08.02.2022 - 08:30 | Son Güncellenme:
ABD Başkanı Joe Biden ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Rusya ve Ukrayna arasındaki artan gerilimi görüşmek üzere Beyaz Saray'da bir araya geldikten sonra ortak bir basın toplantısı düzenledi. İkili yaptıkları ortak açıklamada, müttefiklerin birlik içinde hareket ettiğini belirterek, Almanya ve ABD'nin krizi çözmek için işbirliğini yaptığını vurguladı. Basın toplantısını başlatan ABD Başkanı Joe Biden, "Almanya'ya, Doğu Avrupa'daki diğer tüm ortaklarımıza ve Avrupa Birliği'ne bu ortak çabadaki çalışmaları için teşekkür ediyorum" dedi. Biden, "Bugün Almanya ile yakın işbirliğini görüştük. Almanya, bizim en güvenilir ortaklarımızdan biri. Birlikte hareket edeceğiz, birleşik olacağız ve bütün adımları beraber atacağız." dedi.
Biden, "Almanya, ABD ile müttefiklerimiz ve ortaklarımızla birlikte bu duruma diplomatik çözümler getirmek için çalışıyor. Almanya ile diplomasinin tüm tarafların ilerlemesindeki en iyi yol olduğu konusunda hemfikiriz" dedi
"Rusya işgal ederse, NATO hazır"
Rusya'nın, Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda NATO'nun harekete geçmeye hazır olduğunu ifade eden Biden, "Rusya ile müzakereleri iyi niyetle sürdürmeye istekli olduğumuzu çok net bir şekilde belirttik. Ancak Rusya Ukrayna'yı işgal etmeyi seçerse, ortaklarımızla beraber hazırız, tüm NATO hazır" dedi.
"Kuzey Akım 2'yi durduracağız"
Biden, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda Rusya'dan Almanya'ya gaz taşıyacak olan bir denizaltı boru hattı olan Kuzey Akım 2’yi durdurma sözü verdi. Biden, “Eğer Rusya işgal ederse, o zaman artık bir Kuzey Akım 2 olmayacak. Buna bir son vereceğiz. Size söz veriyorum, bunu yapacağız" dedi.
"Ukrayna'daki ABD vatandaşları ülkeyi terk etmeli"
Biden, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumuna karşı Ukrayna'daki ABD ülkeyi terk etmesinin "akıllıca" olacağını söyledi. Biden, "şu anda Ukrayna'da bulunan Amerikalıların ülkeyi terk etmeleri bence akıllıca olur. Diplomatik birliklerimizden bahsetmiyorum, orada bulunan Amerikalılardan bahsediyorum"dedi.
"Rusya'ya yüksek bedel ödeyeceği konusunda açık olduk"
Biden ve Scholz, Rusya'nın Ukrayna egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karsı ihlal eylemine geçmesi durumunda "hızlı ve ciddi" yaptırımların uygulanacağına dikkat çekti. Almaya Başbakanı Scholz, "Çok zor bir durumdayız. Ukrayna'ya yönelik askeri bir tehdit var ve buna sessiz kalamayız. Ukrayna sınırında çok sayıda asker görüyoruz ve bu Avrupa güvenliği için ciddi bir tehdit. Bu yüzden birlikte hareket etmemiz ve birlikte durmamız önemli. Bunun için ne gerekiyorsa birlikte yapacağız" dedi.
Scholz, "Biz tek ses olmaya ve işbirliğimizi sürdürmeye devam ediyoruz. Ukrayna'ya karşı bir askeri saldırı olursa Rusya için üzerinde birlikte kararlaştırdığımız, yüksek bedellerin olacağını çok net bir şekilde belirttik" ifadelerini kullandı. Sczholz, Biden ile yüksek bedeller konusunda hem fikir olduğunu belirterek, “Başkan Putin'e karşı ile hem telefonda hem de şahsen çok açık sözlü oldum. Şimdiye kadar uygulanmamış en ağır ekonomik yaptırımları uygulayacağız" dedi.
PUTİN'DEN AÇIKLAMA
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'daki kriz ve kendilerinin ABD ve NATO'ya sunduğu güvenlik garantileri başlıklarını ele almak için Kremlin Sarayı'nda, Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron'u ağırladı. Paris'ten akşam saatlerine doğru uçağıyla Moskova'ya ulaşan Macron havaalanında yaklaşık yarım saat bekledikten sonra Kremlin Sarayı'na geçti. Putin tarafından karşılanan Macron ardından toplantının yapılacağı salona alındı. Birebir formatta gerçekleşen görüşmeden önce Putin ve Macron gazetecilere kısa açıklamalarda bulundu. TSİ 18:33'te başlayan toplantıda liderlerin birlikte yemek yiyerek istişarelere devam ettiği öğrenilirken 5 saati aşkın süren toplantının ardından Putin ve Macron ortak basın toplantısına geçti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin basın toplantısında ilk sözü alan lider olurken yine hedefinde batılı ülkeler ve NATO oldu. Rus ordusunun Ukrayna sınırına konuşlanması ve tatbikatlar yapmasını eleştiren batılı ülkelere ve NATO'ya sert tepki gösteren Putin, "Askeri altyapılarını sınırlarımıza kadar yaklaştıran NATO ve üye devletler, silahlı kuvvetlerimizi nereye ve nasıl yerleştireceğimiz konusunda bize ders vermeye kalkıyor. Rus birliklerinin kendi topraklarındaki eylemleri "Ukrayna'ya karşı Rus tehdidi" olarak sunuluyor" dedi.
