Michelin ise, devrim niteliğindeki “önden çekişli” anlamına gelen “Traction Avant” ile ciddi başarı kazanmış şirketi daha ileri götürmek için kolları sıvar. Ancak o da, 1937 yılında ani bir şekilde hayatını kaybeder. Bunun üzerine şirketin yönetimine Pierre Boulanger gelir. Aslen güzel sanatlar akademisinden mezun olsa da, önceleri Michelin ardından da Citroen’de çalışmaya başlamıştı. Markanın tasarım ve mühendislik bölümünün başındaydı. 2CV, onun yeni bebeği olacaktı. Nitekim bu otomobilin sadece “tarifini vermekle” kalmayıp, geliştirilmesine ilişkin tüm süreçlerde bizzat yer almıştı. Masa başında oturmayı sevmez, tasarım bölümünde, ar-ge laboratuvarında ya da test pistinde olurdu. 2CV’nun ardından diğer büyük projesi de, otomotiv dünyasında çığır açan ve kimi çevrelerce “dünyanın en güzel tasarımlı otomobili” olarak kabul edilen “DS” idi. Ancak Boulanger, 1950’de bir otomobil kazasında yaşamını yitirince, DS’in başarısını göremedi...