24.02.2025 - 11:35 | Son Güncellenme:
AA
Dışişleri Bakanı Fidan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan, Türkiye ve Rusya'yı doğrudan ve dolaylı olarak ilgilendiren tüm gelişmeler karşısında istişare ve eş güdümü artırmanın büyük yarar sağlayacağı düşüncesinde olduklarını belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Putin’in işaret ettiği hedefler uyarınca ikili konularda ve uluslararası meselelerde iş birliğimizi daha da derinleştirmeyi hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, ABD'nin Rusya-Ukrayna barışı konusundaki yeni girişimine sonuç odaklı yaklaşım olarak büyük önem verdiklerini belirterek, "Son günlerde Amerika'yla Rusya arasında yapılan görüşmelerde gündeme gelen güvenlik garantileri ve diğer konular bizim de yakından takip ettiğimiz konular. Prensip itibarıyla Türkiye, barışa katkıda bulunacak her türlü adımı atmaya hazırdır" dedi.
Bakan Fidan, Ankara'yı ziyaret eden Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
'ABD İLE POLİTİKAMIZ ÖRTÜŞÜYOR'
Rusya-Ukrayna Savaşı 4. yılına girerken ABD tarafından savaşın müzakereler yoluyla sona erdirilmesini hedefleyen girişim başlatıldığını hatırlatan Fidan, "Bu durum bizim savaşın başından beri izlediğimiz politikayla örtüşmekte. ABD'nin yeni girişimine sonuç odaklı bir yaklaşım olarak büyük önem atfetmekteyiz. Çözüme iki tarafın da katılacağı müzakerelerde ulaşılabileceğine inanıyoruz. Bu çerçevede barışın görüşmeler yoluyla tesisi için her türlü desteği sağlamaya hazırız. Daha önce olduğu gibi görüşmelere ev sahipliği yapmaya da hazırız" ifadelerini kullandı.
'CUMHURBAŞKANIMIZ SAVAŞIN DURMASI İÇİN ÇALIŞIYOR'
"Cumhurbaşkanımız Ukrayna'daki savaşın durması konusunda büyük bir hassasiyet göstermekte. Türkiye savaşın başlangıcından itibaren bu yönde çalışıyor. Prensip itibariyle Türkiye barışa katkıda bulunacak her türlü adımı atmaya hazırdır. Burada şu anda ortaya nasıl bir manzara çıkacak ve nasıl bir kompozisyona ihtiyaç olacak burada biz hazırlıkları yaptıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımız karar verecektir. Türkiye her zaman için her zaman kolaylaştırıcı, hızlandırıcı rolü oynamaya hazır. Amacımız bir an önce bu yıkıcı savaşın durması ve yaraların sarılması" ifadelerini kullanan Bakan Fidan, ayrıca Türkiye'nin Karadeniz'de seyrüsefer güvenliğinin sağlanması konusundaki çabalarını da sürdüreceğini belirterek, "Hayata geçirilmesi halinde bu adım önemli bir güven artırıcı tedbir olacaktır." dedi.
Fidan, "Son günlerde Amerika ile Rusya arasında yapılan görüşmelerde gündeme gelen güvenlik garantileri ve diğer konular, bizim de yakından takip ettiğimiz konular. Prensip itibarıyla Türkiye, barışa katkıda bulunacak her türlü adımı atmaya hazırdır." ifadelerini kullandı.
Fidan, Türkiye'nin, savaşın ilk gününden beri sorunun diplomasi yoluyla çözülmesini ve kalıcı barışın sağlanmasını desteklediğini vurgulayarak, "Çatışmaların başlamasından kısa bir süre sonra, tarafları İstanbul'da barış masası etrafında ilk kez bir araya getirmiştik. Karadeniz Tahıl Girişimi'ni başarıyla hayata geçirdik. Daha sonra da tarafları barışa ulaştıracak diplomatik çabalarımızı sürdürdük." şeklinde konuştu.
SURİYE: TERÖRE MÜSAMAHA GÖSTERİLEMEZ
Bugün mevkidaşı ile Suriye'deki gelişmeleri de ele aldıklarını kaydeden Fidan, "Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafaza edilmesi gerektiğine inancımız tamdır. Ayrılıkçı hareketlerin önünün kesilmesi gerektiği konusunda benzer görüşlere sahibiz" diye konuştu.
Fidan, "Diğer taraftan terör örgütlerinin Suriye'de yuvalanmasına müsamaha gösterilmesi söz konusu dahi olamaz" dedi.
Bölgede huzur ortamının tesis edilebileceğine inandıklarını dile getiren Fidan, "Suriye'de son 3 ayda yaşananlar bu bakımdan umut vericidir. Suriye halkı 60 yıllık zulüm rejimine son verdi. Şimdi de komşularıyla barış içinde yaşayan istikrarlı ve müreffeh bir ülke kurmak istiyor. Biz Türkiye olarak bu süreçte de Suriye halkının yanında olacağız." ifadelerini kullandı.
