02.10.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TBMM Genel Kurulu’ndaki yeni yasama yılı açılış konuşmasına, İsrail’in Gazze ve Lübnan’a yönelik saldırılarına ilişkin mesajları damga vurdu. 42 dakika süren konuşmasında, yeni anayasa, adalet, ekonomi, enflasyonla mücadele, Meclis’te işbirliği konu başlıklarına da değinen Erdoğan, özetle şunları söyledi:
HİTLER ÖZENTİSİ NETANYAHU: İsrail, bir yandan Gazze’de soykırım, bir yandan Lübnan’a terör saldırıları yaparken, aynı anda bölge ülkelerini de kendi ateşine çekmek için her yola başvuruyor, her türlü provokasyonu deniyor. İsrail devleti, Netanyahu isimli bir Hitler özentisinin idaresinde, sadece son 51 haftada, insanlığa karşı tüm suçları pervasızca işlemiştir. Gazze, büyük bir ‘imha kampına’ dönüşmüştür.
UTANÇ VESİKASI: Ne yaparsa yapsın kendini dev aynasında gören Hitler nasıl durdurulduysa, Netanyahu da aynı şekilde durdurulacak. Ancak, sadece İsrail’in değil, bugün Batıdakiler başta olmak üzere devletlerin alnına yapışan o kara leke asırlar boyunca unutulmayacak. Özellikle İslam dünyasının, halkları Müslüman olan yöneticilerin, İsrail’in terörüne sessiz kalmaları, bir utanç vesikası olarak asırlarca silinmeden kalacak. İsrail soykırımı başlayalı 360 gün oldu. Bu süreçte ne uluslararası kuruluşlar, ne insan hakları örgütleri, ne de 2 milyar Müslümanı temsil eden devletler, bir araya gelip, bir ortak tepki göstermedi.
ANADOLU’YU İÇİNE ALAN ‘HAM HAYAL’: ‘Vaat edilmiş topraklar’ hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır. Türkiye içindeki bazı İsrail dostlarının, bazı Siyonist severlerin, gönüllü veya paralı Siyonizm propagandası yapan aparatların anlamadığı işte budur. Birileri ısrarla görmek istemese de Netanyahu hükümeti, Anadolu’yu da içine alan bir ham hayal kurmakta, ütopya peşinde koşmakta, bu niyetlerini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir.
İŞGAL YANI BAŞIMIZDA: Hatay’ın Yayladağı ilçesindeki Suriye sınırından, Lübnan sınırı, karayoluyla 170 kilometredir ve Türkiye Lübnan’a arabayla sadece 2,5 saat uzaklıktadır. Antakya ile Gazze arası, Ankara ile Aydın arası kadardır. Yani işgal, terör, saldırganlık hemen yanı başımızdadır. ‘Türkiye İsrail’in yanında dursun, bu işlere karışmasın, tarafsız olsun’ diyenlere, özellikle ‘Hamas bir terör örgütüdür’ diyenlere sesleniyorum. Karşımızda kandan beslenen, işgalle semiren bir ‘katil sürüsü’, tüm bölgeyi ateşe atmaya niyetli, gözü dönmüş bir işgal şebekesi var. Karşımızda sadece Müslümanlara değil, Yahudiler arasında dahi ayrım yapan ırkçı bir ‘Apartheid’ rejimi var. Yanı başınızda çocuklar katledilirken, yanı başınızda uçaklardan sivil halk üzerine bombalar yağarken, sessiz, tepkisiz, hatta tarafsız kalmak, suça ortak olmaktır.
BEDELİ NE OLURSA OLSUN: 360 gündür üç maymunu oynayanlara bir kez daha soruyorum: Filistin, Lübnan güvende değilse, kendinizin güvende olabileceğine gerçekten inanıyor musunuz? İsrail saldırganlığı, her fütursuz açıklamayla görüyoruz ki, Türkiye’yi de içine almaktadır. Vatanımız, milletimiz, bağımsızlığımız için, bu saldırganlığa, bu devlet terörüne, elimizdeki her imkanla karşı durmayı sürdüreceğiz. Bedeli her ne olursa olsun, Türkiye, İsrail’in karşısında durmaya, dünyayı da bu onurlu duruşa çağırmaya devam edecektir.
‘İç cepheyi sağlam tutuyoruz’
ÜLKEMİZİ GÜÇLENDİRİYORUZ: İsrail sadece Gazze’ye değil, Batı Şeria’ya, İran’a, Yemen’e, Suriye’ye de saldırıyor; Mısır’la yapılan anlaşmaları alenen ihlal ediyor. Mısır’la, Irak’la giderek güçlenen ilişkilerimizin, Suriye’yle artan diyalog arayışımızın, bu bağlam içinde okunmasını tavsiye ediyorum. Türk Dünyası’yla ve Türk Devletleri Teşkilatı’yla bağlarımızı yine bu anlayışla sürekli tahkim ediyoruz. Savunma sanayiinde, güvenlikte, terörle mücadelede ve dış politikada stratejik hamlelerle ülkemizin caydırıcılığını güçlendiriyoruz. Fitne girişimleri karşısında 85 milyon olarak ‘iç cephemizi’ sağlam tutmaya gayret ediyoruz. Şunun artık idrak edilmesi ihtiyaçtan öte bir zarurettir: Bugün, İsrail saldırganlığı karşısında, içeride ve dışarıda çatışma alanlarının değil, uzlaşma alanlarının öne çıkması gerekiyor.
‘Gazze ile Lübnan’ın savunması aynı olmayacak’
İSRAİL’E ‘KARA HAREKATI’ UYARISI: İsrail’i de buradan çok net şekilde uyarıyorum: Lübnan’a kara harekatının sonuçları, geçmişteki işgallerine benzemeyecektir. Savunmasız, izole, bütün dünyadan yalıtılmış bir Gazze savunması ile Lübnan’ın savunması aynı olmayacaktır. BM başta olmak üzere, tüm devlet ve uluslararası kuruluşlar, daha fazla vakit kaybetmeden, daha fazla kadın, çocuk ölmeden İsrail’i durdurmalıdır. İslam Dünyası, aynı şekilde vatan savunmasında mutlaka Lübnan halkı ve hükümetinin yanında olmalıdır. Biz, Türkiye ve Türk Milleti olarak, bu zor günlerinde Lübnanlı kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacak, tüm imkanlarımızla kendilerini destekleyeceğiz.
Anayasa çağrısı
HER TEKLİFİ DEĞERLENDİRİRİZ: Bu meclis, Cumhuriyet tarihimizin en kuşatıcı anayasasını yapma tecrübesine, bilgisine ve kudretine ziyadesiyle haizdir. 82 Anayasası’nın miadı artık dolmuştur. Yeni anayasanın hazırlık sürecinde her türlü fikre saygı duyar, her düşünceyi ilgiyle dinleriz, her yapıcı teklifi hayırhahlıkla değerlendiririz. Yeni anayasanın kutuplaştırıcı değil uzlaştırıcı, ayrıştırıcı değil birleştirici, yasakçı değil özgürlükçü olması; farklılıklarda değil ortak noktalarda buluşturması temel ve sarsılmaz ilkemizdir. Bugün bir kez daha tüm partileri ve milletvekillerini, toplumumuzun tüm kesimlerini, Türk demokrasisini yeni ve sivil bir anayasa ile taçlandırma mücadelemize omuz vermeye davet ediyorum.