DünyaPlan adım adım uygulandı, ABD yığınakları çevremizde! Teçhizatlar, asker sayısı ve donanma...

Plan adım adım uygulandı, ABD yığınakları çevremizde! Teçhizatlar, asker sayısı ve donanma...

02.10.2024 - 06:54 | Son Güncellenme:

İsrail'in Filistin'in ardından Lübnan'a da saldırmasının yankıları devam ederken İran, dün akşam saatlerinde İsrail'e füze saldırısı düzenledi. Erdoğan, İsrail'in gözünü Türkiye topraklarına dikeceğini belirtirken MHP lideri Bahçeli ise, milli güvenlik unsularının tetikte ve teyakkuzda olması gerektiğini belirtti. Peki bundan sonraki süreçte bizi neler bekliyor? Detaylar haberimizde...

Plan adım adım uygulandı, ABD yığınakları çevremizde Teçhizatlar, asker sayısı ve donanma...

Hizbullah ile 8 Ekim 2023'ten beri kontrollü çatışmalara devam eden İsrail ordusu, 23 Eylül’de Lübnan'ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgelerine yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Lübnan makamlarına göre, Hizbullah’ın kullandığı iletişim cihazlarının patlatıldığı 17 Eylül'den beri 104'ü çocuk ve 194'ü kadın olmak üzere toplam bin 273 kişi öldü.

Haberin Devamı

Önceki gün Lübnan'a başlatılan kara harekatının da birkaç hafta süreceğini duyuran İsrail ordusu, bu bilgiyi ABD'li yetkililerine de iletti.

İRAN'DAN İSRAİL'E FÜZE SALDIRISI

Öte yandan dün akşam saatlerinde İran'dan İsrail'e füze saldırısının gerçekleştirildiği haberi ajanslara son dakika koduyla yansıdı. İran, saldırıya yanıt gelmesi halinde 'yıkıcı karşılık' verileceği uyarısında bulundu.

İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari ise, İran'ın saldırıları nedeniyle hem savunma hem de saldırı pozisyonunda 'alarm' durumunda olduklarını söyledi. Hagari, 'Bunun sonuçları olacak. Planlarımız var, seçtiğimiz yer ve zamanda harekete geçeceğiz." dedi.

FİLİSTİNLİLER ATILAN FÜZELERİ İZLEDİ

Haberin Devamı

ERDOĞAN'DAN NET MESAJ: İSRAİL GÖZÜNÜ TOPRAKLARIMIZA DİKECEK

Dün TBMM'nin 28. Dönem 3. Yasama Yılı açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan da İsrail'in gözünü Türkiye topraklarına dikeceğini belirterek, 'Siyonist lobinin şahsımızı ve hükümetimizi hedef alan itibar suikastlarına asla boyun eğmeyeceğiz. 'Vadedilmiş topraklar' hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır. Şu anda bütün hesap bunun üzerindedir. Türkiye içindeki bazı İsrail dostlarının, bazı siyonist severlerin, gönüllü veya paralı siyonizm propagandası yapan aparatların anlamadığı işte budur.' ifadelerini kullandı.

MHP lideri Bahçeli ise dünkü grup toplantısında, "Türkiye ile Suriye iş birliği ve uzlaşma zemininde daha fazla oyalanmadan buluşmalı, İsrail ve destekçilerinin yaygın tehdidine karşı milli güvenlik unsurlarımız tetikte ve teyakkuzda olmalı." değerlendirmesinde bulundu.

Plan adım adım uygulandı, ABD yığınakları çevremizde Teçhizatlar, asker sayısı ve donanma...

"TÜRKİYE ÇEVRELENMİŞ DURUMDA"

"Benim söylediğim stratejik hedef belli. Gazze bir bahane, Lübnan en zayıf halka" diyen Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın CNN TÜRK'te yaptığı açıklamada, "Suriye sınırında oluşan CENTCOM ile beraber Amerikan birliklerini burada birleştirecekler. Yani 'Davut Koridoru' dediğimiz koridorla o zaman ne oluyor? Türkiye ile İsrail bir şekilde komşu oluyor. Peki İsrail ordusu yaklaşık şu anda 8 tugayla girdi, yaklaşık 100 bin askeri var. Bunu yapamaz. O zaman ne olması lazım? Amerikan ordusu 6. Filo'yu kullanacak." dedi.

Haberin Devamı

Plan adım adım uygulandı, ABD yığınakları çevremizde Teçhizatlar, asker sayısı ve donanma...

