Kuru pantolonla balık tutamazsın

Selen Kocabaş, 25 yıllık bir tecrübeye sahip. Peryön İnsan Yönetimi Derneği’nin ilk kadın başkanı. Mücadeleciliğini babasından alan bir kadın. Üniversiteden mezun olduğunda “ne yapmak istemediğini” öğrenmenin, kendisi için çok önemli olduğunu anlatıyor Kocabaş. Hayatın iş ve özel yaşamıyla bir bütün olduğuna inanıyor. Kendi yolculuğunun ise tek bir rotada geçmediğini, hatta dolu dolu geçtiğini söylüyor. “Önemli olan yaratılan değer” diyen Kocabaş’ın hayatı, “insan, teknoloji, iş, dijital, kadın, yeni nesil” konuları ile çevrelenmiş. Kadın, teknoloji ve girişimci ekosistemi etrafında dönen sivil toplum işleri ise gözbebeği. Elinize bir kalem alın, çünkü bu röportajda altını çizeceğiniz cümleler var.

- Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Öncelikle anne, eş, evlat, dost; yaratmaya, üretmeye daima istekli, çevresindeki insanlarla iz bırakmaya gönüllü bir kadın diyebilirim. Hayat beni yaşadığım ve çalıştığım ortamlar ile “insan, teknoloji, business, dijital, kadın, yeni nesil” konuları ile kuşattı. 28 yıllık iş tecrübemde Koç Grubu- Arçelik, Marshall Boya, Danone, Turkcell ve şu anda stratejik ve start-up işleri, yönetim kurulu üyelikleri ve kadın etrafındaki STK’lar benim ana hikayemi oluşturmakta. STK’lar tarafı biraz uzun Peryön İnsan Yönetimi Derneğinin ilk Kadın Başkanı, Etik ve İtibar Derneği’nin Kurucu Üyesi, Yönetim Kurulunda Kadın Derneği ve Yeniden Biz Derneğinin Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi, Endover Danışma Kurulu üyesi ve mentor. Ve son bebeğimiz 16 Mart’ta doğdu. Teknolojide Kadın Derneği W-tech. Derneğin Kurucu Eş Başkanıyım.

- Sizi lider ya da kişi olarak olgunlaştıran bir başarısızlık anınız var mı? Paylaşabilir misiniz?

Marshall dönemimde bende çok izi olan bir hikayemi paylaşayım. Benimle çalışan bir arkadaşımızla yola devam etmeme kararı almıştık, arkadaşım bana bağlı idi, ancak yöneticimin ona teşekkür edecek olması ilk anda beni hafifletmişti. Ancak ayrılış sürecinden sonra bu arkadaşım benimle konuşmadı ve haklıydı. Bu olay sonraki hayatımda ne olursa olsun Selen olarak benim pozitif ya da negatif samimiyetle iletişime geçmem için vesile oldu. Çok sayıda kişiyi işe aldım, işten çıkarttım, terfi ettirdim, geri bildirim verdim olumlu ya da olumsuz. Kimseyle küs kalmadım. Keza Kıymet ile de geçenlerde keyifle mesajlaştık.

- Yönetici kadın olmak hakkında doğru bilinen yanlışlar nelerdir?

Kadın tepe yönetici olarak yaşayabilmek için demir lady olmak gerekir. Kadınlar kadınlarla çalışmak istemez, desteklemez. Kadınlar için iş her şeyin önünde gelir, çocuklarına vakit ayıramazlar. Hızla aklıma gelenler

- Sektörünüze girecek bir girişimci ve yeni mezuna önerileriniz nelerdir?

Teknoloji dünyası, dijital dünya insanımız için fırsat. Hayat düsturumu paylaşmak isterim “Bir şeyi yapmak için o şeyi çok sevmek gerekir. Sevmeden hiçbir şey olmaz. Ancak bir şeyi tutkuyla sevmek için ise o şeye deliler gibi inanmak gerekir.”

Ve 5’li felsefem: Ne yapıyorsan tutkuyla yap! Her şey emek ister, çalış, çok çalış! Karşındakini özel hissettir! Öğrenmeye aç ol! Zamanını ve enerjini iyi yönet!

