Eğitim modelini iyi inceleyin!

Türkiye’de tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) hazırladığı müfredatı uygulamak zorunda. Ancak özel okulların çoğu, çocukların ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarmak, onlara özgüven kazandırmak, kendilerini doğru ifade edebilmelerini sağlamak amacıyla dünyaca bilinen eğitim modellerinden yararlanıyor. Bunlar arasında Montessori, Reggio Emilia, Waldorf, High/ Scope öne çıkıyor.

Anaokulundan liseye kadar uygulanan bu eğitim modellerinin hepsinin amacı ve yöntemi farklı. Ülkelerin kültürleri, eğitim sistemleri ve öğrenci sayılarına göre şekillenen bu modellerden olumlu sonuçlar alındıkça, uygulandığı okul sayısı her geçen gün artıyor. Okul tercih ederken bilgi sahibi olmanız gereken eğitim modellerini derledik… 

Sorumluluk öğretiliyor

Montessori: İtalya’nın ilk kadın tıp doktoru Maria Montessori’nin geliştirdiği Montessori eğitim modelinin temeli, çocukların deneyimleyerek ve faaliyet yaparak daha iyi öğrenebileceğine dayanıyor. 1896-1907 yılları arasında zekâ engelli çocuklarla çalışan Maria Montessori, 1907’de Roma’da fakir bir semtte çocuklar için açılan bir okulun başına geçti. Buraya “Çocuklar Evi” adını verdi. Okulda zihinsel engelli çocuklarla çalışırken geliştirdiği eğitsel görüşleri başarıyı getirdi. Montessori Metodu adlı kitabı 1912’de İngilizceye çevrilince görüşleri dünyaya yayıldı. Çocukların faaliyet yaparak daha iyi öğreneceğine inandığı için okul ortamını çocukların fiziki gelişimine göre düzenledi. Bu eğitim modeline göre çocuk aktif olmalı, sorumluluk almalı, öğretmen ona rehberlik etmeliydi.

Merkezde çocuk var

Waldorf: Almanya’da 1919’da bir filozof ve eğitimci olan Rudolf Steiner’ın geliştirdiği Waldrof eğitim modeli çocuğu merkeze alan bir felsefeyle hareket etmekte. Steiner, çocukların bir bütün olarak, her bakımdan gelişmesini istiyordu. Waldrof okullarında eğitim oyun temelli. İnsanın doğuştan iyi olduğu kabul edilir. Eğitimin amacı insanda var olan iyiyi ortaya çıkarmak.

Uygulama ağırlıklı

Reggio Emilia: İtalya’da Reggio Emilia kasabasında ortaya çıktı. İkinci Dünya Savaşı’nın 1945’te sona ermesinden sonra psikolog Loris Malaguzzi ve kasabadaki ebeveynler tarafından geliştirildi. Bu eğitim modelinin temeli çocukların ilgi duydukları alanlarda proje yaparak öğrenmelerine dayanıyor.

Duyularla deneyimleme

High/Scope: 1962’de Amerikalı psikolog David P. Weikart ve meslektaşlarının geliştirdiği High/Scope, erken çocukluk eğitiminde etkin öğrenmeyi temel alıyor. Öğrencilerin yeni bir kavramı dokunma, tatma, görme, duyma, koklama gibi duyuları aktif kullanarak deneyimleri sonucu keşfettiği modelde çocukların yaratıcı, sorgulayıcı olmaları, kendilerini kolay ifade edebilmeleri amaçlanıyor.