‘Ha, o zaman tamam’ dedi.”

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“Erkek hoşlandıktan sonra tanır, kadın tanıdıkça hoşlanır.” (W. Godlam)