03.02.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Dr. Hasan Çağlar Gürol- Günümüz dünyasında yeni nesil bağımlılıklar aldı başını gidiyor. Tabii ki internet, akıllı telefonlar, tabletler, sosyal medya artık hepimizin hayatının önemli ve gerekli bir parçası ama günün büyük bölümünü kapsaması bizi gerçek dünyadan uzaklaştırıyor. Sanal kişilikler, sanal ilişkiler ve manipülasyonlar öncelikle çocuklarımız olmak üzere, hepimizin kafasını karıştırıyor. Hele kişi bilgisayar, telefon başında harcadığı zamanı kontrol edememeye başladığında bağımlılığın psikolojik boyutu çalışıyor demektir. ‘İstediğim zaman bırakırım’ inancı bağımlılığın inkârı olarak karşımızdadır. Sosyal medya bağımlılığının olası kötü yanları şunlardır:
*Düşük öz güven (başkalarının hayatı hep daha iyi algısı).
*Artmış izolasyon ve yalnızlık.
*Anksiyete ya da depresyon.
*Sosyal anksiyete rahatsızlığının başlangıcı.
*Hep bir şeyler kaçırıyorum hissi.
*Bozulmuş uyku düzeni (özellikle yatmadan önce ekran maruziyeti).
*Azalmış fiziksel aktivite ve sağlığımıza etkileri.
*Kötü notlar, çalışma düzeninin bozulması, zaman algısının değişmesi.
*İş performansında azalma.
*Empati yeteneğini kaybetme.
*Gerçek hayattaki ilişkilere önem vermeme.
*Tedaviye destek tavsiyeler
Oyun ve sosyal medya kullanımında zaman sınırları koyun. Örneğin iş ya da okul sonrası akşam (yatmadan en az iki saat önce) yarım saat ya da en fazla bir saat.
*Kızgın, sinirli, depresif hissettiğimizde sosyal medya ya da oyun bağımlılığı artıyor. Bu duygu durumlarında yürüyüşe çıkın, müzik dinleyin.
*Sıkıldığımız ve yalnız kaldığımız zamanlar bağımlılıkları arttırır. Kitap okuyun, bir hobi edinin. Tutkuyla bağlanacak, keyif alınacak bir şeyler bulun.
*Kendinizi kimseyle kıyaslamayın. Sosyal medya hatalı bir algı sonucu tüm hayatlar benimkinden iyi hissiyatı yayıyor.
*Ailenizle, arkadaşlarınızla daha çok zaman geçireceğiniz planlar yapın. Fiziksel olarak birlikte olmak sanal dünyadan daha iyidir.
Tıbbi açıklaması ve çözüm yolları
Bağımlılığın sosyal, biyolojik, genetik ve davranışsal sebepleri vardır. Çözüm için yaklaşım da tüm sebepleri kavrayıcı olmalıdır. Bize zevk veren davranışlar beyin ödül merkezinde dopamin artışına neden olur. Bağımlılıklarda ödül merkezinden çokça dopamin salgılanarak kişide haz mekanizması uyarılır. Haz duygusunu devam ettirmek isteyen kişi adım adım bağımlı olur. Bu basitleştirilmiş anlatımın tersine bağımlılık olayı biyokimyasal ve fizyolojik açıdan çok sayıda anatomik bölge, enzim, hormon, nörotransmitter ve opiad içeren büyük bir matematik denklemi gibidir. Sabırla bu denklemi çözmeli ve çocuklarımızı da kendimizi de özgürleştirmeliyiz. Yaklaşım alkolde de sigarada da diğer bağımlılıklarda da benzer.
Bağımlılıkta öncelikle kişinin derin bir hikayesini alıp çocukluğundan itibaren travmaları, psikolojik blokajları, ilgisizlik, sevgisizlik, yalnızlık, değersizlik gibi durumları saptanmalı, kişinin tüm resmi çıkarılmalıdır. Çünkü üzerinde çalışılacak dopamin, opiadlar, serotonin gibi biyokimyasal farklılıklar kişinin o güne kadar hayata baktığı gözlüğün sonucudur. O gözlük ne kadar lekeli, çamurlu ise algı o kadar bozuktur. Uzun süre yanlış algıyla hayata bakmak ise kişiyi bazen bağımlı yapar, bazen de kronik bir hastalığın zeminini hazırlar.
Farklı yaklaşımlar
Tedavide birçok farklı yaklaşım mevcut. Ben anlattığımız bu zemini dengeleme ve temizlemede homeopati, biorezonans, Eriksoncu yaklaşımla hipnoterapi ve akupunktur tedavi yaklaşımlarını kullanıyorum. Bağımlılığın derecesine göre tedavi süresi 1-6 ay arası değişiyor. Bu zorlu ve uzun bir süreçtir. Umutsuzluğa kapılmadan sevdiklerimizin desteğiyle bu yolda kararlı bir şekilde ilerlemeliyiz. Daha detaylı bilgi edinmek isterseniz Instagram hesabımız @drhasancaglargurol ve 0536 725 5454 numaralı WhatsApp hattından bizlere ulaşabilirsiniz. Sevgi, sağlık ve huzurla kalın.