30.12.2024 - 18:12 | Son Güncellenme:
Bir canlının boyutu büyüdükçe, vücudunu desteklemek için gereken iskelet ve kas sisteminin de aynı oranda güçlenmesi gerekir. Tabii ki organları, sinir sistemini, damar yapısını da unutmamak gerek. King Kong gibi bir yaratığın gerçek dünyada ayakta kalabilmesi, nefes alabilmesi ve devasa kaslarını hareket ettirebilmesi için çok sayıda bilimsel koşulun, adaptasyonun bir araya gelmesi gerekiyor. Peki, bu tür bir yaratığın var olabilmesi için neler gerekir veya hangi sınırlar onun varlığını imkânsız kılar?
Doğada büyük canlıların varlığını sınırlayan önemli faktörlerden biri, "Kare-Küp Yasası" olarak bilinen fiziksel bir prensiptir. Bu yasaya göre, bir canlının boyutu büyüdükçe hacminin ve ağırlığının küp oranında artacağını, ancak kemik ve kaslarının güçlenme kapasitesi sadece yüzey alanıyla sınırlıdır. Yani, King Kong’un devasa boyutu, kemiklerinin o ağırlığı taşımasını neredeyse imkânsız hale getirir. Bu sebeple, böyle bir yaratık hareket etmeye çalışırken büyük ihtimalle kendi ağırlığının altında ezilirdi, Kemikleri, kas sistemi vücudunu taşıyamazdı.
King Kong gibi devasa bir canlının hayatta kalabilmek için aynı şekilde devasa miktarda enerjiye ihtiyaç duyar. Ortalama bir goril bile günde kilogramlarca meyve ve bitki tüketirken, King Kong’un binlerce hatta on binlerce kaloriye ihtiyaç duyması muhtemel değil mi? Peki, bu kadar büyük miktarda yiyecek bir ekosistemde nasıl sağlanabilir, hem de düzenli olarak? Ayrıca, King Kong’un dev kalbini çalıştıracak kadar oksijen sağlayabilecek bir solunum sistemine de sahip olması gerekir. Bu ise gerçek hayatta neredeyse imkânsızdır.
Modern bilim böyle bir yaratığı üretme potansiyeline sahip mi, o nokta da net bir şey söyleyemeyiz. Ancak genetik mühendislik alanındaki gelişmelerle birlikte, teorik olarak büyük boyutlu bir primat üretmek mümkün görünebilir. Fakat bu durum, etik sorunları ve çeşitli çevresel etkiler gibi pek çok karmaşık sorunları da beraberinde getirir. Dahası, genetik olarak bir canlının bu kadar büyümesi, büyüyebilecek nitelikte olması, doğada dengelerin bozulmasına yol açabilir. Kendi ellerimizle insan soyunu ortadan kaldırabilecek bir yaratık-canlı ortaya çıkarabiliriz.