'Sunuculuğu daha samimi buluyorum'

- ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’le ekrana döndünüz. Sizin için nasıl bir deneyim oluyor?

‘Ben Bilmem Eşim Bilir’, her şeyiyle son yıllara damgasını vuran bir yarışma programı. Çok eğlenceli. Çekimleri de yarım güne yakın sürüyor. İnanın öyle profesyonel bir ekiple çalışıyorum ki, eğlence ve goygoy dibine kadar ama çekim zamanı sonuna kadar ciddiyiz.

Çünkü sonunda binlerce liralık araba var. Ben ağır hastalık derecesinde disiplinli ve profesyonelim, ukalalık ve özgüveni birbirinden ayırmak lazım. Orada çok ince bir çizgi var.

- Programın yenilenen içeriğinden bahseder misiniz? Ne gibi farklılıklar olacak?

Haftanın beş günü ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’ evinde sevgili Şule Zeybek’in kaptanlığında altı evli çift yaşıyor ve yarışıyor. Evde her gün bir oyun oynanıyor. Bu oyunu kazanan çiftlerimiz benim bulunduğum stüdyoda, yani ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’in final gecesinde sıfır kilometre bir araba için yarışıyor. Ama stüdyoya öyle her çift gelemiyor. Sadece dört çifti alıyoruz. Gelemeyen çiftlerden biri ev halkının kararıyla aramızdan ayrılıyor.

Yeni hafta başladığında eve yeni bir çift dahil oluyor… Bundan öncekinden bir farkı da, bir çiftimiz birden fazla araba kazanma şansına sahip. Çiftlerimiz artık her cuma gecesi finale gelip, tekrar tekrar araba kazanabilir. Yani kim bilir belki bir çiftimiz oto galeri bile açabilir.

- Sunuculuk mu, oyunculuk mu? Hangisi daha keyif veriyor?

İkisi de. Ama ben sunuculuğu daha doğal, samimi ve çok daha heyecanlı buluyorum.

- Neden?

Dizide bir sahneyi defalarca çekiyorsun, ezberini ve provasını yapıyorsun, her şeyi 10 kez tekrar çekiyorsun. Size de zor ve sıkıntılı gelmiyor mu? İki saate yakın bir bölüm için geceli gündüzlü en az altı gün çalışıyorsunuz; ama sunuculuk canlı yayın gibi o an, spontane, doğaçlama gelişiyor. Tabii ki yarışmanın kuralları var ama bir yarışmacımız olmadık bir cevap veriyor. Ya da soru soruyor, sen de tabiri caizse gelişine vuruyorsun. Çok eğlenceli ve bu tüm çekim boyunca sürüyor. Özetle sunuculuk fıkır fıkır, kaynayan her an taşabilecek bir şeymiş gibi geliyor. Adrenalin hep arşa değen, sürprizlere açık yaşayan bir şey. Evet evet sunuculuğu çok seviyorum, çok eğleniyorum çünkü daha önce aileler yarışıyor yarışmasında da 400 bölüm aynı heyecanı yaşamıştım. İnşallah ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’ de en az onun kadar sürer.

‘Ailemle dolu dolu vakit geçiriyoruz’

- Tutmuş bir programı sunmak risk değil mi? Kıyaslamalar olabilir…

Bu her sunucu için geçerli, çok tutan formatları farklı farklı isimler tekrar sundu. Muhakkak kıyaslama olacaktır. Sadece benim ya da Şule (Zeybek) için geçerli bir durum değil. ‘Çarkıfelek’, ‘Var Mısın Yok Musun?’, ‘Kim 500 Milyar İster’, ‘Ben Bilmem Eşim Bilir’ ve ‘Aileler Yarışıyor’ gibi büyük yarışmaları dün başkaları sunuyordu, bugün başkaları... Ben hangi yarışmayı kim sunuyor diye bakmıyorum; nasıl sunuyor, ne kadar samimi ona bakıyorum. Yani özetle Allah herkesin çarşısına pazar versin, sevenlerine utandırmasın.

- Bu yoğunlukta ailenize vakit ayırabiliyor musunuz?

Çok yoğunum ama kalan zaman dilimlerini kaliteli geçirmeye gayret ediyoruz. Birbirimizi özlediğimiz için eşim ve oğlumla kısa ama dolu dolu vakit geçiriyoruz.

‘Beni güldüren adam olarak görüyorlar’

- Bir yandan da Marmaris’te film çekimleriniz devam ediyor. Biraz konusundan ve karakterinizden bahseder misiniz? Seyirciyi şaşırtacak mısınız?

Ersoy Güler’in yazdığı ve yönettiği ‘Sen Sağ Ben Selamet’ isimli bir komedi filmine başladık. Müebbet hapse mahkum olan bir tutuklu, bendeniz yani, şartlı tahliyesine günler kalan arkadaşının (Burçin Bildik) beynine girip firar ediyor ve şartlı tahliye yanıyor. Sonra kaçmalar, kovalamalar ve goriller işin içine karışıyor. Aksiyon dolu, sürprizlerin, olayların patladığı süper bir film. Beni de tip olarak bayağı farklı görecekler.

- Ekranda nasıl bir karakteri canlandırmak istersiniz?

15 yıldır işimi büyük bir şevkle, aşkla yapıyorum. Halk, sizi ilk nasıl sevdiyse, evine nasıl kabul ettiyse aynı görmek istiyor. Neden hep komedi soruluyor bana? Çünkü sevenlerim beni güldüren adam, bizim evin oğlanı olarak görüyor. Ama sinema başka. “Aa bizim Ufuk bak bununda altından kalkmış, olmuş, başarmış” dedirtmek isterim.

- Gündeminizde yeni bir dizi projesi var mı?

Henüz yok ama eli kulağında, hissediyorum.