Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İTÜ’nün çiçeği burnunda yeni Rektörü Hasan Mandal, önceki gün, İTÜ’lülere, “Nereden nereye geldik, şu anda ne durumdayız, geleceğe yönelik hedeflerimiz neler?” konusunda müthiş bir sunum yaptı…

Umarız tüm üniversiteler, rektörler, bürokratlar, yöneticiler ve özellikle de Bakanlar göreve başladıklarının ilk 100 gününde aynı formatta benzer bir sunum yaparlar. Hatta bu bir zorunluluk olmasa da gelenek haline getirilebilir!..

Böylesi bir sunum hem kendileri hem yönetimini üstlendikleri kurumlar hem de diğer paydaşlar ve kamuoyu için sadece bir durum tespiti olmakla kalmaz, gerçeklerle yüzleşme, şehir efsanelerinin sonu, özeleştiri ve en önemlisi de ufuk açıcı bir rol model olur!..

Haberin Devamı

Önceki rektörlerden Gülsün Sağlamer ve Reşat Kaynar da oradaydı. Hasan Hoca ile ilgili görüşlerini sordum. Gülsün Hoca “İTÜ nihayet aradığı yıldızı buldu. Hasan’ı doçentliğinden beri yakından izliyorum. Aldığı görevler, kat ettiği yol ve kazandığı deneyimler İTÜ’ye yeni bir vizyon kazandıracak” dedi.

Reşat Hoca ise kafalarda soru işareti yaratan “ODTÜ’lü bir rektörün, İTÜ’de ne işi var?” konusuna açıklık getirdi; “Rektör ya da öğretim üyelerinin bazen farklı üniversitelerden gelmesi çok önemli bir kazanımdır. Hele ki Hasan Hoca gibi çok farklı deneyime sahip bilim insanlarına ve yöneticilere mutlaka şans tanımak gerekir. Ben üniversitemize çok yararlı olacağına inanıyorum…”

Öğrenci ve öğretim üyelerine yönelik genel değerlendirmeler belli ki zaman alacak ama diğer üniversitelerle kıyaslandığında, negatif bir havanın olmadığını tam aksine pozitif yönde gelişen bir algıdan söz edilebilir!..

Hasan Hoca’yı tanıdığımda Anadolu Üniversitesi’nin altın yıllarında Mühendislik Fakültesi dekanıydı. Bir ara rektörlüğe adaylığını koydu ama olamadı. Sonra Sabancı Üniversitesi’nde araştırma birimlerinin başına geçti ve ardından Rektör oldu, bu görevi uzun sürmedi.

TÜBİTAK Başkanlığına atandı. Bu arada YÖK üyeliğine ve Cumhurbaşkanlığı Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu Üyeliğine atandı. Son durağı ise İTÜ Rektörlüğü…

Haberin Devamı

Çarpıcı tespitler

Hasan Hoca, göreve atandığı ilk günden itibaren fakülteleri geziyor, öğretim elamanları, öğrenciler ve mezunlarla konuşuyor, İTÜ’nün 250 yıllık tarihini yeniden gözden geçiriyor ve en önemlisi de üniversitenin röntgenini çekiyordu. Ortaya çok çarpıcı tespitler çıkmış.

Örneğin öğrencilerin tamamına yakını İTÜ’yü bilerek, isteyerek, hayalini kurarak tercih etmiş ama kazananların dörtte biri birinci sınıftan sonra, yarıya yakını da mezun olmadan üniversiteden ayrılıyormuş.

“İTÜ’yü İTÜ yapan en önemli değerlerimizden birisi olan öğrencilerimizi neden tutamıyoruz” derken ki şaşkınlığını, yine tablolar halinde paylaştığı yabancı öğrenci dağılımı ve çift anadal programlarındaki düşük oranlarda da gördük.

“Çoklu disiplinlerle donanmış mezunlar bugünün dünyasında en çok aranan isimlerken, bu oranın bizde yüzde 3’lerde kalması, uluslararası öğrenciler içerisinde Batılı ülkelerden neredeyse hiç bulunmaması, bizim gibi bir dünya üniversitesine hiç yakışmıyor der gibiydi.

Haberin Devamı

Görünen o ki yeni dönemde bu üç konuya da çok önem verilecek…

Göreve başlayalı henüz 4 ay bile olmamışken, kırk yıllık İTÜ’lüler gibi davranıyordu. İçten miydi? İçi neyse dışı da o. Bu yüzden üniversitenin artılarına yönelik verilerini paylaşırken ne kadar mutluysa, “Bize yakışmıyor, bir an önce tersine çevirmeliyiz” dediği tablolar ekrana geldiğinde de bir o kadar hüzünlüydü.

İleriye yönelik kesin bir şeyler söylemek için henüz çok erken ama İTÜ’lüler onu, o da İTÜ’lüleri tanıdıkça eminim ki aralarında çok derin bağlar oluşacak ve İTÜ’yü bir dünya üniversitesi yapma konusunda çok hızlı yol alacaklardır…

Peki öğrencilere mesleki ve akademik derinlik dışında neler kazandırılması öngörülüyor? İşte birkaç satır başı:

Daha iyi bir yabancı dil, daha çok seçmeli ders, daha çok ortak proje, doğal afetler, salgın hastalıklar ve küresel krizlere yönelik daha aktif bir yaklaşım, analitik düşünme, motivasyon ve kişisel farkındalık, kalite kontrol, empati ve aktif dinleme, yaratıcı düşünme, merak ve yaşam boyu öğrenme kaynak yönetimi ve operasyonlar, liderlik ve sosyal etki, yetenek yönetimi, esneklik ve çeviklik, ileri teknoloji okuryazarlığı, yapay zekâ…

Gençlere öncelik

Hasan Hoca’yı İTÜ’de öğrenciler gibi en çok etkileyen diğer bir grup ise araştırmacılar!

“Teknopark ve üniversite bünyesindeki araştırmacıların bilimsel yayınları ve projeleri göz kamaştırıcı, onlarla çıtamız daha da yükselecek” derken kendisinden çok emindi.

Toplantı geleceğe damga vuracak iki genç doçentin sunumuyla başladı. Her ikisi de farklı dönemlerde dünyanın en iyi üniversitelerinde proje yönetmiş, dünya bilim çevrelerinde kabul görmüş ve CV’leri gibi hayalleri de oldukça sıra dışıydı...

Özgür Atalay ve Onur Ergen’in çalışmalarını da bir başka yazıda sizlerle paylaşacağım.

Özetin özeti: İlk 100’e İTÜ girmeyecekse kim girecek! Zamanı hâlâ gelmedi mi?..