Fidan, uluslararası toplumdan, terör örgütleri DEAŞ ve PKK ile mücadelede ortak tutum sergilemesini beklediklerinin altını çizerek, "Bölgemizdeki çatışmaların çözümü yönünde olumlu adımların atıldığı bir dönemde, Türkiye'nin güvenlik kaygılarına herkesin saygı göstermesini bekliyoruz." dedi.
GAZZE: 'YENİ BİR SOYKIRIMA ASLA İZİN VERİLMEMELİ'
Gazze'de ateşkesin kalıcı hale gelmesi ve müteakip aşamalarının hayata geçirilmesi gerektiğini söyleyen Fidan, "(İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'nun savaşı tekrar başlatma ihtimali karşısında derin endişe duyuyoruz. Yeni bir soykırıma asla izin verilmemelidir." diye konuştu.
Fidan, İsrail'in Batı Şeria'yı hedef alan eylemlerine son vermesi gerektiği uyarısında bulunarak, Filistinlilerin kendi topraklarından zorla göç ettirilmesine yönelik adımları "kabul edilemez" olarak nitelendirdi ve bu doğrultudaki girişimlerin başarısızlığa mahkum olduğunu vurguladı.
Bölge ülkelerinin bu konuda ortak duruş sergilediğini ifade eden Fidan, Filistinlilerin tehcirine karşı durma konusunda Rusya'nın da aynı görüşte olmasını memnuniyetle karşıladı.
Fidan, "Filistin'de, Lübnan'da ve Suriye'de süregelen İsrail saldırganlığının sonlandırılması için uluslararası toplumun kararlı bir duruş sergilemesi şarttır." şeklinde konuşarak, Orta Doğu'da kalıcı barış ve güvenliğin ancak bu şekilde tesis edilebileceğini söyledi.
Rusya ile işbirliğini yapıcı diyalog temelinde güçlendireceklerini belirten Fidan, bölgesel ve uluslararası konularda yakın diyalogu sürdüreceklerini kaydetti.
TÜRKİYE'NİN BRICS POLİTİKASI
Fidan, Türkiye'nin "egemen bir ülke" olduğunun ve uluslararası ekonomik işbirliğine büyük önem verdiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
"Günümüz dünyasında, ekonomik işbirliğini sağlam temellere oturtturmamış ülkelerin, hem ekonomik krizlere dayanıklı olması hem de mevcut kalkınma hedeflerine ulaşması pek olası gözükmüyor. Onun için Türkiye başta Avrupa Birliği (AB) olmak üzere ekonomik işbirliği alanlarına büyük önem vermektedir."
Türkiye ile AB'nin "uzun yıllara dayanan bir üyelik macerası" olduğuna dikkati çeken Fidan, "Ama son yıllarda açıkça ifade edilmese de Avrupa Birliği'nin artık kimlik politikalarından dolayı, büyük bir Müslüman ülkeyi kendi içine alma konusunda yaşadığı rahatsızlıktan dolayı, üyelik müzakereleri bir noktada donmuş durumda." dedi.
Fidan, bu gerçekler ışığında Türkiye'nin Avrupa ülkeleriyle dengeli ithalat-ihracat ticaret ilişkisini devam ettirdiğini kaydederek, "Fakat diğer küresel ekonomik işbirliği platformlarına da çok yakından bakıyoruz. Cumhurbaşkanımızın bu konuda oldukça geniş bir vizyonu var." diye konuştu.
Bu platformlardan birisinin de BRICS olduğunu ve burayla ilgilenildiğini vurgulayan Fidan, "İlgimizi de açıkça gösterdik. Ama anladığımız kadarıyla da BRICS de kendi kurumsallaşmasını bir noktaya taşıma adına, yeni üye alımını an itibariyle dondurmuş durumda. Başka bir klasman, ortaklık diye gündeme getirmiş durumda. Yani üyelik teklifi bize gelmedi." şeklinde konuştu.
Fidan, BRICS'in AB'nin aksine "oldukça kuşatıcı" olduğu değerlendirmesini yaparak, şu ifadeleri kullandı:
"Her renkten, her dinden, her kültürden, her medeniyetten ülkelerin bir araya geldiğini görmek, Müslüman, Hristiyan, Hindu, Budist, siyah, beyaz ne kadar insan varsa, medeniyet varsa burada bir platform oluşturma çabasındalar. Umarım burada da kurumsallaşan ve kuşatıcı olan bir ekonomik yaklaşım gelişir."
'OLAYLARI İSRAİL YAYILMACILIĞI İÇİN KULLANIYOR'
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Suriye ve Hermon Dağı ile işgal altındaki Golan Tepeleri hakkındaki açıklamalarına ilişkin soruya yanıt veren Fidan, Türkiye'nin bölgede "Filistinlilerin ve İsraillilerin kendi devletine sahip olduğu, bütün bölgenin barış içerisinde yaşadığı, kimsenin birbirinin egemenliğine, toprağına, canına ve malına göz dikmediği bir atmosferi" arzuladığını söyledi.