Şirketler çalışanlarla değil, çalışanlar pek çok şirketle çalışacak. Robotlarla insanlar işleri paylaşacak. İnsan Kaynakları değil, çalışanı ve müşteriyi yönetecek insan deneyimi odaklı tekbir fonksiyon olacak ve tedarikçi, iş ortakları da dahil tüm paydaşları yönetmek odağında olacak. Konvansiyonel işleri platform iş modelleri alacak ve herkes herkesin müşterisi ve değer paydaşı olacak. Özetle dilimize İngilizce’den yeni yerleşen prosumer (üreten /tüketen) coopetition (rakip/paydaş) gibi kavramlar hayatımızın uygulama merkezinde olacak.

- Çocuklarınıza ne kadar vakit ayırıyorsunuz?

Canım oğlum Sarp, 21 yaşında Boston’da okuyor. Çocukken ben gelmeden uyumaz ve birlikte mutlaka kitap okurduk, en favori kitabımız Küçük Prens’ti. Şimdi de her akşam mutlaka sesimizi duymaya özen gösteriyoruz. 2 dakika da olsa karşılıklı günümüzü değerlendiriyoruz.

- Hayatınızın dönüm noktası ne idi?

Kurumsal iş hayatıma Koç Grubunda MT olarak başlamam, Marshall’dan sonra önüme çıkan iki fırsattan Danone’yi değerlendirmem, bu deneyim beni farklı sulara taşıdı.

- Hedeflerinizi nasıl koyarsınız? Şimdi, 1 yıl, 5 yıl, 10 yıl...

Öncelikle mutlaka hedef koyarım. Disiplinli ve planlı bir kişiyimdir. O nedenle hemen yarın için koyabildiğim gibi yıllık, birkaç yıllık planlarım ve hedeflerim olur. Ancak artık hayat o kadar hızlı ve değişken ki geçmişte olduğu kadar uzun vadeli hedefler koymamaya çalışıyorum.

- 20 yaşına dönseydiniz neyi farklı yapardınız?

Merak ettiğim ve ilgilendiğim, sevdiğim şeyleri deneme fırsatı yarattım ve yaptım ana hatları ile. “Sen neye hazırsan o sana hazırdır, kuru pantolonla balık tutamazsın” ifadeleri bana aittir. Çok büyük bir değişim veya farklı şunu yapardım diyemiyorum, çünkü zaten farklılaşarak, farklı şeyler yaparak bugünlere geldim.

‘KIRMIZI RUJ OLMAZSA OLMAZ’

- Şu an hangi kitabi okuyorsunuz? Kitap önerisi:

Şu anda eş zamanlı olarak 21.Yüzyıl için 21 Ders- Hariri, Ustalık Gerektiren Kafaya Takmam Sanatı M.Manson okuyorum. Eyvah CEO Doğuruyor Değerli Arkadaşım Murat Yeşildere’nin kitabını okudum.

- Çantanızda olmazsa olmaz ne var?

IPhone (hayata bağlantım) ve kırmızı ruj (kendimi iyi hissederim)

- Sabah çay mı kahve mi?

Mutlaka ikisinden biri. Kahvaltı etmiyorsam kahve, kahvaltı edebiliyorsam önce çay

- Gizli kahramanız kim?

Konusuna göre farklı kahramanlarım olur dönem dönem. İyi bir gözlemciyimdir.

Kız kardeşim! Biz çalışma hayatında birbirimize destek olmak için BinYaprak’ta hep bir arada olan kadınlarız. Dijital işte kız kardeşlik networküyüz. İlham veren İlk Yapraklarımız, bize destek olan İlham Veren Şirketlerimiz, aklımızdaki soruları cevaplayan ve cesaret veren kadınlarımız, kadının iş hayatında yükselmesi için ben de varım diyen erkeklerimiz ile 10 bin üyelik ‘ilham ve destek’ platformuyuz. Hikayenin ve tecrübenin biricik olduğuna inanıyor ve seni çok merak ediyoruz!