21.03.2023 - 16:10 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Rusya'nın işgaline karşı yaklaşık 13 aydır direnen Ukrayna'nın başkenti Kiev, bugüne kadar ABD lideri Joe Biden'dan İngiltere'nin eski ve yeni başbakanları Boris Johnson ve Rishi Sunak'a, Fransa lideri Emmanuel Macron'dan Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'a birçok ismi ağırladı.
Batılı ülkeler işgalci Rus ordusuna karşı Ukrayna'ya on milyarca dolarlık silah gönderdi, Javelin ve NLAW gibi tanksavarlarla başlayan silah paketleri halihazırda savaş uçağı sınırına kadar geldi. Rus birliklerini Nisan ayında Kiev çevresinden püskürten Ukraynalılar, yaz mevsimi başında ABD'nin sağladığı HIMARS uzun menzilli roketlerle savaşın gidişatını kökünden değiştirdi.
Önce doğu ve güney cephelerindeki Rus ilerleyişi durduruldu, yaz sonunda ise karşı taarruza geçildi. Ukraynalıların ilk adımda güneydeki Herson'a doğru harekete geçmesi bekleniyordu ancak ilk hedef Rusya sınırındaki Harkov oldu. Ukrayna'nın ikinci büyük şehri Harkov'un çevresi birkaç günde Rus işgalcilerden temizlendi, baskın karşı taarruz aynı zamanda Moskova için ilk büyük şoktu.
Ukraynalılar Harkov'dan sonra beklendiği gibi Herson'a yöneldi. Rusların ele geçirebildiği tek bölgesel başkent olan şehirle Kırım Yarımadası'nı birbirine bağlayan köprüler HIMARS füzeleriyle haftalarca vuruldu. Amaç, Kırım'daki Rus üsleriyle Herson'daki işgal birliklerinin bağlantısını koparmaktı. Yanı sıra Dinyeper Nehri'nin doğusundaki mevzilerde Ukraynalılar adım adım ilerledi.
Kasım ayına gelindiğinde, Rusya lideri Vladimir Putin savaştaki en acı verici kararını almak zorunda kaldı. Herson'da kapana kısılan ve güneydeki Kırım'dan hiçbir destek alamayan 30 bin Rus askeri geri çekildi. Herson'un kurtarılması Ukraynalılar için büyük bir zafer olarak kayıtlara geçti.
Aynı dönemde, Batılı ülkeler aylarca direndikleri hava savunma sistemi sevkiyatına, Putin'in Ukrayna'nın kritik altyapı tesislerini füze yağmuruna tutması üzerine onay verdi. Ukrayna'ya gönderilen silahlar arasında, ünlü Amerikan hava savunma sistemi Patriot'lar da vardı.
Savaş kızıştıkça Batı cephesinde yeni tabular yıkıldı, 2023'ün ilk haftalarında Almanya Leopard tanklarının Ukrayna'ya verilmesine yeşil ışık yaktı. ABD de Abrams tanklarını cepheye sürdü.
Ukrayna'ya silah yağarken ABD lideri Joe Biden'ın işgalin yıldönümünde gizliece Kiev'e gitmesi, Ukraynalılara verilen desteğin zirve noktasıydı. ABD Başkanı ne kadar sürerse sürsün Rus işgaline karşı Ukrayna'nın yanında yer alacaklarının altını çizdi.
Kış mevsimini savaşın kilitlendiği Bakhmut'ta Rus birliklerini geri püskürterek geçiren Ukrayna'nın ilkbaharda yeni bir karşı taarruza geçmesi bekleniyor. Tam da bugünlerde, Rusya ile derin görüş ayrılıklarına sahip uzak bir ülkeden, Japonya'dan Kiev'e kritik bir ziyaret gerçekleşiyor.
Bugüne kadar Ukrayna'ya yalnızca kurşun geçirmez yelek ve öldürücü niteliği bulunmayan askeri ekipman gönderen Japonya'nın başbakanı Fumiyo Kişida, Ukrayna'nın başkenti Kiev'de. Fumiyo Kişida'nın ilerleyen saatlerde Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy ile bir araya gelmesi bekleniyor.
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı tarafından servis edilen fotoğrafta, Japonya Başbakanı Kişida'yı bakan yardımcısı Emine Cabbar'ın istasyonda karşıladığı görüldü. 2020 yaz mevsiminden bu yana dışişleri bakan yardımcısı olarak görev yapan Emine Cabbar, bir Kırım Tatarı.
Pasifik Okyanusu'ndaki Kuril Adaları nedeniyle on yıllardır Japonya ile sorun yaşayan Rusya, söz konusu ziyarete anında sıra dışı bir yanıt verdi. Rusya'ya ait stratejik bombardıman uçakları, Japon Denizi üzerinde uçtu.
Rus ordusunun resmi televizyonu Zvezda, uzun menzilli iki stratejik füze uçağı Tu-95MS'in uluslararası sularda seyrettiğini aktardı. Yedi saat boyunca Japonya'ya gözdağı veren Tu-95MS'lere uçuş sırasında Su-30 Su-35S jetleri eşlik etti. Rusya Savunma Bakanlığı, stratejik bombardıman uçaklarının rutin bir uçuş yaptığını savundu.
Japonya ve Rusya, Kuril Adaları'nın aidiyeti konusunda 2.Dünya Savaşı'ndan bu yana anlaşmazlık yaşıyor. Tartışma nedeniyle iki ülke hala resmi barış anlaşması imzalayamadı.
NATO, Avrupa'nın Ukrayna ve kendisi için yeterli mühimmat üretmekte zorlanmasıyla birlikte, başka silah kaynakları arayışında. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Ocak ayı sonunda Güney Kore ve Japonya'yı ziyaret etti.
Ne Güney Kore ne de Japonya henüz Ukrayna politikalarının değişeceğine dair sinyal veriyor. Ancak Stoltenberg'in yorumları iki ülkenin de savaş ilerledikçe askeri yardım sağlama konusunda Batı’dan daha fazla baskıya maruz kalacağına işaret ediyor. Güney Kore şimdiye kadar Ukrayna'nın savaşını yalnızca dolaylı yollardan destekledi. Seul hükümeti silah bağışı yerine, Ukrayna ordusuna silah sağlayan ülkelere Güney Kore yapımı silahların satışını onayladı.
Japonya'nın Ukrayna'ya silah gönderme olasılığı ise daha düşük. Tokyo, pasifist yaklaşımını kademeli olarak hafifletse de silah ihracatına yasal kısıtlamaları Güney Kore'ninkinden daha katı.
Bu engellere rağmen Japonya, Ukrayna'nın önde gelen destekçilerinden oldu. Rusya'ya karşı Batı yaptırımlarına hızla katılan Japonya, Ukrayna ve komşularına bir milyar doların üzerinden mali ve insani yardım gönderdi, ölümcül olmayan askeri ekipman bile sağladı. Uzmanlara göre Japonya'nın böyle bir adım atması daha önce düşünülemezdi bile.