"NATO üyeleri Ukrayna'ya silah pompalamaya devam ediyor"
Sözlerinin devamında NATO üyelerini suçlayıcı ifadeler kullanmayı sürdüren Putin, üye ülkelerin Ukrayna'ya yaptıkları silah sevkiyatlarını eleştirerek, "NATO üyesi ülkeler tarafından modern silahların sevkiyatına devam ediliyor ve Ukrayna ordusunun modernizasyonu için önemli ölçüde mali kaynaklar ayırmaya devam ediyor. Elbette bu konuları cumhurbaşkanıyla 6 saate yakın bir süre konuştuk" ifadelerini kullandı. Putin birçok kez dile getirdiği NATO'nun kendilerini düşman olarak gördüğü sözlerini yineleyerek, "NATO'nun eylem planında Rusya düşman olarak görülüyor" şeklinde konuştu.
"Kiev, Minsk anlaşmalarını ortadan kaldırmayı amaçlıyor"
NATO'nun yanı sıra Ukrayna'yı da hedef alan sözler kullanan Putin, Kiev yönetiminin Minsk anlaşmalarını ortadan kaldırmayı amaçladığını iddia ederek, "Kiev'in mevcut yönetiminin Minsk anlaşmalarını feshetmek için bir yol çizdiği kanaatindeyim. Anayasa reformu, genel af, yerel seçimler ve özel statünün yasallaşması gibi temel konularda bir ilerleme yok" derken Minsk'te imzalanan 'Steinmeier formülü'nün hala önemli bir yer edinemediğini belirtti. Putin ayrıca Macron'un, Kiev'e yapacağı ziyareti hatırlatarak burada kendisinin zorlu bir görüşme beklediğini söyledi.
"Ukrayna'nın, Kırım'ı askeri yollarla geri almasına izin vermeyeceğiz"
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'nın, Kırım'ı geri almak için askeri yollara başvurması durumunda NATO ile savaşabileceklerini ima ederek, "Fransa dahil Avrupa ülkeleri Kırım'ın, Ukrayna topraklarına ait olduğuna inanıyor, bizde buranın Rusya Federasyonu'nın bir parçası olduğuna inanıyoruz. Ukrayna doktorinlerine göre eğer bu durum askeri operasyonlarla değiştirilmeye kalkılırsa Rusya ile NATO arasında bir çatışma olacaktır. NATO ile savaşa mı gireceğiz?" dedi. Kırım konusunda Batı'ya gözdağı veren Putin yine aynı cümleyi vurgulayarak, "Rusya ile savaşmak mı istiyorsunuz?" sözlerini kullanarak, "Ukrayna NATO'ya katılır ve Kırım'ı döndürmeye çalışırsa, Avrupa ülkeleri otomatik olarak savaşa sürüklenecek ve bunun kazananı olmayacak" şeklinde konuştu.
"Poroşenko'ya sığınma hakkı vermeye hazırız"
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Zelensky'den önceki Ukrayna Devlet Başkanı Pedro Poroşenko'un ülkesinde baskı altında tutulmasının altını çizerek önemli ifadeler kullandı. Poroşenko'nun, Moskova yanlısı iktidarı devirerek yönetimi ele geçirdiğini hatırlatan ve şimdi kendisinin aynı duruma düştüğünü ima eden Putin, "Onun Minsk anlaşmalarını imzaladığı ima edilerek ihanetle suçlanıyor. Evet anlaşmaları imzaladı. Ne olmuş? Bütün ülke ve güvenlik konseyi bunu kabul etti. Poroşenko'ya insani nedenlerden dolayı siyasi sığınma hakkı vermeye hazırız. Ben şaka yapmıyorum. Gerçekten politikasını sevdiğimiz veya beğendiğiniz için değil, insani nedenlerden dolayı" diye konuştu.
