05.09.2024 - 19:58 | Son Güncellenme:
WASHINGTON (AA)
İsrail Başbakanı Netanyahu, Amerikan Fox News kanalına verdiği röportajda, Gazze'de olası ateşkesle ilgili son durumu ve Tel Aviv'in sürece yaklaşımını değerlendirdi.
Netanyahu, "Biden yönetiminin Gazze'de ateşkes anlaşmasının yüzde 90'ının tamamlandığı yönündeki söylemini doğru buluyor musunuz?" sorusuna net bir ifadeyle, "Hayır, bu doğru değil." yanıtını verdi.
ABD Başkanı Joe Biden'ın kamuoyuna duyurduğu anlaşmaya da temmuz ayında gündeme gelen anlaşmaya da Hamas'ın "hayır" dediğini savunan Netanyahu, Hamas'ın tek isteğinin "İsrail askerlerinin Gazze'den çıkması" olduğunu iddia etti.
Geçen hafta sonu 6 İsrailli esirin hayatını kaybetmesinin ardından halen İsrail'den taviz beklemenin yanlış olduğunu ifade eden Netanyahu, isim vermeden ABD yönetimine, "bizim yerimize Hamas'a taviz vermesi için baskı yapın" mesajını verdi.
Philadelphi Koridoru'nu kontrol edeceklerini vurgulayan Netanyahu, bunu "Hamas'ın Gazze'de yeniden silahlanmasını önlemek" ve "esirlerin Mısır'a kaçırılmasını engellemek" amacıyla yaptıklarını savundu.
Tel Aviv'deki kabinesinde bu konuyu konuştuklarını ve hemen herkesin koridoru bırakmama yönünde görüş bildirdiğini söyleyen İsrail Başbakanı, İsrail kamuoyunun da bu konuda kendisinin arkasında olduğunu savundu ve koridordan ayrılmayacaklarını yineledi.
Şu an bir ateşkes anlaşmasının yakın olmadığının altını çizen Netanyahu, tüm bu durumdan Hamas'ın sorumlu olduğunu öne sürdü.
ABD Başkanı Biden'ın "Netanyahu ateşkes için daha fazla çaba göstermeli" yorumu da sorulan Netanyahu, "Başkan ne demek istedi bilmiyorum." diye konuştu.
ABD yönetiminden üst düzey bir yetkili, dün düzenlediği telekonferansta, Gazze'de ateşkes anlaşmasının yüzde 90'ının esas olarak tamamlandığını, "tutuklularla esirlerin takası" ve "Philadelphi Koridoru" ile ilgili müzakerelerin ise taraflar arasında sürdüğünü belirtmişti.
NETANYAHU'YA ÜSTÜ KAPALI YANIT
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby, telekonferans yoluyla düzenlediği basın brifinginde Gazze'deki son duruma ilişkin gündemi değerlendirdi.
Kirby, Doha ve Kahire'deki ateşkes müzakerelerinden henüz net sonuç çıkmamasına rağmen birçok başlıkta ilerleme sağlandığını ancak özellikle esir takası konusunda halen anlaşmazlıklar olduğunu söyledi.
ABD olarak Gazze'de bir an önce ateşkesin sağlanmasını çok istediklerini ve bunun için çok çalıştıklarını vurgulayan Kirby, bölgeden gelen haberlerin aksine halen ümitli olduklarını ifade etti.
Netanyahu'nun, "ABD'nin anlaşmanın yüzde 90'ında mutabık kalındığı söylemi doğru değil" ve "Gazze'de ateşkese yakın değiliz" şeklindeki son açıklamaları hatırlatılan Kirby, İsrail Başbakanı'nın sözlerine doğrudan cevap vermekten kaçındı.
Kirby, "Başbakan kendi adına ve nerede duruyorsa ona göre konuşur ancak bizim İsrailli muhataplarımızla görüşmelerimiz devam edecek. Fazlasıyla zor olmasına rağmen, bazı tavizler verilirse ve liderlik gösterilirse hala bu ateşkes anlaşmasına ulaşabiliriz, buna inanıyoruz." şeklinde konuştu.
