CumartesiReferansları çok kuvvetli

Referansları çok kuvvetli

13.04.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Norah Jones’un babası Ravi Shankar, plak şirketi Blue Note, ilk albümünün yapımcısı ise Arif Mardin. Son yılların en iyi yeni yeteneklerinden Jones, daha önce İlhan Erşahin’in grubunda da vokal yapmıştı

Referansları çok kuvvetli

Referansları çok kuvvetli

Norah Jones’un babası Ravi Shankar, plak şirketi Blue Note, ilk albümünün yapımcısı ise Arif Mardin. Son yılların en iyi yeni yeteneklerinden Jones, daha önce İlhan Erşahin’in grubunda da vokal yapmıştı

Referansları çok kuvvetli
MEFARET AKTAŞ

Geçen yıl ölen R&B şarkıcısı Aaliyah’nın "Yaş bir sayıdan başka bir şey değildir" diye bir şarkısı var. Onun genç yaşta yakaladığı müzikal olgunluğu açıklamak için eleştirmenler sık sık bu cümleyi kurdular. Türleri arasında dağlar kadar fark olsa da ilk albümü "Come Away With Me"yi henüz çıkaran Amerikalı şarkıcı / piyanist Norah Jones’un müziğini dinleyince de bu sözler geliyor akla. Bakın, 22 yaşındaki Jones’un daha ilk albümüyle yakaladığı başarı, aldığı iyi eleştiriler, çalıştığı müzisyenler ve hatta akrabalık ilişkileri sizi ne kadar şaşırtacak.
Jones’un albümünün prodüktörlüğünü şu anda Blue Note (cazın en önemli plak şirketi) için çalışan usta Arif Mardin üstleniyor. Jones’u yıllar sonra en güvendiği projelerinden biri olarak sundu dünyaya. Hatta şu sıralar New York’ta her yerde bu yeni albümünün reklamını yapıyor. Mardin albüme sonradan el attı. Jones "Come Away With Me"yi aslında Cassandra Wilson’la çalışmalarından tanıdığımız Craig Street ile yapacaktı. Fakat Blue Note’un, Street’in işini pek beğenmediği ve işin başına Mardin’i getirdiği biliniyor. Albümde Street’in düzenlediği üç şarkı var. Ama Mardin bitmiş albümün hemen tamamını yeniden kaydettirdi. Blue Note’un 22 yaşındaki bir şarkıcının albümüne gösterdiği bu özen şaşırtıcı doğrusu. Büyük şirketlerin bir albümü baştan kaydetmesi çok sık rastlanan bir durum değildir.
Peki bu çabalara değdi mi? Evet. Rolling Stone dergisi Jones’u "İzlenmesi gereken 10 genç sanatçı" listesine koydu. Tıpkı "Brand New Heavies" başlığıyla yaptığı listeye Jones’u da dahil eden Washington Post gibi. Bunlar ABD’de kolay elde edilecek başarılar değil.
Öte yandan Norah Jones, Hint sitar ustası Ravi Shankar’ın Amerikalı prodüktör Sue Cooper’la olan dokuz yıllık ilişkisinden olma gayri meşru kızı. Ama kendisine sorulmadıkça, dört yıl önce görüşmeye başladığı babasından asla bahsetmiyor. Jones’un kariyerinde Türk müzikseverlere ilginç gelecek bir ayrıntı daha var. 1999’dan itibaren bir yıl boyunca saksofoncu İlhan Erşahin’in şu anda Atlantic’le anlaşması olan grubu Wax Poetic’e vokal yapan Jones, grubun ilk albümünün kadrosunda da vardı.

Ünlüler onun için çaldı
Ve gelelim esas konuya yani Norah Jones’un müziğine... Aralarında Amerika’nın çok ünlü cazcılarının da bulunduğu bir grup usta müzisyenle pop / caz / folk / country karışımı bir müzik yapıyor. Aynı zamanda erkek arkadaşı olan basçı Lee Alexander, davulcu Dan Rieser, gitaristler Jesse Harris ve Adam Levy onunla sürekli çalan, konser kadrosunda da bulunan isimler.
Ama bu New York’lu müzisyenler dışında asıl Bill Frisell, Kevin Breit, Tony Scherr (gitarlar), Brian Blade ve Kenny Wollesen (davullar) albümün yıldızlar geçidi kadrosunu oluşturuyor. Bill Frisell dünyanın en iyi gitaristlerinden biri. Ginger Baker, Elvis Costello, ve John Scofield birlikte çaldıklarından yalnızca bazıları. En son "Sırlar Oteli"nin müzikleri için Bono ve Brian Eno ile çalmıştı. Brian Blade cazın popüler genç dahilerinden. Onu daha çok Joshua Redman ve Brad Mehldau ile çalışmalarından tanıyoruz. İkisi de çeşitli projelerle Türkiye’de çok dinlediğimiz ve İlhan Erşahin’le de çalan Kenny Wollesen ve Tony Scherr ise enstrümanlarında Amerika’nın en iyi, en çok aranan isimlerinden.
Pek çok parçada Jesse Harris ve Lee Alexander’la birlikte imzası var Jones’un. Hank Williams’ın ünlü "Cold, Cold Heart"ının orijinalinden daha düşük tempolu ama çok başarılı düzenlemesi başta olmak üzere üç de "cover"ı var. Yenilerden "I’ve Got To See You Again", "Don’t Know Why" ve "Come Away With Me" çok güzel. Jones-Harris bestesi melankolik "The Long Day Is Over" da Frisell’ın gitarlarıyla çok etkileyici.
Jones’un yumuşak sesi, uykulu söyleyişi Nina Simone’u andırıyor. Ama müziğinin türünü sorarsanız, yıllarca caz eğitimi alsa da bence küçükken dinlediği Willie Nelson, Tom Waits ve Carole King’den çok etkilenmiş. Aslında caz olmayan parçaları caz duygusuyla söylemek gibi bir yeteneği de var. Albümde "en caz" parça, Jones’un yalnızca piyano eşliğinde söyleyerek köklerine saygı duruşunda bulunduğu "The Nearness of You".
Jones yepyeni şarkıları bile kendine çok güvenerek, yıllardır söylenen standartlarmış gibi yorumluyor. Büyüleyici sesiyle günün tüm yorgunluğunu üzerinizden alması da cabası. Sesini bir duyan hemen albümünü aramaya başlıyor.
Aslına bakarsanız albümün tek sorunu tüm parçaların düşük tempolu olması. Bu halde belki evdeki dinleyicinin dikkatini toplayabilir ama konser salonunda işi zor. Duyduğuma göre konser repertuvarında çok "cover" varmış. Bu kendisinin de durumun farkında olduğunu gösteriyor aslında. Albümü alıp da beğendiyseniz, size bir de ünlü gitarist Charlie Hunter’ın "Songs from the Analog Playground"unu öneririm. Çünkü Jones bu güzel albümde de Roxy Music’in "More Than This"ini ve Nick Drake’in "Day Is Done"ını yorumluyor.




CUMARTESİ