Kadınların gücü fındıkla birleşince
Türkiye bir fındık ülkesi ama gençler biraz uzak duruyor fındık bahçelerinden. Ancak 4 kız kardeş, fındığa öyle bir dokunmuşlar ki, Belçika’ya fındıklı çikolata ihraç etmeye başlamışlar...
Giresun’da 2 ay önce bir fındık çalıştayı düzenlendi. O çalıştaya katılan Giresun Valisi Mehmet Fatih Serdengeçti’nin bir tespiti son derece çarpıcıydı: “Dedelerinin diktiği fındığa bugün torunlar bakmıyor. Gençler, bahçelerinin sınırını bile bilmiyor.”
Oysaki fındık, o yöre için âdeta eşsiz bir hazine. Çünkü dünya fındık üretiminin yüzde 70’ini tek başına Türkiye yapıyor ve özellikle çikolatanın değdiği hemen her gıda ürününün en temel hammaddesi fındık. O yüzden fındık ihracatında da yüzde 70’lik bir paya sahip Türkiye. Ama buna rağmen, hem fındık bahçeleri hem de fındığı üretenler yaşlanıyor. Gençler ise bu zengin mirasa sahip çıkmak konusunda pek de istekli görünmüyor. Bu gidişatı önlemenin tek yolu, fındıktan katma değerli inovatif ürünler üretebilmek. Aynı Trabzonlu 4 kız kardeşin yaptığı gibi.
Seyyare Sungur, Sinem Sungur, Demet Sungur Gedikli ve Kübra Sungur Bal… Aileleri fındık tarımı ve ticareti ile uğraşan 4 kız kardeş. Bundan 10 yıl önce, yörenin en önemli tarım ürünü olan fındığı işleyerek, yepyeni bir kariyere yelken açmışlar. Kurdukları “Fındık Ocağı” markasıyla önce doğal ve katkısız fındık ezmeleri üretmeye başlayan Sungur kardeşler, zamanla ürün çeşitlerini geliştirip yeni tarifler oluşturarak, dünyaya açılmayı başarmış. Şimdi, ABD ve Dubai başta olmak üzere onlarca ülkeye, fındık ve çikolatalı ürünler satıyorlar. Ve bu başarıları onlara, KAGİDER’in 2024 yılı “Türkiye’nin Yöresinde Sürdürülebilir Fark Yaratan Kadın Girişimcisi” ödülünü getirmiş.
“Çilesini tozunu biz çekiyoruz”
Seyyare Sungur, Karadeniz Teknik Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı mezunu. Mezun olduktan sonra ailesine ait fındık kırma tesisinde çalışırken şunu fark etmiş: “Fındığın bütün çilesini tozunu biz çekiyoruz. Avrupa’ya âdeta altın tepside sunduğumuz fındığı, çikolatanın içinde 2-3 kat fazla para ödeyerek geri alıyoruz.” “Neden biz de kendi çikolatalı ürünlerimizi yapamayalım” diye yola çıktıklarını ve 50 metrekarelik bir dükkânda el yapımı çikolata reçeteleri üzerine çalışmaya başladıklarını anlatan Sungur, “Fındığı katma değerli ürüne dönüştürebilmek amacıyla fındık ve çikolatayla yapılabilecek tüm ürünleri üretme hedefiyle işe başladık. Çünkü çikolata evrensel bir dil. Fındık çikolatayla birleştiğinde dünyanın her coğrafyasına hitap edebiliyor. “Belçika’ya fındık göndereceğimize, onlara fındıklı çikolata satabiliriz” diye işe başladık ve bunu başardık da. Bugün Belçika dâhil Avrupa’nın birçok ülkesine fındıklı çikolatalarımızı gönderiyoruz” diyor.
“Tarifleri bölge halkıyla paylaşıyoruz”
Sungur kardeşler, zamanla üretim alanlarını 800 metrekareye çıkarmışlar. Şimdi de 2 bin metrekarelik yeni bir tesis kuruyorlar. Bu tesiste, bir eğitim merkezi de açacaklarını aktaran Seyyare Sungur, eğitim merkeziyle fındık tarımının sürdürülebilirliğini sağlamayı hedeflediklerini anlatıyor: “Fındığın bölge için önemini anlatabilmek adına, en başından beri üretim alanımızda halka açık workshoplar düzenledik. Bunu geliştirerek devam ettireceğiz. Çünkü şeflerden öğrenip geliştirdiğimiz el yapımı taze çikolata tariflerini bölge halkıyla paylaşınca, insanların vizyonlarının da değiştiğine tanıklık ediyoruz. Çocuklar gençler, son ürünü görünce şaşırıyor, fındığın kıymetinin farkına varıyorlar. Ve bu farkındalıkla ailelerinin bahçelerine de uzun vadede sahip çıkacaklarına inanıyorum.”
Dubai (vs) Trabzon çikolatası
Fındık Ocağı’nın en popüler ürünü Trabzon Çikolatası. Dubai çikolatası rüzgârı esnasında, Antep fıstığı yerine fındık ve kadayıflı bir çikolata ürettiklerini ve buna Trabzon Çikolatası ismini verdiklerini anlatan Sungur, ürünün sosyal medyada viral olmasıyla birlikte satışlarının da bir anda arttığını belirtiyor.