24.07.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
Şilan Çete/Kudüs
İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman Mavi Marmara saldırısının ardından ilk kez Türk gazetecilere röportaj verdi. Başbakan Binyamin Netanyahu’nun kabinesinin Mavi Marmara olayı nedeniyle Türkiye’den özür dilenmesine en fazla karşı çıkan ismi olan Lieberman, geri adım atmadı. Lieberman Mavi Marmara saldırısından ötürü özür dilemek için bir nedenleri olmadığını söylerken AKP hükümetini İsrail’e yönelik tutumu nedeniyle eleştirdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İsrail üzerinden İslam dünyasının liderliğine soyunduğunu ileri süren Lieberman, “Biz Erdoğan’ın sözlü bütün saldırılarına rağmen sessizliğimizi koruyoruz. Bunlar sadece provokasyon değil, İsrail’i hor görmek” dedi. Lieberman görüşmemiz sırasında şu mesajları verdi:
Türkler isterse biz hazırız
* Sorunun çözümü Türk tarafına bağlı. Türkiye ile anlaşmazlık bu hükümet döneminde değil daha önce başladı. Hükümetimizi kurmadan önce Erdoğan, Davos’taki zirvede Şimon Peres’e sert çıktı. Aynı dönemde, bir önceki hükümet Gazze Şeridi’nde operasyon başlatmıştı. Bu, Erdoğan ve Davutoğlu’nun, Türkiye’nin İslam dünyasının lideri olması için aldığı bir karar. Bunun en iyi yolu, İsrail’e karşı tavır takınmak.
* Biz Erdoğan’ın sözlü saldırılarına rağmen sessizliğimizi koruyoruz. Bunlar provokasyon dışında, İsrail’i hor görmek. Tüm bunlara karşın, biz provokasyon yapmamak ve tansiyonu yükseltmemek için susuyoruz.
* Eğer özür dilersek bu bir şeyleri tamir eder ya da düzeltir mi? Özür hiçbir değişiklik yaratmayacak. Türkiye’nin Gazze’ye ambargonun kaldırılması, 1967 sınırlarına dönülmesi gibi şartları içeren uzun bir listesi var.
* Ancak bizim sunduğumuz bir şart yok. Mavi Marmara olayında askerlerimizin hayatını koruma hakkına sahiptik. Olayda tam bir provokasyon var. İHH terörist bir örgüt. Sadece bize göre değil, Almanya gibi ülkelerin yasalarına göre de öyle. İHH Başkanı, Türkiye’de gözaltına alındı. Gemideki bazı kişilerin uzun bir terörizm geçmişi var. Bu açıkça bir provokasyon.
* Bu sorunu, Türkiye ile medeni yollarla sonuçlandırabileceğimizi düşünüyorum. Önyargılı bakışlar, tek taraflı yaklaşımlar sorunun İsrail’den çıktığını öne sürüyor. İsrail ne tam olarak haklı, ne de tam olarak haksız. Bu gerçekçi bir yaklaşım değil.
* Özür dilenmesi durumunda, istifa etmeye hazır olduğumu söyledim yani özür dilemenin kesinlikle kabul edilemez olduğu yönündeki düşüncemi ortaya koydum. Ama benim istifamın, hükümetin düşmesine yeterli olacağını düşünmüyorum. Özür dilenmesine kesinlikle karşıydım, çünkü bence, iki ülke arasında özürden önce çözülmesi gereken çok sorun var. Ben özür dilememiz için hiçbir neden görmüyorum. Ama, masaya oturup, tartışmaya hazırız. İran sorunu, Gazze Şeridi, HAMAS’a verilen destek de tartışmamız gerekenler arasında. Özür talebi, sadece bir mazeret.
Uçakla ilgili bilgimiz yok
* Siyasi düzeyin dışında, Türkiye ile ikili ticari ve ekonomik ilişkilerimizi koruyacağız. Bu kötü ikili ilişkiler Türkiye’nin avantajına değil.
* Erdoğan için İslam dünyasının ve bir İslam ülkesinin lideri olmanın en iyi yolu İsrail’e saldırmaktan geçiyor.
* Suriye’nin Türkiye’nin F-4 jetini düşürmesi ile ilgili İsrail’in elinde bilgi olmadığını belirten Lieberman “Suriye Devlet Başkanı Esad, zaten uçağı düşürdüklerini doğruladı. Tam olarak hangi hava materyalinin kullanıldığını bilmiyorum. Ama önemli olan, Suriye’nin olayı doğrulamasıdır” dedi. İsrail’in Suriye krizinde neden sessiz kaldığı sorusuna da “İnsani yardım teklifini reddettiler. Herkes bize, mesafeyi korumamızın daha iyi olacağını söyledi. Oysa biz iyi niyetliydik” yanıtını verdi.
‘ABD özür diledi ama biz farklıyız’
Lieberman, daha önce Türkiye’den Mavi Marmara nedeniyle özür dilenmesi için orta yolu bulmak için çabalarda bulunan ABD yönetimine “Siz Pakistan’daki hava saldırılarında sivilleri öldürdünüz. Önce onun içn özür dileyin” demişti. ABB’nin geçtiğimiz ay Pakistan’dan özür dilediğini hatırlattığımızda Lieberman “ABD’nin Pakistan askerlerini öldürmesi olayının ardından, ‘Bize özür dileyin tavsiyesinde bulunuyorsunuz. Ama siz, yanlışlıkla, masum insanları öldürdünüz. Önce siz özür dileyin, sonra biz düşünürüz’ demiştim. Ama bizim Türkiye ile sorunumuz çok açık. Erdoğan, eğer Türkiye’den özür dilersek ve ilişkilerimizi yeniden kurarsak, ne olacağını söyledi. Sonuç olarak özür dilemek ilişkilerimizi geliştirmeyecek. Mavi Marmara bir provakasyon bu nedenle Türkiye’den Mavi Marmara olayı konusunda özür dilemek için hiçbir nedenimiz yok” diye yanıt verdi.
‘Davutoğlu hep arkamdan konuşuyor, kulağıma geldi’
Lieberman, ortak arkadaşlarından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun kendisi hakkında “olumsuz şeyler” söylediğini duyduğunu belirtti. Lieberman, “Moldova’da doğdum. Türkiye’deki siyasi yapı ile bağlantıları olan çok Rus arkadaşım var. Bana Davutoğlu’nun Yahudiler ve İsrail hakkındaki görüşlerinden bahsettiler. Tamamen kabul edilemez şeyler. Benim hakkımda söyledikleri de çok negatif. Tabii ki ortak arkadaşlarımız olduğunu bilmiyordu.
Görüşme talebimi geri çevirdi
Davutoğlu ile siyasi bir sorunu çözmek imkansız. Son iki yılda İsrail hakkında söyledikleri bunu açık biçimde ortaya koyuyor. Türkiye ile bu ilişkiler, bizim seçimimiz değil. Biz hazırız! Mavi Marmara olayından önce, Davutoğlu ile bazı görüşmeler ayarlamaya çalıştım. Elbette Davutoğlu, bunları hiçbir neden göstermeksizin reddetti” dedi.