05.04.2023 - 14:44 | Son Güncellenme:
Türkiye, Irak Süleymaniye'ye giden uçaklara hava sahasını kapattı. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada kararın 3 Temmuz 2023 tarihine kadar geçerli olacağı belirtildi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklama şöyle:
Türk hava sahası, Irak Süleymaniye Uluslararası Havalimanı’nı iniş/kalkış için kullanacak hava araçlarının kullanımına 3 Nisan itibarıyla kapatılmıştır.
Sözkonusu karar, Süleymaniye’de PKK terör örgütünün faaliyetlerinin yoğunlaşması, terör örgütünün havalimanına nüfuz etmesi ve böylece uçuş güvenliğinin tehdit edilmesi çerçevesinde alınmıştır.
İlk aşamada 3 Temmuz 2023 tarihine kadar geçerli olması öngörülen karar, anılan tarihe kadar yakından izleyeceğimiz gelişmeler ışığında tekrar gözden geçirilecektir.
"TERÖRİSTLER SOLUĞU SÜLEYMANİYE'DE ALIYOR"
CNN Türk canlı yayınında konuşan Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ, "Süleymaniye son günlerde çok ismi anılmaya başladı. Kandil'deki süreçte köşeye sıkışan örgüt soluğu Süleymaniye'de alıyor. Örgüt kendine en güvenilir yer orayı görüyor." dedi.
ÇAVUŞOĞLU: F16'DA TAM TIKANIKLIK YOK
Bakan Çavuşoğlu, Lavrov’un Türkiye ziyaretinden PKK’lıların helikopterine, 4’lü Suriye toplantısından Yunanistan ile ilişkilere, ABD’lilerin PKK’lılarla görüşmesinden F-16 alımındaki son duruma kadar birçok konuya ilişkin Milliyet yazarı Abdullah Karakuş'un sorularını yanıtladı.
Bakan Çavuşoğlu'nun açıklamaları şöyle:
YUNANİSTAN İLE OLUMLU HAVA YAKALADIK: Yunanistan’la olumlu bir hava yakaladık. Birincisi; Olumlu havanın kalıcı olabilmesi için gerginliği artıran adımlardan kaçınmak lazım. İkincisi; anlaşamadığımız, uzlaşamadığımız ya da çözemediğimiz tarihi sorunlar var. Bunları çözme konusunda samimi bir çalışma ortamının olması lazım. Bu istişari görüşmeler artık sonuç odaklı olmalı. Sorunların ne olduğu tespit edildi. Bu sorunların çözümü konusunda çalışılması gerekiyor. İkinci konu tabii Kıbrıs meselesi. Gerek Kıbrıs’ın etrafındaki hidrokarbon zenginliklerinin hakça paylaşımının, gelir paylaşımının yapılmamış olması, gerekse orada yer yer yapılan faaliyetler. Rumların ruhsat vermesi ve tabii Kıbrıs’ta kalıcı bir çözümün olmaması her zaman bir gerginlik sebebidir.
F-16’DA TAM TIKANIKLIK YOK: Aslında tam bir tıkanıklık yok. Yönetimin samimi gayret sarf ettiğini biliyoruz. Türkiye’ye F-16 verme konusunda ya da mevcut uçakların modernizasyonu için gerekli kitleri verme hususunda kararlılar. Kongre’de de karşı olanlar var, ama yönetimin karşı olanlara yönelik de çaba sarf ettiğini biliyoruz. Olumlu neticeler olabileceğini de tahmin ediyoruz. (Biden yönetiminin Türkiye’ye F-16’ları satmak için Dış İlişkiler Komitesi’ni bypass etme şansı var. Bu sizin talep edeceğiniz bir çözüm olur mu?) Bana göre bugünkü yönetim için en son alternatif budur. Yönetim için öncelikli olan şu andaki itirazların kaldırılması. Diyalogla her şey çözülür. Bir ay önce Yunanistan’la geldiğimiz aşamayı mümkün görüyor muydunuz?
