09.05.2018 - 16:52 | Son Güncellenme:
AA
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Rekabet Kurumu Fındık Sektör Araştırması Raporu Takdim ve Değerlendirme panelindeki konuşmasında tarım sektörünün, milli ekonomi için vazgeçilmez olduğunu söyledi.
Fındık, kayısı, incir pamuk gibi ürünlerin Türkiye'nin stratejik ürünleri olduğunu belirten Tüfenkci, bir yanda sanayileşirken, tarımda da iyi noktaya gelmek istediklerini, tarımı ihmal etmeme adına her türlü desteği verdiklerini, vermeye de devam edeceklerini anlattı
Tüfenkci, hızla artmakta olan ve 2050 yılında 10 milyara ulaşması beklenen dünya nüfusu göz önüne alındığında tarım sektörünün öneminin her geçen gün arttığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Ülkemiz geniş tarım arazileri ve elverişli iklim yapısı ile çok büyük bir tarımsal potansiyele sahiptir. Dünyada üretici olarak lider konumda olduğumuz fındık, tarım ürünleri ticaretimizde oldukça önemli bir paya sahiptir. Ülkemizde yaklaşık 735 bin hektarlık alanda, 400 bin fındık üreticisi tarafından fındık üretimi yapılmaktadır. Ticari fındık üretiminin tamamına yakını Ordu, Giresun, Düzce, Sakarya, Zonguldak, Artvin, Bartın, Kocaeli, Sinop, Gümüşhane, Kastamonu ve Rize'de gerçekleştirilmektedir.
Dünya fındık üretim alanlarının yüzde 80'ine sahibiz, üretimin ise yüzde yüzde 70'i ülkemizde yapılıyor. 400 bin tonu aşan üretim hacmimiz bulunmakta. Ülkemizde, üretilen fındığın yüzde 15-20 kadarı iç piyasada tüketiliyor, yüzde 80-85'i ise ihraç ediliyor. Türkiye, 2005–2015 yılları ortalaması 226 bin ton olan iç fındık ihracatı ile dünya fındık ihracatının yaklaşık yüzde 80'inini karşılamakta."
Yakın zamanda Türkiye'ye rakip olacak büyüklükte bir ülke bulunmadığına dikkati çeken Tüfenkci, Türkiye'de fındık yetiştiriciliğinde alınan verimin ise dünya ortalamasının çok geride olduğunu dile getirdi.
Tüfenkci, ekim alanlarının ya da arzın daraltılmasından çok verimin artırılması konusunda neler yapılabileceğinin tartışılması gerektiğine işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Evet bizim ülkemizdeki fındık ağaçlarının çoğu yaşlı. Bir fındığın ortalama 25-30 yaş ömrü olması gerekirken, bizde 70 yaşında fındık ağaçları olduğunu görüyoruz. Bunu gençleştirerek, küçük dokunuşlarla ton başındaki verim oranlarımızı, dekar başı verimliliğimizi rahatlıkla yüzde 50 artırabiliriz. Rekabet Kurumu, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun verdiği görev ve sorumlulukları herhangi bir sektör ayrımı gözetmeksizin yerine getiren etkin bir kamu kurumudur.
Kurumun rekabet mevzuatını uygularken ülkemizdeki tüm sektörlerle etkileşim halinde olması, birçok sektördeki sorunlara ilişkin önemli bilgi birikimi edinmesine ve bu sorunlara bütüncül bir bakış açısı geliştirmesine imkan tanımaktadır. Bu bakımdan Rekabet Kurumu, sadece karteller ve tekellerle mücadele etmemekte, zaman zaman yayınladığı sektör araştırmaları raporları ile ülke ekonomisi bakımından önemli alanlardaki sorunlara dikkat çekmekte. Bu raporlar aynı zamanda sonuç odaklı bir tartışma için sağlam temelleri olan fikri ortam hazırlamakta, sonuçlarını inceleyeceğimiz Fındık Sektör Araştırması da bu tür bir çabanın sonucunda ortaya çıkmıştır."
"FINDIK, ELBETTE ÜLKEMİZ AÇISINDAN SADECE BİR TARIM ÜRÜNÜ DEĞİL"
Fındığın Türkiye için sadece bir tarım ürünü olmadığının altını çizen Tüfenkci, tarımda üretim kadar, üretilen malın satılmasının da önemli olduğuna dikkati çekti.
Tüfenkci, işin üretim ve arz ile ticari boyut olmak üzere iki boyutu olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Lisanslı depoların sonuçlarını ileriki aylarda çok daha net göreceğiz ve lisanslı depoları daha da yaygınlaştıracağız. Burada sadece bir sorun var, lisanslı depoları vatandaşlarımız sadece bir depo olarak görüyor, tüccarlarımız esasında lisanslı depoların yaygınlaşmasını çok istemiyorlar.
Neden istemediklerini tartışabiliriz ama bu depoların üreticiler, birliklerimiz tarafından değerlendirildiğinde bunun tüccarlarımıza çok büyük katkısı olacağını zaman içinde görecekler."
"TOPLAM 113 ADET ŞİRKETE GÜMRÜK VE TİCARETE BAKANLIĞI OLARAK KURULUŞ İZNİ VERDİK"
Tüfenkci, "Ürün İhtisas Borsası'nın bütün altyapısı, mevzuatlarını, şirketleşme noktasındaki çalışmalarını bitirdik, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) Sermaye Piyasası Kurulu'ndan (SPK) izni kaldı onu da kısa zamanda tamamlatıp umuyoruz seçimlerden önce hayata geçirmiş olacağız." ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz aylarda Giresun'da 17 bin ton kapasiteli lisanslı fındık deposunun açıldığını anımsatan Tüfenkci, doluluk oranının şu an yüzde 80 olduğunu, bu depo sayılarını daha da artıracaklarını söyledi.
Tüfenkci, bugüne kadar, toplam 113 adet şirkete Gümrük ve Ticarete Bakanlığı olarak kuruluş izni verdiklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"39 tanesinin lisanslı depo olarak faaliyete geçmesini sağladık. Böylece, 2011 yılında 20 bin tonla başladığımız lisanslı depoculuk sisteminde bugün toplamda 1 milyon 785 bin 700 tonluk kapasiteye ulaştık. Kuruluş izni almış 113 şirketi faaliyete geçtiğinde Türkiye'de 10 milyon tonluk lisanslı depo kapasitesine ulaşacağız. Bundan sonra lisanslı depo lisansını da her önüne gelen şirkete vermeyip, il il analiz yaparak, gerçekten ihtiyacı var mı yok mu bakacağız. Ülkemizin bir lisanslı depo çöplüğüne dönmesini de istemiyoruz."
Sektöre bakanlık olarak her türlü desteği verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini dile getiren Tüfenkci, hükümet olarak da fındık alanında bir çok destek verdiklerini anımsattı.
Alan bazlı desteği çoğu sektörün istemesine rağmen fındığa verdiklerini aktaran Tüfenkci, fındığın üretim kalitesini ve verimliliği artırmanın önemli olduğunu söyledi.
Bakan Tüfenkci, "Biz fındığın geleceğini gerçekten iyi görüyoruz. 24 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye bir makas değiştiriyor, yeni bir sisteme geçecek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte daha etkin ve hızlı karar alabilen hükümet yapılarıyla fındıktaki bir takım sıkıntıları da daha etkin ve hızlı çözümlerle çözeceğiz, üreticinin ve ticaretini yapanın önündeki engelleri kaldırmış olacağız." diye konuştu."