Prof. Dr. Mahmut Özer

Prof. Dr. Mahmut Özer

mahmutozer2002@yahoo.com

Tüm Yazıları

Ülkemiz yükseköğretim sisteminde meslek yüksekokulları (MYO’lar) önemli bir yer tutmaktadır. Yükseköğretim sistemindeki öğrencilerin önemli bir miktarı iki yıllık eğitim veren MYO’larda eğitimlerine devam etmektedir. Yükseköğretim arzında bu kadar önemli bir yeri olan MYO’larda verilen eğitimin niteliği ve dahası çevreleriyle kurdukları ilişki hep tartışmaların odağında yer almıştır. MYO’ların normalde bulundukları bölgelerdeki sektörlerle ilişkili programlarda eğitim vermesi planlanmasına rağmen çoğu kez bu normalden sapılmaktadır. Bu durumda eğitimin kalitesi olumsuz etkilenmekte ve beşeri sermayemizin niteliğini artırmak için yapılan devasa yatırımların verimliliği de düşmektedir. Bu nedenle MYO’ların tekrar masaya yatırılmasına ve sektörlerin güçlü temsilcilerinin de katkılarıyla yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç açıktır ve acildir. Bu kapsamda yapılacaklar bu yazının kapsamı dışındadır. Bu yazıda MYO’ların üniversitelerle ve mesleki ortaöğretimle entegrasyonunu güçlendirecek iki farklı öneriye yer verilmektedir.

Haberin Devamı

MYO’lardan Lisans Programlarına Geçişte Esnek Yapı

MYO mezunları bir lisans programına devam edebilmek için ÖSYM tarafından yapılan DGS (Dikey Geçiş Sınavı) ye girmekte ve üniversitelerin kontenjanlarına göre lisans programlarına yerleşebilmektedir. MYO’ların bağlı oldukları üniversitelerle entegrasyonu ve değer algısını güçlendirecek şekilde bu yapının tekrar gözden geçirilmesine ihtiyaç vardır. Bu yazıda bu kapsamda bir öneri sunulmaktadır. Bu öneriye göre, bir üniversitede devamı niteliğinde bir lisans eğitimi verilmeyen bir MYO programı -istisnai durumlar hariç- açılmamalıdır. Lisans programındaki öğretim elemanlarının MYO’ların ilgili programlarında ders verebilmeleri sağlanmalıdır. Böylece, bir taraftan MYO’larda öğretim elemanı ihtiyacının karşılanmasında bir sorun yaşanmazken diğer taraftan MYO programlarının üniversitelerin bünyesine daha rasyonel entegrasyonu sağlanabilecektir.

Bu kapsamda ikinci adım olarak MYO mezunlarının belirli bir oranının (örneğin en başarılı %10-20’lik bir kısmı) DGS sınavına girmeden üniversite tarafından kendi içindeki ilgili lisans programına yerleştirilebilmesi sağlanmalıdır. Diğer taraftan, DGS sınavı MYO mezunlarının diğer üniversitelerin lisans programına yerleşebilmeleri için kullanılmalıdır. Böyle basit bir yapı MYO’ları daha değerli kılacak ve verimliliklerini de artıracaktır.

Haberin Devamı

Meslek Liseleri ve MYO’lar Arasındaki Geçişkenliğin Artırılması

Ülkemizin kalkınmasına mesleki eğitimin önemi tüm kesimler tarafından teslim edilmektedir. Bilindiği gibi ülkemizde mesleki eğitim hem ortaöğretim seviyesinde (mesleki teknik Anadolu liseleri ve mesleki eğitim merkezlerinde) hem de yükseköğretim seviyesinde (ağırlıklı olarak MYO’larda) verilmektedir. Mesleki eğitimi güçlendirmek için Milli Eğitim Bakanlığı son dönemde çok önemli adımlar atmıştır. Bu adımlar sonunda artık akademik olarak başarılı öğrenciler meslek liselerini tercih etmeye başlamıştır. Örneğin, ASELSAN, Demirören ve Baykar Milli Teknoloji meslek liseleri artık LGS sınavından 500 tam puan alan öğrencilerin tercihlerinde yer almaktadır. Diğer taraftan mesleki eğitim merkezlerini güçlendirmek için yapılan yasal düzenlemelerden sonra çırak, kalfa ve usta yetiştirmede çok önemli mesafeler alınmıştır. Tam da bu noktada meslek liseleri ile MYO’lar arasındaki bağın yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır.

Haberin Devamı

Şu andaki uygulamada meslek lisesi ve diğer liselerden mezun olup bir MYO programını kazanan öğrenciler arasında eğitim süresi açısından bir fark bulunmamaktadır. Örneğin, ortaöğretimde elektrik alanında 4 yıllık bir eğitimi tamamlayan bir öğrenci, yükseköğretim düzeyinde herhangi bir MYO'nun elektrik programına kayıt olduğunda, ortaöğretimde elektrik alanında hiçbir eğitim almamış ve aynı MYO programına yerleşmiş öğrenciyle aynı dersleri iki yıl süreyle almaktadır. Dolayısıyla, mevcut yapının gözden geçirilmesine açık bir ihtiyaç bulunmaktadır. Yürürlükte olan Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi (TYÇ) önceki yetkinliklerin değerlendirilmesi için önemli bir dayanak sağlamaktadır.

Meslek lisesinde alınan eğitimin devamı niteliğinde bir MYO programını kazanan öğrenciye yönelik önceki yeterlilikleri dikkate alan ve eğitim süresini yaz dönemini de kullanarak 1 yıla düşüren yeni bir MYO programının geliştirilmesi, ortaöğretim mesleki ve teknik eğitim ile yükseköğretim arasındaki ilişkiyi daha esnek ve daha güçlü kılacaktır. Bu programda yer alacak meslek lisesi mezunlarının programa kabulünde hazır bulunuşlukları ölçülmeli, değerlendirilmeli ve başarılı olanlar bu programa alınmalıdır. Böyle bir yapı, önceki yetkinlikleri tanıyarak meslek liselerinin değerini artıracaktır. Ayrıca, MYO’lardaki eğitimin verimliliğini artırarak başarılı gençlerin işgücü piyasasına daha erken girmelerini sağlayacaktır.

Özetle, MYO’lar yükseköğretim sistemimizin önemli bir bileşeni olup verimlilik ve kalitelerinin artırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Yeniden yapılanmada birinci öncelik MYO’ların kuruldukları bölgelerin sektörel kapasitesiyle uyumlu programlarda eğitim vermelerinin sağlanmasıdır. Elbette MYO’ların bulunduğu bölgenin de gençlerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek ve kişisel gelişimlerine katkı verecek düzeyde olması gerekmektedir. Diğer taraftan, MYO’ların bağlı oldukları üniversitelerle entegrasyonları güçlendirilmelidir. Bu yazıda bu amaca matuf bir öneri sunulmuştur. Elbette bu öneri sadece tartışma için bir başlangıçtır, geliştirilmeye açıktır. Son olarak, ülkemizde mesleki eğitimin yükseköğretimle bağını güçlendirmek için MYO’larda önceki yeterlilikleri değerlendirecek şekilde kısa süreli yeni bir program oluşturulması hem mesleki eğitimin değerini yükseltecek hem de mesleki eğitime yönelik talebi artıracaktır.