Son günlerde kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Kaygılı, stresli, üzgün... Maalesef ülke olarak akıl ve ruh sağlığımızı korumakta güçlük çektiğimiz günler yaşıyoruz. Hepimiz yaşadığımız toplumun bir parçasıyız, toplum iyi olmadan iyi olmamız mümkün değil. Aklımızı ve bedenimizi korumanın yollarını düşünmek gerekiyor. Temel insan haklarına erişemeyen veya güvensiz bir ortamda yaşayan bireylerin sağlıklı bir zihin ve ruhsal gelişiminin mümkün olmadığının altını çizmekte fayda var.
Dünya Sağlık Örgütü sağlık tanımını, bedenen, ruhen ve zihnen tam bir iyilik hali olarak belirtiyor. Ruh ve beden sağlığı tam olarak bir bütün de diyebiliriz. 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı kapsamında çok kıymetli önerileri bir kez daha paylaşmak istiyorum.
Bu yılın teması ‘İşyerinde Ruh Sağlığı’ olarak belirlendi. Küresel nüfusun yüzde 60’ının çalışan nüfus olması, işteki başarı ve ruh sağlığı ilişkisi vurgulanırken, ruh sağlığına yönelik risklerin önlemesi için eyleme ihtiyaç duyulduğunun altı çiziliyor.
Beslenme ve egzersiz en önemli destekçi
Sürdürülebilir, sağlılklı bir beslenme programı ve düzenli egzersiz yapmak sadece beden sağlığınızı korumakla kalmıyor, sağlıklı bir ruh sağlığı için de önemli rolü var. Yemek seçimleriniz depresyon, anksiyete ve stresi tedavi edemez veya iyileştiremezken, çeşitliliğin olduğu, çoğunlukla minimum düzeyde işlenmiş ürün içeren bir yeterli ve dengeli bir beslenme planı, ruh sağlığınızı desteklemeye yardımcı olabilir. The Lancet dergisinde yayımlanan güncel bir araştırmaya göre beslenme danışmanlığı ve fiziksel aktiviteyi de içeren yaşam tarzı desteği, şiddetli olmayan depresyonu azaltmada geleneksel psikoterapi kadar faydalı. Çalışmada bireylere Akdeniz tipi beslenme ve yaşam tarzı önerileri verilirken, egzersiz uygulamaları da uzman kontrolü ile gerçekleştirilmiş. Sekiz haftanın sonunda, hem beslenme hem egzersiz desteği alan bireylerin depresif semptomlarında yüzde 42 oranında bir azalma görülüyor.
Bağırsaklar iyi siz iyi
Psikobiyotikler, ruh sağlığını olumlu yönde etkileyen ve konağın bağışıklık sistemini iyileştiren mikroorganizmalar olarak tanımlanabilir. Mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin ve gama-aminobutirik asit gibi önemli nöroaktif maddeleri üretirken, kortizol yani stres hormonu seviyelerinin düşmesine ise katkıda bulunabilir. Bağırsaklarınızı besleyen probiyotik ve prebiyotik besinleri sofranıza eklemeye gösterin. Prebiyotik denince aklınıza çözünür lif açısından zengin mevsim meyve ve sebzeleri, tahıllar, baklagiller gelsin; probiyotik kapasiteyi desteklemek için ise kefir, turşu, filizlendirilmiş fermente baklagiller gibi alternatifleri beslenme planınıza ekleyin.
Dikkat, ülkemizde giderek artıyor
Amerikan Psikoloji Derneği’nin yayımladığı araştırmaya göre, son 10 yılda ruh sağlığı bozuklukları yaşayan bireylerin oranında önemli bir artış söz konusu. ABD’de yapılan bu araştırma, 18-25 yaş arasındaki genç yetişkinlerin 12 aylık majör depresyon semptomlarında yüzde 63’lük bir artış olduğunu belirtiyor.
İPSOS tarafından geçtiğimiz aylarda yayımlanan Sağlık Hizmetleri 2024 raporunda ise 31 ülkede 75 yaş altı 23 bin 667 yetişkinin verileri değerlendirilmiş. Sonuçlara göre küresel olarak her iki kişiden biri (yüzde 45) ruh sağlığını en büyük sağlık sorunlarından biri olarak görüyor. Ülkemizdeki ruh sağlığı verileri ise maalesef pek iç açıcı değil. Türkiye’de bildirilen stres düzeyleri yüzde 76’lık bir oranla ilk sıralarda yer alıyor. Rapora göre ülkemizde ruhsal bir hastalıktan muzdarip olanların oranı ise yüzde 38. Stres, kaygı, ruh hali değişiklikleri elbette hayatın bir parçası. Fakat bu duygular günlük yaşantınızı önemli ölçüde zorlaştırmaya başladığında lütfen destek almaktan çekinmeyin.