Bursa'da Tülay Korkmazer, 2010'da ameliyata girmeden önce oğlu Hakan Yılmaz'a (55) biyolojik babasının ünlü tekstilci Ahmet Necati Yılmaz olduğunu söyledi. Ahmet Necati Yılmaz'ın 2007'de öldüğünü öğrenen Hakan Yılmaz, babalık davası açtı ancak üvey kardeşi tarafından tehdit edilince davadan geri çekildi.
Hakan Yılmaz, 2020 yılında üvey kardeşinin hayatını kaybettiğini öğrenince yeniden babalık davası açtı. Mahkeme, nisan ayında Hakan Yılmaz'ın kimliğinde adı yazan babası Orhan Yılmaz'ın mezarını açtırdı. DNA sonucunda Orhan Yılmaz'ın biyolojik babası olmadığı kanıtlanan Hakan Yılmaz, soydan düştü. Mahkeme, DNA testi için iş insanı Ahmet Necati Yılmaz'ın mezarının açılmasını kararlaştırdı.
'BÜYÜK TEHDİTLER ALDIM'Biyolojik babasını öğrenmek için başlattığı dava sürecini anlatan Hakan Yılmaz "2010 yılında annem tehlikeli bir operasyon geçirecekti. Bu ameliyat korkusuyla üzerine kayıtlı olduğum kişinin gerçek babam olmadığını söyledi. Büyük bir şok yaşadım. Annemin söylediği isim üzerine araştırma yaptım. Kendisinin Bursa'da ünlü bir iş adamı olduğunu öğrendim. Araştırma yaptım ve ablalarımla görüşmek istedim. Ablalarımla görüştüm. Bana böyle bir şeyin olmadığını söylediler. Toplamış olduğum donelerle 2010 yılında babalık davası açtım. Karşı tarafın çok güçlü olmasından dolayı büyük tehditler aldım. Dava 2 sene sürdü. Ailem üzerinden de almış olduğum tehditlerden dolayı davamdan vazgeçtim. Bana belli bir miktar para ödediler. 2020 yılında beni tehdit eden ablamın vefat ettiğini öğrendim ve zaman kaybetmeden tekrar dava açtım. Dava sonucu üzerine kayıtlı olduğum kişinin mezarı açıldı. Babam sandığım kişinin gerçek babam olmadığı adli tıp kurumu raporunca tescillendi. Şimdi bu aylar içerisinde mahkemenin vermiş olduğu karar gereğince babam olduğunu söylediğim kişinin mezarı açılacak. Eğer babam olduğu kanıtlanırsa, çocuklarımla büyük bir miras hakkından faydalanacağım" dedi.
'MANEVİ OLARAK RAHATLAMAM LAZIM'Ciddi bir servete sahip olabileceğini belirten Yılmaz, "Alışmış olduğum bir düzen vardı. Bunu devam ettirebilirdim ama sonuç olarak üzerine kayıtlı olduğum baba, benim gerçek babam değilmiş. Amacım; çocuklarımın dedesi kim, bunu öğrenmeleri. Manevi olarak da rahatlamam lazım. Para artık ikinci planda geliyor. Miras alsam da hayır hasenat işleriyle uğraşacağım. Bütün çevreme de bunu söyledim" diye konuştu.
'CİDDİ BİR MAL VARLIĞINA VARİS OLACAK KONUMDA'Hukuki süreci anlatan Avukat Hasan Aydoğdu ise şunları söyledi:
"Hakan Bey'in resmiyetteki babasının biyolojik babası olmadığı ortaya çıktı. Burada karara varıldı. Davamızın
son aşamasında
fethi kabir kararı verildi. Alınacak olan DNA örnekleri, Hakan Bey'in örnekleriyle adli tıp nezaretinde karşılaştırılacak. Rapor neticesinde Hakan Bey'in biyolojik babası olduğu ortaya çıkarsa davamız neticeye ulaşacak. Çok ciddi bir mal varlığına varis olacak konumda. Şu anki önceliğimiz davaları neticeye vardırabilmek. Sonrasında Hakan Bey'in de talebi olursa mirasla alakalı diğer süreci de başlatmaya hazırız. 2010 yılında soy bağının reddi ve babalık davası açtığını ancak burada yaşanan birtakım korkutma ve tehditlerle Hakan Bey, bu süreçten vazgeçirilmiş ve 2 yıllık bir dava süreci yaşanmış. 2012 yılında da Hakan Bey karşı tarafın baskısıyla bu davalardan vazgeçirilmiştir. Sonrasında 2020 yılında tehdit unsuru sayılacak kişilerin vefatını öğrendik ve süreci tekrar başlattık. Önceki dava sürecinde yaşanan olaylar, dosyaya yansıyan belgeler Hakan Bey'in bahsettiğimiz saygın iş adamının oğlu olduğunu gösteriyor" ifadelerini kullandı