Caşın'ın açıklamaları şöyle; Yunan ve Kıbrıs Rum Yönetimi'nin de burada hareketlendiğini görüyoruz. Ve Netanyahu diyor ki; 'Bize Yunan ve Kıbrıs da yardım edecek'

Türkiye çevrelenmiş durumda. Bunu yapan kim? Müttefikimiz Amerika. Trump döneminden bu yana Mike Pompeo'dan başlayan Amerikan ordusunun güya Ukrayna savaşında 'Rusya ile savaşacağız' diye 20 üs aldılar. Burada Girit Suda Üssü'nü Kıbrıs ile beraber birleştirip askeri tatbikatlara başladılar. Lozan Antlaşması'nda yasaklanmasına rağmen askerden arındırılmış adalara da Amerikan askerleri çıktı.

Haberin Devamı

Bu Ege ve Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin güneyden çevrelendiğini görüyoruz. Ve Amerikan Harp Akademilerinde Türkiye bu 'mavi bayrak' adı altında Kıbrıs üzerinden bir çatışmayla Amerikan deniz subaylarına, kurmaylarına 10 senedir bizim Foça'da amfibi tugayın harekatı başlatmasıyla beraber adalara karşı, Amerikan uçak gemilerinin saldıracağını görüyoruz. Bu plan üzerinde çalışıyorlar 10 yıldır.

Bir şekilde Doğu sınırlarımıza geldiğimizde ABD-Irak savaşı bitmesine rağmen çekilmedi, Suriye'de de DEAŞ bitmesine rağmen çekilmedi. 50 bin TIR'lık silah verildi.

"ULUSLARARASI MEKANİZMA YOK, BM ATIL KALIYOR"

İsrail'in hedefinde uzun planlı bir politika olduğunu söyleyen İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Yeliz Albayrak, milliyet.com.tr'den Sercan Dinç'e şu değerlendirmelerde bulundu;

Plan adım adım uygulandı, ABD yığınakları çevremizde Teçhizatlar, asker sayısı ve donanma...

Dünden bugüne şekillenen bir plandan bahsetmediğimiz için altyapısı ve yayılma olanağı çok daha önceden hesaplanmış hamleler olduğu için bugün geldiğimiz noktada İsrail'in yayınladığı üzere 'sınırlı' kara harekatının sınırlarının nerede biteceğini şu an öngöremiyoruz. Sadece inisiyatif İsrail'in kendisinde olduğu için kendi kafalarında kurdukları ve ilerleme sınırlarını kendi kafalarında biçtikleri için şu anda kendi stratejik hedeflerinde sınırlar neredeyse oraya kadar ilerleyecekler. Ki bunu yapmaları için önlerinde çalışan herhangi bir uluslararası mekanizma yok. BM şu an atıl kalıyor. BM'de herkes üzüntülerini dile getirdi. Gelin görün ki uluslararası kamuoyunda, hiçbir uluslararası kurum, kuruluş İsrail'in önünü alabilecek bir kapasitede değil.

Haberin Devamı

ABD YIĞINAKLARI ÇEVREMİZDE!

Riskin bu kadar yayılmacı hale bürüneceğini öngörmek çok da zor bir şey değildi. Uzun süredir Orta Doğu coğrafyasına baktığımızda; İsrail'i bir kenara bırakın, İsrail'den önce ABD'nin, Fransa'nın veya İngiltere'nin Akdeniz dahil olmak üzere çevredeki bütün denizler, boğazları askeri teçhizatla ve asker sayısı olarak ya da donanma olarak tamamen güçlendirmek için yıllardır adım adım çalıştıklarını da biliyoruz.

Uzun zamandır Orta Doğu'ya yapılan bir yığınak var. Bizim de çevremizde çok fazla yığınak yapıldı. Yunanistan'da, Güney Kıbrıs'ta, Romanya'da birçok ülkede şu anda Amerika'nın yaptığı yığınaklar var. Bunlara isterseniz 'Ukrayna'ya yardım' adıyla adlandırın, isterseniz Güney Kıbrıs'taki 'güç için yapılmış yatırımlar' diye adlandırın. Hiç fark etmez.

'BU GÜÇLER ÇOK UZUN ZAMANDIR BURNUMUZUN DİBİNE KONUŞLANDIRILMAYAN BAŞLANDI'

Bizim burnumuzun dibinde ve Orta Doğu coğrafyasında kesinlikle durumu daha karmaşık hale getirmek ve İsrail'e karşı oluşacak herhangi bir tehdit durumunda ivedi bir şekilde cevap vermelerini sağlayacak bir tehdit unsuru olsun diye. Bu güçler zaten bizim burnumuzun dibine çok uzun zamandır konuşlandırılmaya başlandı.

Bilmediğimiz tabi arka kapı diplomasisinde dönen başka kirli hesapların da döndüğü aşikar. Biliyorsunuz Orta Doğu'da şu an hareket halinde olan bir sürü, kime hizmet ettiği belli olan ya da olmayan ve hizmet odaklarını kolaylıkla değiştirebilen birçok grup var. İran'ın direniş eksenine dahil olan yine silahlı farklı gruplar var. Bugün en son Hizbullah'tan bahsediyoruz. Lübnan'ın kendi güçlerinin geri çekilip Hizbullah'ın güçlerinin öne atıldığı bir zamana geldik.