Fidan, Gazze krizi başladığı andan itibaren "bu krizin aslında bir fırsatı doğurabileceğini, iki devletli çözümün her zamankinden daha fazla önemli bir alternatif hale geldiğini, iki devletli çözüme ulaşılması durumunda bölge ülkelerinin buna destek vermeye hazır olduğunu" söylediklerini hatırlattı.
Bakan Fidan, "Fakat gelişen olaylar karşısında gördüğümüz şu; Netanyahu hükümeti ve onun çizgisinde olanlar, var olan olayları İsrail'in yayılmacılığı için kullanmaktalar. Burada Suriye'deki işgalin devamı, Lübnan'daki işgalin devamı, Batı Şeria'nın giderek provoke edilerek bir ilhaka tabi edilmeye çalışılması, Gazze'deki Filistinlilerin Gazze'den sürgün edilmesi, bunlar şu anda ortaya konan cari planlar ve çalışmalar." dedi.
İsrail'in kendi güvenliği adına özellikle sınırdaş Ürdün, Lübnan ve Suriye'de bir "zayıflık ve istikrarsızlık ortamı yaratma konusunda bir proje geliştirdiğini" vurgulayan Fidan, "Hatta bunun da daha ötesine giderek ikinci kuşakta bulunan ülkelerin belli askeri kabiliyetleri kazanmaması yönünde ABD'yle de ciddi bir şekilde çalışıyor." diye konuştu.
'İSRAİL ABD'Yİ FORKLIFT GİBİ KULLANIYOR'
Bakan Fidan, şunları kaydetti:
"Bütün bu politikaların amacı ne? 'Ben kendimi güvende hissetmiyorum. Önleyici bir güvenlik stratejisi takip edeceğim. Bunun yolu işgalden geçiyor. Bunun yolu askeri saldırganlıktan geçiyor. Bunun yolu benim etrafımda bulunan nüfusu Arap ve Müslüman olan bütün ülkeleri baskı altına alıcı bir politika. Bu politikada kendim yettiğince kendi gücümü kullanacağım, yetmediği zamanda Amerika'yı getireceğim, bir forklift gibi kaldıraç olarak bölgede kullanacağım.' Şu anda devam eden politika bu. Bu, çok riskli bir politika."
İsrail'in bu politikasının çok ciddi geri tepebileceğine işaret eden Fidan, "(Bu politika) Bölgeyi istikrarsızlaştırdığı, bölgeyi bütün risklere, terör dahil, açık hale getirdiği gibi İsrail'in güvenliğine de hizmet eden bir politika değil. Onun için bizim tavsiyemiz hala fırsat varken bu intihar politikalarından Netanyahu hükümetinin vazgeçmesi, uluslararası toplumun bir an önce bu konuda gerekli telkinde ve baskıda bulunması." şeklinde konuştu.
Fidan, "Aksi takdirde her türlü şeyi kontrol altına aldığınızı düşünürsünüz ama beklemediğiniz bir noktada başka bir kriz, başka bir kaos kendisini gösterir. Umarım yol yakınken dönerler bu politikadan." ifadesini kullandı.
LAVROV: SAATLERCE MÜZAKERELERDE BULUNDUK
Lavrov da Ukrayna'nın NATO'ya girmemesi gerektiğini belirterek, 'Bu hata olur, kesin sonuç alınırsa savaş duracak' açıklamasını yaptı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ortak basın toplantısında "Sayın Fidan ile saatlerce müzakerelerde bulunduk. Son görüşmemiz G20 toplantıları çerçevesindeydi. Enerji ve finans sektöründe işbirliğimizi, ulaşımda ve turizm sektöründe işbirliğini konuştuk" dedi.
Lavrov, "Akkuyu'daki nükleer santral konusunda da görüşmeler gerçekleştirdik. En hızlı şekilde bu reaktörlerin devreye girmesi için çalışıyoruz. Çalışmalar 24 saat devam ediyor" diye ekledi:
'ABD'NİN GÖRÜŞÜ TUTARLI'
Lavrov, ABD ve Rus heyetlerin Riyad'daki barış müzakerelerine değinerek şunları söyledi:
Zelenskiy için) Fikirleri sık sık değişiyor, Avrupa ülkelerinin de fikirleri sık sık değişiyor. Bu noktada ABD'nin görüşü tutarlıdır. Kesin sonuca ulaştığımız zaman bu sonuç duracak.
Sayın Putin defalarca söyledi, biz İstanbul'da bulunduk, neredeyse anlaşmanın imzalanmasına bir paraf kala Boris Johnson bunu engelledi. Ukrayna delegasyonunun o zamanki başkanı kamuya açık şekilde şunu söyledi 'Evet bu doğruydu, biz anlaşmayı imzalamaya üç sene önce hazırdık ama bize yasakladılar.
ABD İLE RUS BÜYÜKELÇİLİK FAALİYETLERİ
(ABD’yle) Büyükelçilik faaliyetlerini başlatmak için bu hafta kapsamlı istişareler yapılacak. Umarım suni engellerle karşılaşmayız.