28.08.2023 - 04:44 | Son Güncellenme:
Gülce Halıcı
Gülce Halıcı, Mimar- Günümüzün tüketim odaklı yaşam akışının kesintisiz devam edebilmesi için durmaksızın üretim sağlayan fabrikalar, veri merkezleri, depolar metropol periferinin vazgeçilmez parçaları haline geldi. Mekanları tanımlayan parametrelerin belki de en önemlisi olan insan ölçeğinden farklı olarak makine ve robotik teknolojilerin ölçeklerini referans alan bu tür yapılarda insanlar genellikle sadece süreçleri denetlemek üzere “sınırlı kullanıcı” rolünü üstleniyor. Dolayısıyla endüstriyel ve lojistik yapıların mekansal organizasyonları; makine ve ekipman ölçeği, zaman kullanımı, teknik gereksinimler ve sirkülasyon verimliliği gibi kriterlere dayanıyor. Geçmişteki örnekleri genellikle nitelikli mimarlık normlarından yoksun olan endüstriyel ve lojistik yapıların güncel versiyonları, üzerinde tartışmaya değecek yeni bir mimari dil üretme potansiyeline sahip. Makineler için tasarlanan bu yapıların çağdaş örnekleri, baskın teknoloji ve mühendislik unsurlarıyla biçimlenseler de coğrafi ve kültürel bağlamla olan uyumları ve sürdürülebilirlik kriterleriyle ele alınan tasarımlarıyla mimarlar için ilginç bir sorgulama alanı haline geliyorlar. Bu ayki dosya sayfalarımızda, endüstriyel organizasyonun farklı zorunluluklarını, ölçek ve yaklaşımlarını kriter alarak adeta makineler için tasarlanan yeni nesil endüstriyel ve lojistik yapıların mimari potansiyellerine dikkat çekmeyi amaçladık ve ileri teknolojiyi kültürel ve coğrafi bağlam, estetik ve sürdürülebilirlikle bir araya getiren çağdaş örneklerini bir araya getirdik.
Ensamble Studio’nun Madrid’de tasarladığı Fabrika Ensamble, mimarlar tarafından mimarları için tasarlanan bir fabrika ve laboratuvar. Stüdyo’nun geçmiş yıllarda geliştirdiği hibrit çelik-betonarme yapı teknolojisini test eden, yüksek katlı ve uzun açıklıklı yapıların inşasına yenilikler getiren fabrika, on iki portikodan oluşuyor. Dört katlı çelik yapı hafif olmasının yanı sıra dijital üretim, otomasyon ve robotik gibi en ileri teknolojiler bir araya getirilerek inşa edilmiş. Galvanizli çeliklerin montajının ardından yekpare bir görünüme kavuşan fabrika üretim tesisleri ve ofis alanlarını içeriyor. Yüzlerce yıldır aynı şekilde inşa edilen fabrika yapılarına yeni bir soluk getirmeyi amaçlayan mimarlar yapı içerisinde yapılacak üretimlerle de inşaat malzemeleri sektöründe kalite, verimlilik, güvenlik ve ekonomiyi garanti ediyor.
Davood Boroojeni Office tarafından tasarlanan Shamim Polimer Fabrikası’nda boşluklu ve avlulu yapılaşma ile mekansal hiyerarşi kurgulanırken sürdürülebilir malzeme kullanılarak yerel mimari özelliklere ve yapının iklime ayak uydurmasına özen gösterilmiş. Polimer maddelerin üretildiği fabrikada üretim, ofis ve araştırma departmanları bulunuyor. İran’da bulunan diğer fabrikalardan farklı olarak her iş faaliyeti için mimari tasarımda değişikliğe giden mimarlar mekanları birbirine bağlayarak ve aralarında kütlesel boşluklar yaratarak aynı zamanda bir orta avlunun oluşmasını sağlamış. Shamim Polymer Fabrikası’nın tasarımında istenen mekansal kalite, yerel mimari, iklim ve malzeme kullanımı gibi unsurlar dikkate alınmış. Endüstriyel kullanımlar tasarlanırken üretim verimliliği artırmak için dikey eksenler stratejisi uygulanmış.
Gad·line+ studio tarafından otomobil teknolojileri alanında yenilikçi bir kuruluş olan Zhejiang Perfect için tasarlanan Zheijang Üretim Fabrikası kolektif yaşam bilinci uyandırma hedefiyle biçimlenmiş. Endüstriyel üretim için gerekli olan süreç akışı cephe boyunca ilerleyen kırmızı sirkülasyon şeridiyle anlatılırken üretilen malzemelerin taşınma rutini konusunda da bir yol haritası çizilmiş. Üretime dayalı lojistik düşüncesinden hareketle, yapının bölümleri arsanın kenarı boyunca maksimum ölçüde uzatılmış. Tahliye merdivenleri ve yürüme yollarının yardımcı sirkülasyon hatları, üretim alanlarında iç mekan düzenlemesini özgür hale getirmiş. Yola ve nehre göre düzenlenen kütleler beyaz çelikten ve cam profillerden üretilmiş. Yarı saydam iç mekan atmosferleri sunan cam, üretim faaliyetleri için gerekli olan ışığı da bina içerisine alıyor.
Jutland'ın merkezinde Danimarka’nın en güzel vadilerinden birinde yer alan Hammershøj Tuğla Fabrikası Cubo Arkitekter tarafından tasarlanmış. Tuğla Fabrikası, showroom, tuğla üretim tesisi ve yönetim binasından oluşuyor. Danimarka tuğlasının klasik oranlarına sahip dört "büyük boyutlu tuğladan" oluşan bir bileşimden esinlenen yapının her cephesi farklı tonda tuğlalar içeriyor. İlk bakışta homojen görünen Hammershøj Tuğla Fabrikası birbirinden farklı dört tuğlanın karışımı ile kurgulanmış. Masif ve istiflenmiş tuğla hissiyatı uyandıran yapının iç mekanlarında sergi alanları ve üretim için mekanlar bulunuyor.
Benthem Crouwel Architects tasarımı AM3 Datacenter modern, fonksiyonel, verimli, sürdürülebilir bir anlayışya tasarlanmış. Veri merkezindeki makinelerin yaydığı büyük miktardaki ısının bina içerisinde kullanılmasını sağlayan teknik sistemlere sahip yapı, sel gibi feaketlerden korunmak için zemin seviyesinden 4.2 metre yukarıda bulunuyor. Yapı ile zemin arasındaki bu boşluk, yükleme, boşaltma ve depolama gibi çeşitli lojistik işlevler için kullanılıyor. Şeffaf ve aydınlık bir izlenim sunmak isteyen yapıda ışığın kısıtlanması gereken kısımlarda duvar kaplaması çift cidarlı şekilde tasarlanmış.
Milano’da gözlük sektörünün önde gelen firmalarından biri olan Luxottica için Park Associati tarafından tasarlanan yeni dijital fabrika, General Electric’in endüstriyel mirası olan bir yapıya koruma müdahalesi yapılarak tamamlanmış. Tarihi ve değişimi biraraya getiren bu müdahale ilhamını açık ve esnek konteynır yapılarından alıyor. Mekanın kendine özgü unsurlarına dikkat çeken tasarım ekibi, kaliteye azami önem vererek, teknolojik açıdan yenilikçi malzemeler kullanarak ve modern mimari çözümler arayarak tasarımı tamamlamış. Mevcut endüstriyel binayı, ana hacimlerini ve her şeyden önce karakterini koruyarak, hem cepheye hem de iç mekana çağdaş ve kaliteli eklemeler yapılmış.