"Bunun diyaloğumuzun sonu olduğunu düşünmüyorum"
Rusya'nın, ABD ve NATO'ya sunduğu güvenlik garantileri konusunda düşüncelerini dile getiren Putin, NATO'nun, Sovyetler Birliği'ne karşı kurulduğunu fakat 1997 yılından sonra Rusya'ya karşı tavır alarak genişlemesini sürdürdüğünü anlatarak gelinen süreçte bu adımları kendileri için tehdit olarak gördüklerini söyledi. Kendilerinin sunduğu güvenlik garantileri taslağına çekimser yaklaşan NATO ve ABD ile bu konuda diyaloğu sürdürmek istediklerini vurgulayan Putin, "Bunun diyaloğumuzun sonu olduğunu düşünmüyorum" şeklinde konuştu. Öte yandan Rus paralı asker grubu olarak bilinen Wagner'in, Mali'deki varlığına dair gelen eleştirilere cevap veren Putin, "Mali'deki yetkililer, Wagner özel güvenlik şirketine devlet düzeyinde davette bulundu, Rus makamlarını buna itiraz edeceği bir durum yok" dedi.
MACRON: UKRAYNA KRİZİ HAKKINDA ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLER BELİRLEYİCİ OLACAK
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna krizi hakkında önümüzdeki günlerin belirleyici olacağını söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Ukrayna sınırında yaşanan krizi görüşmek için Rusya’nın başkenti Moskova’daki Kremlin Sarayı’nda bir araya geldi. Macron, görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, gelecek günlerin belirleyici olacağını açıkladı. Macron "Önümüzdeki birkaç gün belirleyici olacak ve güçlü görüşmeler gerekecek. Avrupa'da yeni bir istikrar ve güvenlik düzenini garanti altına almak için birlikte çalışmaya kararlıyız" dedi.
Ukrayna krizinde gerilimin azalması konusunda umutlu olduğunu kaydeden Macron "Rusya ve Fransa arasında yakınlaşma koşulları olduğunu söyleyebileceğime inandığım bir dizi öneri başlatmayı mümkün kılan bir görüşmemiz oldu. Yakınsama unsurlarını oluşturmaya çalıştık. İlk unsur, kimsenin çıkarına olmayacak herhangi bir tırmanıştan kaçınmak için çalışma ihtiyacıdır" ifadelerini kullandı.
Rusya ile diyaloğun öneminin altını çizen Macron "Artık durumun ciddiyetinin ve barışın korunmasının yolunu bulmanın farkındayız. Barışı korumak için hala zaman var. Rusya ile konuşmazsak, barışı inşa etmek için kolektif yeteneğimizi arttırıyor muyuz? Hayır" dedi.
Macron "Kıtamızın güvenliğinin sağlanması geçmişin hatalarını yeniden yaratmamamızı gerektiriyor. Birçok Avrupa Birliği üyesinin travmalarını görmezden gelerek bugünümüzü ve geleceğimizi inşa edemeyiz. İstikrarsızlığın Avrupa'ya dönmesi riskini göze alamayız" diye konuştu.
Macron, yarın Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüşecek.
BORRELL: AVRUPA'NIN GÜVENLİĞİ İÇİN EN TEHLİKELİ ANI YAŞIYORUZ
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell, “Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra Avrupa'nın güvenliği için en tehlikeli anı yaşıyoruz’’ dedi.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell, ABD-AB Enerji Konseyi Bakanlar Toplantısı için geldiği ABD’nin başkenti Washington DC’de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Borrell, Avrupa’nın güvenliğinin büyük bir tehlike altında olduğunu ifade ederek, Ukrayna krizi ekseninde ABD ile çok yakın ve koordineli bir işbirliği içinde çalıştıklarını bildirdi. Borrell, “Ukrayna-Rusya sınırında birikmekte olan riskler konusunda güçlü bir endişeyi paylaşıyoruz. Elbette, anladığım kadarıyla Soğuk Savaş'ın sona ermesinden sonra Avrupa'nın güvenliği için en tehlikeli anı yaşıyoruz” dedi.
"Diplomasi için hala yer olduğuna inanıyoruz’’
AB’nin her zaman olduğu gibi diyalog ve diplomasi yoluyla sorunların çözümünden yana olduğunu hatırlatan Borrell, “Ancak aynı zamanda diplomasi için hala yer olduğuna inanıyoruz. En kötüsünden kaçınmak için herkesin endişelerinin, Rusların da endişelerinin neler olduğunu tartışmaya, bilmeye hala yer var. En kötüsüne hazırlıklı olun ve bundan kaçınmaya çalışın” dedi.
“140 bin asker sınıra yığılarak çay içmeye gitmeyecek”
Rusya’nın asker yığınağını açık bir tehdit olarak nitelendiren Borrell, “140 bin askeri ağır silahlarla bir ülkenin sınırına yığarken aynı zamanda bu ülkenin bağımsızlığından söz ediyorsunuz, ki bu kesinlikle güçlü bir tehdit oluşturuyor. 140 bin asker sınıra yığılarak çay içmeye gitmeyecek. Bu nedenle barış ve güvenlik için büyük bir riskten kaçınmak için çabalarımızı artırmalıyız’’ ifadelerini kullandı.
“Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Avrupa Birliği üye devletlerine konuyla ilgili bir mektup gönderdi”
Rusya’nın diyalog sürecinde kendi tezlerini AB üyesi ülkelere iletmeye devam ettiğini bildiren Borrell, “Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Avrupa Birliği üye devletlerine konuyla ilgili bir mektup göndererek Rusya'nın güvenlik endişelerinin dikkate alınmasını istedi. Bu mektuba verilecek cevabı koordine ediyorum ve krize diplomatik bir çözüm için hala yer olduğu konusunda ısrar ediyorum’’ dedi.
ABD BAŞKANI BİDEN, ALMANYA BAŞBAKANI SCHOLZ İLE BEYAZ SARAY’DA BİR ARAYA GELDİ
ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’da Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile bir araya geldi. Biden, görüşme öncesi Oval Ofis'te gazetecilere verdiği demeçte her iki ülkenin de "Rusya'nın Avrupa'daki saldırganlığını caydırmak için birlikte çalıştığını" aktardı. Biden, Scholz ile konuşacakları birçok konu olduğunu belirterek, Çin'in oluşturduğu zorluklar, Batı Balkanlar'da istikrar, pandemi, iklim değişikliği ve diğer birçok konuda Scholz ile çalışmayı dört gözle beklediğini aktardı.
Scholz ise yaptığı açıklamada, bugünkü toplantının "önemli bir zamanda önemli bir toplantı" olduğunu vurgulayarak, “Rusya’nın Ukrayna'ya karşı saldırganlığı ile mücadele" de dahil olmak üzere tartışmayı planladıkları bir dizi konu olduğunu aktardı.
İNGİLTERE POLONYA'YA 350 ASKER DAHA GÖNDERECEK
İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, Polonya Savunma Bakanı Mariusz Blaszczak ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Wallace, İngiltere'nin Polonya'ya halihazırda bulunan 100 İngiliz askerine ek olarak 350 asker daha göndereceğini açıkladı. Wallace, "Bu dayanışma ruhu içinde birbirimizin dayanıklılık konusundaki zorluklarını paylaşmaya yardım ederek, birlikte çalışabileceğimizi göstermek ve İngiltere ile Polonya'nın yan yana olduğuna dair güçlü bir sinyal göndermek için iki taraflı konuşlandırmada halihazırda Polonya'da bulunan 100 İngiliz askeri birliğine 350 asker daha göndereceğiz" dedi.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmemesi uyarısında bulunan Wallace, "Rusya, kendi özgür iradesiyle NATO'nun bir parçası olmayı arzu eden, egemen bir ülke olan Ukrayna'yı işgal etmek gibi bir hata yaptığı takdirde kendisine uygulanacak olan yaptırımlar, izolasyon ve daha fazla NATO gücü ile karşılaşacağını hatırlamalıdır" ifadelerini kullandı.
“NATO bir savunma ittifakıdır”
NATO'nun Rusya'ya karşı "böl ve yönet" taktikleri kullanmaya çalıştığını reddeden Wallace, “NATO bir savunma ittifakıdır. Rusya için bir tehdit oluşturmuyor. Müttefiklerimiz arasındaki bir savunma mekanizmasıdır ve bunun için vardır. Kimse Rusya'yı bölmek ve yönetmek istemiyor" dedi.
Blaszczak ise İngiltere’nin Polonya’ya ek asker gönderme kararına ilişkin, "İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace'ın halihazırda Polonya'da bulunan 100 askeri güce ek olarak 350 asker daha gönderme önerisi için çok teşekkür ederim" dedi.
Blaszczak, Polonya'daki askerlerin özellikle sınırdaki tehdide karşı güvenliğin artırılması konusunda Polonya Silahlı Kuvvetleri'yle işbirliği yapacağını aktardı.
Öte yandan, Rusya'nın Ukrayna sınırında 100 binden fazla asker konuşlandırması nedeniyle NATO müttefiklerinin Ukrayna'nın işgal edilmesi konusunda endişeleri devam ediyor. Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün korunması için ABD, İngiltere, Fransa gibi NATO müttefikleri ile Rusya ve Ukrayna arasında ikili görüşmeler devam ediyor. İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss'un bu hafta Rus mevkidaşı Sergei Lavrov ile Moskova'da Ukrayna krizini görüşmesi bekleniyor.
Almanya da Litvanya'ya 350 ek asker gönderecek
Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht yaptığı açıklamada, Doğu Avrupa'daki NATO birliklerine destek için 350 Alman askerini Litvanya'ya göndereceklerini bildirmişti.