ABD’YE ASKER TEPKİSİ: (ABD’nin PKK’lılarla görüşmesi) Esas Amerikan askerleri orada ne için var? Mesele o. Bir genelkurmay başkanı kendi askerleriyle her yerde görüşebilir. Ama bizim için önemli olan Suriye’de bulunma sebebi. Oraya onun gidip gitmemesi önemli değil. Diğerleriyle görüşüp görüşmediğini, büyükelçiyi çağırdık sorduk. Kesinlikle görüşmedik dediler. Hem Washington’da hem Ankara’da bunu söylediler. Görüştüğüne dair bir fotoğraf ya da belge yok. Normal şartlarda böyle bir görüşmeden sonra özellikle YPG’liler bu fırsatı kaçırmazlar. Kendilerini meşrulaştırmak için bunu yayınlarlar, sızdırırlar gizli kalmaz. Sonuçta, Amerikan askerleri burada ne iş yapıyor, ne için var? ABD Genelkurmay Başkanı buraya ne için geliyor? Amerikan askerleri burada YPG/PKK’yı desteklemek için var. Sonuçta genelkurmay başkanının onlarla görüşüp görüşmediği önemli değil. Teröristleri, PKK’lıları eğiten askerlerini ziyaret ediyor.
EMİNE ERDOĞAN’IN BM KONUŞMASI: Sıfır atık konusunda Sayın Hanımefendinin 6 sene önce Türkiye’de başlattığı inisiyatif çok destek buldu. BM Sıfır Atık Danışma Kurulu’nun başında Sayın Hanımefendinin olması gayet doğal. Bu işin girişimini yapan buna inanan ve bu noktaya getiren Emine Erdoğan Hanımefendidir. BM Genel Kurulundaki konuşması da çok güzel, çok etkileyici bir konuşmaydı. Birçok ülkeden aynı tepkiyi aldık. Sonuçta Türkiye’nin dünyanın birçok meselesine önemli katkı sağladığını ve her anlamda küresel bir aktör olduğunu dünya görüyor.
LAVROV İLE NE KONUŞULACAK?: Lavrov gelince ikili ilişkilerin farklı boyutlarını görüşme imkânımız olacak. Tahıl anlaşmasının da uzatılması var. Onunla ilgili BM Genel Sekreteriyle de bir görüşme yaptık. Genel Sekreter Türkiye’nin, Rusların şikâyet ettiği, bankaların ödemeleri gibi bazı konularda katkı sağlayıp sağlamayacağını sordu. Üzerinde çalışıyoruz. Rusya tahıl anlaşmasının 60 gün uzatılmasına evet dedi. 120 gün daha net değil; bunu konuşacağız. Rusların şikâyet ettiği konuların çözümü için BM ile çalışıyoruz. Esir takasıyla ilgili isim listeleri var.
4’LÜ TOPLANTI YAPILIYOR: Suriye’yle ilgili farklı boyutlar var, Bir taraftan siyasi süreç, diğer taraftan göçmenlerin durumu. Depremden sonra yapılacak insani yardımların artırılması konusu var. Önümüzdeki süreçte BM Güvenlik Konseyi kararının, özellikle Hatay Cilvegözü Sınır Kapısı’nın uzatılması konusu gündeme gelecek. Ayrıca, Rusya’nın ev sahipliği ve kolaylaştırıcılığında, Suriye’yle bir angajman süreci başladı, Bakan Yardımcısı düzeyinde dörtlü toplantı 3-4 Nisan tarihlerinde Moskova’da gerçekleşecek.
RUSYA’NIN TAHILDA 3 SIKINTISI: Rusya’nın tahıl ve gübre ihracatında karşılaştığı üç sorun var. Bu ürünler yaptırım listesinde değil. Bunlar: Ödemeler, sigorta ve hizmetlerdir. Bu üç konuda da sıkıntı var. Ödemeler konusunda bankalar, her ne kadar bu konuda hem İngiltere hem Amerika güvence mektubu imzalasalar da tereddüt ediyorlar. Ruslar, Rus Tarım Bankası’nın SWIFT sistemine dahil edilmesini istiyorlar, bu da henüz gerçekleşmedi.
MISIR İLE BÜYÜKELÇİLERİN TEKRAR ATANMASI: Depremden sonra biraz daha yakınlaşma oldu. Mısır ziyareti verimli geçti. Zaten siyasi ilişkilerin dışında, ekonomik ilişkiler, ticaret, yatırımlar olsun, hiçbir zaman problem olmadı. Lojistikle ilgili bazı sorunlar olmuştu ama bunlar bizden kaynaklanmadı. Diğer tüm alanlarda ilişkiler ilerledi. Siyasi ilişkileri de tamamen normalleştirmek için çalışıyoruz. Benim Mısır’ı ziyaretimde Sameh Shoukry’yi Ramazan ayı içinde Türkiye’ye davet ettik. O görüşmede, liderlerin buluşması gecikecekse, büyükelçilerin tekrar atanmasıyla ilgili bir karar alabiliriz. Siyasi sürecin de bu anlamda normalleşmesi önem arz ediyor.