11.01.2018 - 16:10 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Karşınızda ne Osmanlı’nın hasta adamı ne cumhuriyetin çömez devleti ne 1970’lerin, 1990’ların güçsüz ülkesi var. Artık karşınızda cumhurbaşkanından muhtarına kadar 2023 hedeflerine kilitlenmiş, 2053 ve 2071 vizyonuna inanmış bir millet var" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen 43. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika’nın FETÖ terör örgütü elebaşını vermediğini belirterek, "Sen bunu vermiyorsan bundan sonra sen bizden her hangi bir teröristi istediğiniz zaman bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın" açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin, Fırat Kalkanı Harekatı ile atılan adımı tüm sınırlar boyunca genişletecek güce ve iradeye sahip olduğunu belirten Erdoğan, "Türkiye Amerika’nın bölgemizdeki tutarsız politikaların makasına getirilecek bir ülke değildir. Türkiye AB’nin bölgemizdeki gelişmeler karşısında sergilediği kifayetsizliğin bedelini ödemek zorunda olan bir ülke de değil" ifadelerini kullandı.
"Bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın"
Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet vurgusunu yineleyen Erdoğan, "Nereden en ufak bir tehdit geliyorsa F-16 oluruz, tanklarımızla toplarımızla inlerine kadar gireriz ve giriyoruz. O geçti artık yaptıkları şeyler. Son 1-2 yılı takip ediyorsunuz, haftada 50-100 gidiyorlar. Artık bunlar gidici, ya bu ülkeyi tamamen terk edip gidecekler ya bu işi bitireceğiz. Tek terörist kalmayacak bu ülkede Allah’ın izne ile" diye konuştu.
Aynı şeyin FETÖ’cüler için de geçerli olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bazen anneler geliyor, ‘benim evladım suçsuz, günahsız’ kusuru bakma. Suçsuz günahsızsa zaten bırakıyoruz. Demek ki senin evladın da bir yerlere karışmış. Ama sen farkında olmamışsın. Bunların unutma kabiliyeti, morfinleme kabiliyeti çok ileri, bunlarda her numara var. Evvel ki akşam, bir tuvaletin arkasına bir bölge yapmışlar o bölmede özel görüşmelerini yapıyorlar. Zaten bunların ağası da, örgütün başı da Pensilvanya’da, onun arkasındaki bölgede de Amerika var. Sen bunu vermiyorsan bundan sonra sen bizden her hangi bir teröristi istediğiniz zaman bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın. Müslüman bir yılan deliğinden bir kere sokulur. Öyle stratejik ortaklık olmaz. Bir taraftan ‘stratejik ortağız’ diyeceksin, öbür taraftan Suriye’nin kuzeyinde 4 bini aşkın tır ile orada silahlandırma yapacaksın PYD-YPG’ye. Onlar PKK’nın yan kuruluşu. Bunları sana anlatıyoruz sen bizi dinlemiyorsun, onların başındakileri dinliyorsun, seninle biz nasıl stratejik ortağız, böyle ortaklık olur mu? Ne olursa olsun, biz bu azimle, bu anlayışla, kollarımızı, paçalarımızı sıvayarak, yakınlarımızla helalleşerek yeni istiklal harbimizi savunmadan taarruza dönüştürdük. Sağ olsun güvenlik güçlerimiz teröristleri açtıkları çukurlara gömdü. Gereken önlemler alınarak büyük şehirlerimizi hedef alan eylemlerin önü kesildi. 7 Haziran’da kilitlenen siyasetin önünü 1 Kasım seçimleri ile yeniden açtık" şeklinde konuştu.
"Benim kurmay subayım da o da ayrı bir cambaz"
FETÖ’cü alçakların masum ile suçluyu birbirine karıştırarak yürütülen operasyonların, yapılan yargılamaların itibarını sarsmak için akla gelmeyecek yollara başvurduklarını belirten Erdoğan, "Benim kurmay subayım da o da ayrı bir cambaz, şuanda psikiyatrik vaka olduğuna dair raporlar uydurmuş. Cezaevinden çıkabilmek için bu yollara da başvuruyorlar. Bu noktada avukatlarımız sürece müdahil oldular, böyle bir şey söz konusu değil. Biz kuyumcu hassasiyeti ile bunları birer birer ayrıştırarak, masumların haklarını iade etmek, suçluları hak ettikleri cezalara çarptırmak suretiyle bu mücadeleyi başarıyla sonuçlandıracağız" ifadelerini kullandı.