ABD'li bir yetkilinin, "anlaşmanın yüzde 90'ı tamam" şeklindeki açıklamasını da değerlendiren Kirby, "Siz buna optimizm dersiniz, ben doğru derim. Bu, (anlaşmaya) ne kadar yakın olduğumuzu gösteriyor, bu geldiğimiz yeri gösteriyor. Anlaşmanın ana çerçevesinde mutabık kalındı, şu anda biz özellikle esir takasıyla ilgili uygulama konusunda görüşüyoruz." dedi.
ABD olarak halen ateşkes anlaşmasına varılamamasından "rahatsız" olduklarını kaydeden Kirby, isim vermeden Netanyahu'nun kamuoyuna açık şekilde "anlaşmanın yakın olmadığı" yönündeki açıklamalarının sürece yardımcı olmadığını kaydetti.
'ATEŞKES KARARINA BAĞLILIĞIMIZI TEYİT EDİYORUZ'
Hamas Siyasi Büro Üyesi Halil el-Hayye, yaptığı görüntülü açıklamada, “Başkan Biden'ın mayıs ayı sonunda yaptığı açıklama sonrasında üzerinde mutabakata varılan hususlara ve Hareketin 2 Temmuz'da onayladığı 2735 sayılı BMGK kararına bağlılığımızı teyit ediyoruz.” dedi.
Hayye, yapılacak herhangi bir anlaşmanın Gazze Şeridi’ne saldırıların tamamen durdurulması, Philadelphi Koridoru da dahil Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmeyi, yerinden edilen halkın geri dönüşünü sağlamayı, insani yardımın ulaştırılması ve yeniden imarı kapsaması gerektiğini vurguladı.
Hangi taraftan olursa olsun yeni öneri ve tekliflere, sıfır noktasına dönüşe ve İsrail’in kısır döngüsüne girmeye gerek olmadığının altını çizen Hayye, yapılması gerekenin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya anlaşmayı kabul etme konusunda baskı uygulanması olduğunu ifade etti.
Hayye, Netanyahu ve hükümetinin esir değişimi anlaşmasına varılmasının önündeki engel olduğunu belirterek, İsrailli esirlerin askeri güç kullanılarak kurtarılması politikasının başarısızlığa uğradığını ve daha fazla esirin ölümüne yol açacağını kaydetti.
ABD yönetiminin İsrail’e "kör tarafgirlikten" vazgeçerek İsrail hükümetine baskı uygulaması gerektiğini kaydeden Hayye, şunları söyledi:
"Yapılması gereken yeni formüller, belgeler ortaya koymak, kısır döngüye girmek, sıfır noktasına dönmek değil, yapılan onca emeğin üzerine inşa etmek, üzerinde anlaşılanları, Biden'ın konuşmasında ve hareketin 2 Temmuz'da kabul ettiği BMGK kararında belirtilenleri hayata geçirmektir ve uygulamaktır."
İsrail Başbakanı Netanyahu, dün akşam, "İsrailli esirlerin Gazze Şeridi'nin dışına kaçırılmasını engelleme" bahanesiyle Gazze-Mısır sınırındaki Philadelphi Koridoru'ndan çekilmeyeceklerini yinelemişti.
Netanyahu ve hükümeti, Hamas ile Gazze'de ateşkes ve esir takası müzakerelerinde mevcut tekliflere yeni maddeler ekleyerek anlaşmaya yanaşmamakla itham ediliyor.
Gazze'ye saldırıların durması halinde aşırı sağcı koalisyon ortaklarının hükümeti devirme tehditleri karşısında Netanyahu, İsrail'de ve uluslararası arenada ateşkes anlaşmasını sabote etmekle suçlanıyor.
Netanyahu'nun anlaşma taslağına eklediği maddelerin ve özellikle Mısır-Gazze sınır hattı Philadelphi Koridoru'nda kontrolünü sürdürme ısrarının, müzakereleri zora soktuğu vurgulanıyor.
İsrail, bu süreçte Gazze Şeridi'ndeki şiddetini de sürdürüyor. İsrail'in ABD’nin desteğiyle Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 10 ayı aşkın sürede çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere, can kaybı 41 bine yaklaşırken bölgedeki insanlık felaketi gün geçtikçe daha da derinleşiyor.