31.03.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından, 27 Nisan 2007’de Genelkurmay internet sitesinden yayınlanan e-bildiriyle darbeye teşebbüs suçunu işlediği iddia edilen dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkında yürütülen soruşturmada sürpriz bir gelişme yaşandı.
Savcılık, soruşturma kapsamında Genelkurmay Başkanlığı’na yazı yazarak, 27 Nisan 2007 öncesinde Büyükanıt tarafından kaleme alınan, “e-bildiri” ile ilgili toplantı yapılıp yapılmadığını sormuş, yapıldıysa tutanakların gönderilmesini istemişti.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu raporunu da soruşturma dosyasına ekleyen savcılık, Genelkurmay’a gönderdiği yazıda, Büyükanıt’ın, “Cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil, özde bağlı olacak bir kişinin cumhurbaşkanı seçilecek olmasını umut ediyoruz” dediği 12 Nisan 2007 tarihli basın toplantısı öncesinde ve sonrasında karargâhta toplantı yapılıp yapılmadığını, 27 Nisan bildirisi ile ilgili icrai bir karar alınıp alınmadığını sormuş, böyle bir toplantı yapıldıysa kimlerin katıldığının belirtilmesini ve toplantıya ilişkin tutanakların gönderilmesini istemişti.
İcrai hareket kararı yok
Edinilen bilgiye göre Genelkurmay Başkanlığı, savcılığın müzekkeresine geçen hafta cevap verdi. Genelkurmay’ın cevap yazısında, hem 12 Nisan öncesi hem de 27 Nisan e-muhtırası sonrasında Genelkurmay’da herhangi bir toplantı yapılmadığı ve icrai bir karar alınmadığı bildirildi.
Soruşturma genişletildi
Genelkurmay’ın bu yanıtıyla yetinmeyen savcılık, eski Ak Parti Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan’ı, 27 Nisan sürecine ilişkin 2012’de TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda verdiği ifadesi nedeniyle bilgisine başvurulmak üzere, “tanık” sıfatıyla ifadeye çağırdı. Savcılık, emniyete bir yazı yazarak, Kandoğan’ın adresinin tespit edilerek, ikametinin Ankara’da bulunması durumunda savcılıkta hazırda bulunması için tebligat yapılmasını, başka bir şehirde ise adres bilgilerinin iletilmesini istedi. Komisyondaki ifadesinde Kandoğan, 367 krizinin Meclis’e bir dayatma olduğunu, 27 Nisan’ın da bu sürecin devamı anlamına geldiğini belirterek, özetle şunları söylemişti:
“Mehmet Ağar ile Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu üzerinde askerin müthiş bir vardı. Askerler Ağar ile Mumcu’ya, ‘eğer Meclis’te bulunursanız biz yönetime el koyacağız ve bunun sorumlusu da sizler olacaksınız’ mesajı verdi. Mumcu ve Ağar öyle korkutuldular, öyle tehdit edildiler ki ihtilal olacağına inandılar ve ödüllendirileceklerini söylediler.”