Netanyahu şu anda Hizbullah'ı riskli gördüğü için Hizbullah'ın peşine şu anda düşmüş durumda. Bu da kendilerince risk olarak adlettikleri, bütün bu aktörleri, Hizbullah yöneticilerini veya bölge halkını Beyrut'un merkezinde bile olsa sivil kayıplarını da hiçbir şekilde önemsemeden nokta atışı yapacağını zaten gördük.

Plan adım adım uygulandı, ABD yığınakları çevremizde Teçhizatlar, asker sayısı ve donanma...

'TANK YIĞINAĞI SADECE GÖZ DAĞI VERMEK İÇİN DEĞİL'

Sınırdaki tank hareketliliğinin boşuna olmadığı, bunların aslında çok büyük destek ve tedarik süreci ve maliyet gerektirdiğini de göz önünde bulundurmak lazım. Bu kadar yığınağı yapmak sadece göz dağı vermek için değil. Tabii ki o tankların sınırı geçmek için bir planın olduğunun göstergesi. Çünkü daha önce bunlar yapılmış ve İsrail'in hiçbir şekilde anlaşmalara doğru şekilde uymadığı sonucu alınmış.

İsrail de bunu bliiyor. ABD ve Batı'nın tam desteğini de alarak her koşulda savunulacağını bildiği için kendi kafasında kurduğu Litani Nehri olur, su kaynaklarına ulaşmak olur...

Bir tık daha ileri giderseniz; bunlar da belki çok kısa vadede gerçekleşmeyecek ama kendi uzun vadeli planında İsrail'in Suriye üzerinde bir terör örgütü kurulmasına yardım etmek. Buradaki yapıyı daha çok kurcalamak ve kırılgan hale getirmek için bir aktör oynayacağını ve kendine yeni hareket alanı açması için daha da ilerleyebileceği öngörülebilir.

'BİZ KİMİNLE GÖRÜŞÜRSEK ABD GİDİP ÖZEL BİR GÖRÜŞME YAPIYOR, DURUMU KARIŞTIRIYOR'

Suriye'den de biraz daha öteye giderse bizim sınırımıza kadar gelebilecek bir potansiyel tehlike olduğunu bizim görmemiz lazım. Hemen olabilecek bir şey değil ama belki günden güne tek tek İsrail'in davranışlarına baktığınızda, bölgedeki ülkelerin sürekli karmaşık bir halde bulunduğuna ve istikrara hiçbir şekilde müsaade edilmiyor. Biz kiminle görüşürsek hemen arkamızdan ABD gidip özel bir görüşme yapıyor. Irak'a gittik peşimizden geldiler. Mısır'a gittik aynı şekilde... Biz çıkıyoruz, arkamızdan geliyorlar. Suriye ile bir görüşme sinyali veriyoruz, hemen arkamızdan bir yetkilinin oraya gittiğini ve durumu karıştırdığını biliyoruz.

'İSRAİL'İN İLERLEMESİ ER YA DA GEÇ SINIRLARIMIZA DAYANACAĞINI ÖNGÖRÜYORUM'

Bu yüzden şu anda İsrail'in hedefi kendi idealize ettiği bir şey var. Şu anda İsrail bölgede, kiminle hangi konuda anlaştı ve ne kadar ilerlemesine müsaade edilecek, hangi noktaya gelindiğinde Amerika 'Hadi geri çekil, anlaşma masasına oturalım' diyecek. Bunu şu an öngöremiyoruz. Ama çıkabileceği yer risk olarak maksimum bizim sınırlarımıza kadar er veya geç, uzun vadede dayanacağını kesinlikle öngörüyorum.

'TARİH BOYUNCA TEKRARLANDI'

Bizim bu noktada olayın gerçekliğini kavramamız lazım. Hiç olmayacakmış gibi düşündüğümüz şeyler. Tarih boyunca tekrarlandı ve şu anda da olmasını engelleyecek çok büyük bir şey yok. Hala Lübnan karmaşık yönetim sistemiyle karşı karşıya. Bir başkan seçemiyorlar. Orta Doğu'da stabil bir rejim yok.

Netanyahu dün çıktı, İran'a yönelik 'demokrasi' gibi söylemlerle bir şekilde halka etki etmeye başladı. Bu da demektir ki 'Biz sizi biraz daha kurcalayacağız.' Yeni gelen Pezeşkiyan'ın da çok savaş taraftarı olmadığını biliyoruz.

Kara harekatı daha fazla genişleyebilir. Kendilerince bir tampon bölge oluşturabilirler.