"Karşınızda ne Osmanlı’nın hasta adamı ne cumhuriyetin çömez devleti ne 1970’lerin, 1990’ların güçsüz ülkesi var"
"Birilerinin başları sıkıştığında kuyruklarını bacaklarının arasına sıkıştırarak kaçacak ikinci, üçüncü vatanları olabilir, bizim yok. Onun için Türkiye’ye sahip çıkacağız" açıklamasında bulunan Erdoğan, "Bizim bu hassasiyetlerimiz ortadayken birilerinin ısrarla burnumuzun dibinde bir terör koridoru inşa etmesi çalışması karşısında sabrımız giderek azalıyor. Bunca zaman beklemiş olmamızın sebebi bu meseleyi, suhuletle, diplomasi ile karşılıklı anlayış ile çözme konusundaki ümidimizi koruyor olmamızdı. Geldiğimiz noktada bu yolların giderek kapandığını, geriye tek bir çarenin kaldığını görüyoruz. Suriye’de, Irak’ta yaşanan hadiselerin, sayıları milyona varan masumun kanı dökülmesi pahasına kurulan düzenin amacı her geçen gün daha net bir şekilde anlaşılıyor. Bize verilen sözlerin tutulmamasına. Gözümüze bakılarak yalan söylenmesine daha fazla tahammül etmek zorunda değiliz. Fırat Kalkanı Harekatı ile attığımız adımı tüm sınırlarımız boyunca genişletecek güce ve iradeye sahibiz. Türkiye hiç kimsenin kendi ülkesindeki iktidar oyununa meze olacak bir devlet değildir. Türkiye Amerika’nın bölgemizdeki tutarsız politikaların makasına getirilecek bir ülke değildir. Türkiye AB’nin bölgemizdeki gelişmeler karşısında sergilediği kifayetsizliğin bedelini ödemek zorunda olan bir ülke de değil. Biz 200 yıldır dört bir yandan üzerine üşüşen leş kargaları, akbabalar tarafından didiklendiği halde hala dimdik ayakta kalabilmiş bir ülkeyiz. Karşınızda ne Osmanlı’nın hasta adamı ne cumhuriyetin çömez devleti ne 1970’lerin, 1990’ların güçsüz ülkesi var. Artık karşınızda cumhurbaşkanından muhtarına kadar 2023 hedeflerine kilitlenmiş, 2053 ve 2071 vizyonuna inanmış bir millet var" dedi.
"Oralarda öyle devlet kurma, bu yola tevessül edenler avucunu yalar"
İstiklal Marşı’nın bir bölümünü okuyan Erdoğan, "Burada sözü edilen vermeyeceğimiz o cennet vatan var ya, işte onun içinde kimi soydaşımız, kimi dindaşımız ama hepsi de kardeşimiz olan coğrafyamızda olan insanların tamamı var, yani 80 milyon var. Başka da var, her kim ki ‘Suriye’den Irak’tan bize ne, Libya’dan Kuzey Afrika’dan bize ne, Balkanlar’dan, Kafkasya’dan, Orta Asya’dan bize ne’ diyorsa bilin ki sadece tarihimizden değil, istiklal ve istikbal kavramlarından da habersizdir. Buraların hepsi de bizim gönül dünyamızın sınırları içindedir. Gazi ne diyordu, ‘misak-ı milli hudutları’ Neresi misak-ı milli? İşte şuanda terör koridoru oluşturmak isteyenler var ya Suriye’de, işte oralar hep misak-i millinin içinde olan yerlerdi. Bu hassasiyetlerimizi unutmayın, oralarda öyle devlet kurma, bu yola tevessül edenler avucunu yalar, gereği neyse görecekler. Kimse orada yeni bir devlet kurma gayreti içine girmesin, kararlılığımız tamdır" diye konuştu.